İYİ Parti: Halka doğrular anlatılmıyor

Türkiye'nin derin bir ekonomik krize sürüklendiği uyarısını tekrarlayan İYİ Parti, öncelikle 3 temel adımın atılması çağrısında bulundu. Varlık Fonu'nun yapısıyla ilgili değişikliğe de eleştiri getirilerek, "Fonsuz varlık fonu yeni yönetim kurulunda, başkanlığın Cumhurbaşkanına, başkan vekilliğinin damada verilmesi adeta mülkün bir aileye kaydığı hissini vermektedir. Felaket tellallığı yapmak istemiyoruz, ancak milletimize doğrular anlatılmıyor" denildi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - İYİ Parti Başkanlık Divanı toplantısı sonrası yapılan yazılı açıklamada, 12 Eylül darbesinin yıldönümüne atıf yapılarak, "Darbe kim tarafından, kime karşı yapılırsa yapılsın, asla kabul edilemez" görüşüne yer verildi.

Ekonomi konusunda da değerlendirmelere yer verilen açıklamada, ekonomi yönetiminin 'ehline verilmesi' çağrısı yapıldı. Açıklamada, başlıklar halinde şu konulara değinildi:

ZAMLAR DURUMUN VEHAMETİNİ GÖSTERİYOR: Türkiye, döviz kurlarındaki büyük artışın tetiklemesiyle, derin bir ekonomik krize sürüklenmektedir. Bundan sırasıyla tüm kesimler nasibini almaya başladı. Firmalar iflas ediyor, her alanda fiyatlar yükseliyor, işsizlik artıyor. Zaten halkımız, iktidarın verdiği sözlere rağmen piyasaların hala düzelmemesi ve art arda gelen zamlarla, durumun vahametini yavaş yavaş anlamaktadır. Dün açıklanan büyüme rakamlarına bakıldığında, büyümenin temel belirleyicisi, ne yazık ki yine üretim artışı sağlayacak yatırımlar değil, devletin ve vatandaşımızın tüketim harcamaları olmuştur. Ekonomi büyürken, tarım sektörümüzün yüzde 1,5 küçülmüş olması ise ülkemizi tarımda dışa bağımlı hale getiren bu hükümet için büyük bir utanç kaynağıdır. Dün açıklanan 'fonsuz' varlık fonu yeni yönetim kurulunda, başkanlığın Cumhurbaşkanına, başkan vekilliğinin damada verilmesi adeta mülkün bir aileye kaydığı hissini vermektedir. Felaket tellallığı yapmak istemiyoruz, ancak milletimize doğrular anlatılmıyor. Diğer yandan derinleşmekte olan krizi çözmek, hasarını azaltmak, süresini kısaltmak mümkündür.

- Öncelikle, ekonomi yönetimi, işin ehline bırakılmalıdır.

- Merkez Bankası tam bağımsız olarak hareket edebilmeli, verdiği kararlar etkisizleştirilmemelidir.

- Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu, yargı bağımsızlığı konusunda hiçbir tereddüt bulunmadığını tüm dünyaya gösterecek adımlar atılmalıdır.

EKONOMİK KRİZİ ANLATACAĞIZ: İYİ Parti olarak, uzun ve engebeli bir süreçten alnımızın akıyla çıktık. En önemli odağımız, artık yerel seçimlerdir. Geçen hafta da belirttiğimiz gibi genel başkan yardımcılarının başkanlığında, milletvekillerimiz, Genel İdare Kurulu ve Kurucular Kurulu üyelerimizden oluşturulan komisyonlar, 17 Eylül’den itibaren illere dağılacak. Komisyon üyelerimiz, illerde yenilenen teşkilatları ziyaret edecek, bölgenin STK’ları ve yerel basınla temas kuracak. Yerel seçimler öncesi teşkilatlarımızla birlikte bölgenin ihtiyaç ve beklentilerini tespit edecek. Komisyon üyelerimiz ayrıca gittiği illerde, ülkenin sürüklenmekte olduğu derin ekonomik krizi, nedenlerini ve çözüm önerilerini anlatacak.

