Kılıçdaroğlu: Daha krizin başındayız
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Aşırı borçlandılar. Dünya kadar vergi topladılar yetmedi kim önlerine geldiyse borçlandılar. Faiz yükü aldı başını gidiyor. Tefecilere teslim olan bir iktidarla karşı karşıyayız. Erdoğan’a göre, yaşadığımız ekonomik krizin sorumlusu “dış güçler”di. Dış güçlerin başında da Amerika ve Trump geliyordu. Peki, krizi aşmak için kimden liderlik istiyorsunuz? Bir Amerikan danışmanlık şirketinden…
DUVAR - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin henüz ekonomik krizin başında olduğunu belirterek, "Daha mutfaklara esnafa tam yansımış değil. Sorun nedir? 2001'de bir ekonomik krizden sonra iktidar oldular. 16 yılın sonunda Türkiye yeniden bir ekonomik krizle karşı karşıya. Ekonomik krizin sebepleri Türkiye'nin yönetilmemesi. Türkiye savruluyor yönetilmiyor" diye konuştu.
Partisinin grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle:
SORUN BERBEROĞLU SORUNU DEĞİL: (Enis Berberoğlu'nun tahliye edilmesi) Dün parlamentoda yemin etti. Bu ayıba Anayasa Mahkemesi'nin son vermesi lazım. Bekliyoruz. Sorun Enis Berberoğlu sorunu değildir demokrasi sorunudur. Hapiste çok sayıda arkadaşımız var. Eren Erdem niye hapiste? Niye yurtdışına kaçsın? 'Eren Erdem FETÖ'cü...' Siz FETÖ ile kol kola gezerken Eren Erdem sizi eleştirdi FETÖ'yü eleştirdi. O şimdi hapiste parası olanlar dışarıda.
İŞÇİLER VE CUMARTESİ ANNELERİ MESAJI: CHP Grubu'ndan hapisteki bütün işçilere selamlarımızı ve saygılarımızı gönderiyoruz. İşçiler yolsuzluk yapmıyorlar çalışmak üretmek evlerine helal ekmek götürmek istiyorlar. Cumartesi Anneleri'ne niye toplanıyorsunuz diye sıkılan biber gazları haksızlıktır, günahtır Aramızda 'Cumartesi Anneleri' de var. 1995 yılından bu yana diyorlar ki bizim çocuklarımızın mezarı nerede onu gösterin. Galatasaray Meydanı'nda belli bir süre oturuyorlar sonra evlerine gidiyorlar. Cam çerçeve kırılıyor mu? Hayır. Niye toplanıyorsunuz diye sıkılan biber gazları haksızlıktır günahtır.
FİLİSTİN İÇİN TEK CÜMLE ÇIKMADI: Kudüs'te büyükelçilik açacağız dedi. Ne oldu? İçeride neyi söylüyorsanız dışarıda da onu söyleyeceksiniz. Kudüs başkent olarak ilan edildi İsrail'de ne yapıldı 80 milyon itiraz ettik. Ülkeyi yöneten Erdoğan miting yaptı bunun hesabını soracağız dedi. "Kudüs'te büyükelçilik açacağız" dedi. Ne oldu? Gitti BM'ye konuştu. Filistin ile ilgili ağzından bir cümle çıkmadı. İsrail'den gelenler vizesiz gelirler Türkiye'ye Filistinliler vize almak zorundadırlar. Filistin topraklarında bu ülkenin çocukları yatıyor.
KRİZİN BAŞINDAYIZ: Ekonomik krizin daha başındayız. Daha henüz mutfaklara esnafa tam yansımış değil. Sorun nedir? 2001'de bir ekonomik krizden sonra iktidar oldular. 16 yıldır yönetiyorlar tek başına yönetiyorlar. 16 yılın sonunda Türkiye yeniden bir ekonomik krizle karşı karşıya. Ekonomik krizin sebepleri Türkiye'nin yönetilmemesi. Türkiye savruluyor yönetilmiyor. Aşırı borçlandılar. Dünya kadar vergi topladılar yetmedi kim önlerine geldiyse borçlandılar. Faiz yükü aldı başını gidiyor. Tefecilere teslim olan bir iktidarla karşı karşıyayız. Şimdi tefecinin faizini ödemek için de borçlanıyorlar. Türk Lirası'na döneceksen dolarla yaptığın ihaleleri Türk Lirası'na çevir. Çeviremez. İğneden ipliğe her şeye yağmur gibi zam geliyor. Sen elektriğe nasıl zam yapıyorsun doğalgaza nasıl zam yapıyorsun?