İDLİB KONUSUNDA ARTIK RUSYA'YLA FARKLI YÖNLERE BAKILIYOR: 7 Eylül’de Tahran’da yapılan Erdoğan-Putin-Ruhani Zirvesi, Türkiye’nin genelde Ortadoğu, özelde Suriye politikalarının iflasının belgelendiği bir toplantı olmuştur. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın kamuya açık bir ortamda gerçekleştirilen oturumdaki ateşkes çağrılarına kulak asan olmadığı gibi Putin’in adeta “Çatışanlar burada olmadığına göre siz kimin adına konuşuyorsunuz..?” yönündeki sorusu, Türkiye’nin içine düşürüldüğü çaresizliğin nişanesi olmuştur. Savunma Bakanı Sayın Hulusi Akar'ın dün yaptığı, "İdlib'de ateşkes sürecinin mutlaka devam ettirilmesini istiyoruz. İdlib'e karadan ve havadan saldırılar durmalı, ateşkes sağlanmalı" yönündeki açıklama ise İdlib konusunda Rusya ile artık farklı yönlere baktığımız ve farklı koridorlarda koştuğumuzun da ifadesi olmuştur. Tahran’da sadece sorun belirsiz bir vadeye ötelenmiş oldu. Bunun süresini Putin belirleyecektir.

GÖÇ DALGASI: Göç riskine gelince; iktidarın tüm imkanlarıyla İdlib’den çıkış yapmak isteyenleri, Suriye içinde ve Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı operasyonlarından bu yana kontrolümüz altında bulunan bölgelere yönlendirmesi, önem taşıyacaktır.

EY ABD Mİ YOKSA EY ÇİN Mİ?: Bu arada ABD yönetiminin de Çin Halk Cumhuriyeti’nin Uygur Türklerine yönelik işlediği insan hakları ihlallerinden dolayı bu ülkeye yaptırım hazırlığında olduğu ortaya çıkmıştır. “Dünyanın beşten büyük olduğunu” savunan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu durumda “Eyyy Amerika mı yoksa Eyyy Çin mi’’ diyeceğini büyük bir merakla bekleyeceğiz.

GENÇ BEYİNLER GÖÇ ETMESİN: Divan toplantımızda gündeme alınan maddelerden biri de gençlerimizin yoğun şekilde yurt dışına göç etmesi oldu. Son açıklanan TÜİK verileri, acı bir Türkiye gerçeğini yüzümüze çarptı. Geçen yıla göre Türkiye’den göç eden vatandaşların oranında yüzde 42,5’lik artış olduğu açıklandı. Göç eden grupların içinde en yoğun olarak 25-29 yaş arası gençler var. Türkiye’nin geleceğine yön vermesini beklediğimiz nitelikli ve yetişmiş gençlerimiz, bırakın ülkesi için değer yaratmayı, kendi geleceklerini dahi şekillendiremeyecekleri kaygısıyla başka ülkelere göç ediyorlar. Demokrasinin her geçen gün zayıflaması, adaletin ve hukukun üstünlüğünün yok olma noktasına gelmesi, ekonomi yönetimindeki bilim dışı uygulamalar, dış politikada atılan yanlış adımlar, Suriye politikasının çukura dönmesi ve sonrasında yaşanan demografik değişimler, gençlerimizin ümitlerini giderek azaltıyor ve çareyi başka ülkelere gitmekte buluyorlar. Kendi deyimleriyle “Türkiye’nin muhteşem bir dönem yaşadığını” iddia eden AKP hükümeti, bu gerçeğin sebeplerini açıklamak zorundadır. En değerli hazinesi olan nitelikli, yetişmiş insan gücünü, dünyada bizdeki gibi heder eden çok az ülke vardır. Gelecek bin yıl daha bu topraklarda var olacaksak, bunu ancak nitelikli Türk gençliğiyle başarmak zorundayız.

(DUVAR)

Etiketler iyi parti