MART'TA BAHARI GETİRECEĞİZ: Martta Allah'ın izniyle bu ülkeye baharı getireceğiz. Yeni Ekonomi Programı açıkladılar. Ekonomiyi düzeltecekmişiz. 16 yılda bozdular 3 yılda düzeltecekler. Türkiye'nin yıl sonuna kadar ödeyeceği borç 26 milyar dolar. Cari açığın miktarı 12 milyar dolar. 38 milyar dolar Türkiye'nin para bulması lazım. Merkez Bankası'nın net rezervi 28 milyar dolar. Diyorlar ki biz daha fazla faiz ödeyeceğiz. Bu krizin faturası kime çıkıyor? Krizden kim etkilenir kim etkilenmez. Türkiye'de 3 grup var. Bir saray, iki sarayın çevresi üç halk.
ERDOĞAN'A McKINSEY SORULARI: 1. Erdoğan’a göre, yaşadığımız ekonomik krizin sorumlusu “dış güçler”di. Dış güçlerin başında da Amerika ve Trump geliyordu. Peki, krizi aşmak için kimden liderlik istiyorsunuz? Bir Amerikan danışmanlık şirketinden… “Bizi batırıyorlar” dediğiniz bir ülkenin şirketinden sizi kurtarmasını hangi akılla istiyorsunuz?
2. Erdoğan’a göre bunlar, “ezanımıza, bayrağımıza saldıranlar”dı. Peki, “ezanımıza, bayrağımıza saldıranlar”dan para karşılığı yardım istemeyi bu millete nasıl anlatacaksınız? Hangi yüzle bu anlaşmayı yaptınız? Daha acı olanı ise, bu tutumunuz, “biz bu ekonomiyi yönetemiyoruz, gelin siz yönetin” anlamına gelmiyor mu?
3. Hazine ve Maliye Bakanlığı bünyesinde “Kamu Maliyesi Değişim ve Dönüşüm Ofisi” olacak ve bu Ofis’te de 16 bakanlıktan temsilci olacak. Bunların aldıkları her karar, yaptıkları her uygulama, düzenledikleri her rapor üç ayda bir McKinsey tarafından kontrol edilecek. Türkiye’de bunu yapacak kurum, kuruluş ya da şirket yok mu? Bunu içinize nasıl sindirdiniz?
4. Devletin kozmik odasını FETÖ’ye teslim ettiniz. Şimdi de devletin tüm mali bilgilerini; “ezanımıza, bayrağımıza saldıranlara” teslim edeceksiniz. Bunu hangi ahlaki temele dayanarak yapacaksınız?
5. Size Türkiye’de liderlik yapacak olan McKinsey’e, bu işi ihaleyle mi yoksa birilerinin tavsiyesi üzerine mi verdiniz? Tavsiye üzerine verdiyseniz, size bu şirketi kim ya da kimler önerdi?
6. Bu anlaşmanın tutarı, kapsamı ve süresi nedir? Bunları açıklayacak mısınız? Biliyorum ki açıklayamayacaksınız. “Ezanımıza, bayrağımıza saldıranlar” bunu biliyorlar ama necip Türk Milleti bunu öğrenemeyecek. Bu tutum aynı zamanda sizin gayrıyerli ve gayrımilli karakterinizi göstermiyor mu?
7. Diyorsunuz ki “söz konusu danışmanlığın hiçbir icra fonksiyonu ya da yetkisi olmayacaktır.” Fonksiyonsuz ve yetkisiz bir şirkete hangi vicdanla milyonlarca dolar para ödeyeceksiniz? Fonksiyonsuz ve yetkisiz bir şirket neden üç ayda bir 16 bakanlığı denetlesin?
8. Allah aşkına, neyin nasıl tasarruf edileceğini Türkiye’de hiç kimse bilmediği için mi McKinsey firmasından milyon dolarlar ödeyip görüş alacaksınız?
9. Sevgili Erdoğan 15.03.2015 tarihinde Balıkesir’de yaptığın konuşmada “Benim derdim ne biliyor musunuz? Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye de öyle yönetilmelidir” diyordun. McKinsey ile yapılan anlaşma, devleti bir şirket gibi yönetme arzusundan mı kaynaklanmaktadır? Bu anlayış “hanedan devlet” anlayışı değil midir?
10. McKinsey’nin üç ayda bir düzenlediği raporları kamuoyuna açıklayacak mısınız? Açıklamazsanız, “ezanımıza, bayrağımıza saldıranlar” raporları bilecek ama bizler, -600 milletvekili dâhil- öğrenemeyeceğiz. Bu sizin vatanseverlik anlayışınızı mı yansıtıyor?