Erdoğan: Trump 'dosyaları verin' dedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Moldova dönüşünde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. ABD'yle ilişkileri değerlendiren Erdoğan, "İşte yeni bir dönem başladı. Hedefleri gerçekleştirmeye başlayabiliriz." dedi.
DUVAR - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Moldova ziyaretinin dönüşünde kendisine eşlik eden gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, Amerikalı pastör Andrew Brunson'ın serbest bırakılmasının ardından 'ABD ve Türkiye ilişkileri normalleşecek mi?' sorusuna yanıt verdi.
Erdoğan ABD'yle ilişkilere dair "Brunson’dan önceki dönemlere uzanan taleplerimiz vardı ABD’den. Bunların birincisi FETÖ’nün ele başının verilmesiydi. Aramızda suçluların iadesi anlaşması doğrultusunda bize verilebilir pekala. Kendisi, Türkiye’de müebbet hapse mahkûm edilmiş. Biz klasörleri, hepsini gönderdik. Sonra ben Sayın Trump ile görüştüğümde, “Klasörleri bırak, bana dosyaların numaralarını gönder, yeter” dedi. Bizim İbrahim Bey’in (Kalın) orada muhatabı var. Bolton, onun (Trump) da şu anda en yakın adamı. ‘Bolton’a dosya numaralarını verin, yeter’ dedi." açıklaması yaptı.
Hürriyet'ten Vahap Munyar'ın haberine göre, Erdoğan’ın öne çıkan açıklamaları şöyle;
HALK BANKASI İDARİ KARARDIR: Brunson’dan önceki dönemlere uzanan taleplerimiz vardı ABD’den. Bunların birincisi FETÖ’nün ele başının verilmesiydi. Aramızda suçluların iadesi anlaşması doğrultusunda bize verilebilir pekala. Kendisi, Türkiye’de müebbet hapse mahkûm edilmiş. Biz klasörleri, hepsini gönderdik. Ama Türkiye’de onun tek savunucusu var, o da Kılıçdaroğlu. Daha sonra ben Sayın Trump ile görüştüğümde, “Klasörleri bırak, bana dosyaların numaralarını gönder, yeter” dedi. Bizim İbrahim Bey’in (Kalın) orada muhatabı var. Bolton, onun (Trump) da şu anda en yakın adamı. ‘Bolton’a dosya numaralarını verin, yeter’ dedi. Biz tabii İbrahim Bey’le bütün dosyaların numaralarını gönderdik. Ama henüz bir ses çıkmış değil. Olayın takipçisiyiz. Hakan Atilla meselesi, zaten sürecinde yürüyen bir durum. Çok da fazla bir şeyi kalmış değil. Halk Bankası meselesi ise tamamen bir idari karardır. Bir idari kararla, OFAC ile bu işin rahatlıkla çözülmesi mümkündür. Çözülebileceği kanaatindeyim. Tabii bunların Brunson hadisesiyle herhangi bir alakası yok. O, ülkemde yaşanan şeylerden mütevellit yargıya konu olmuş bir meseleydi. Ben Sayın Trump’a baştan beri, ‘Türk yargısına güvenin’ dedim. Son temasımızda da, ‘Eğer gerçekten bırakılması gerekiyorsa, 12 Ekim’de bizim yargımız bunu bırakır. Ama bırakılması gerekmiyorsa, o zaman da yargımızın vereceği karara saygı duyacaksınız’ dedim.
ABD’YLE HEDEFLERİ GERÇEKLEŞTİRMEYE BAŞLAYABİLİRİZ: 90 gün süre verilmişti. 90 günlük süre artık doldu gidiyor, şimdi herhalde 190’a ulaşacağız’ dedim. ‘Bunu bir defa süratle halletmemiz lazım’ dedim. ‘Şu anda Gaziantep’te Amerikalı askerler ile bizimkiler eğitimlerini yapıyor. Bunların yanında da yine Münbiç’le ilgili olarak oradaki terörist unsurların Fırat’ın doğusuna geçirileceği hususunda söz vermiştiniz. Hâlâ geçirmediniz. Bu konuda Trump da söz verdi. Siz de verdiniz. Hatta Obama da ‘Bunu çözeceğiz’ demişti. Bu konuda mesafe alınması isabetli olur’ dedim. Dediğim gibi, Gaziantep’te şu anda bizim askerlerle beraber bir çalışmanın içerisindeler. Dolayısıyla bu kez bir mesafe alınması mümkün. Şu anda işte yeni bir dönem başladı. Hedefleri gerçekleştirmeye başlayabiliriz.
CUMHUR İTTİFAKI VAR, ‘UCUZ PAZARLIK’ YOK: Biz Sayın Bahçeli ile her zaman bir araya gelebiliriz. Şu anda görevlendirdiğimiz arkadaşlar, işi pişirip bizim önümüze getirecekleri konuma ulaşıldığında o zaman da biz tekrar bir araya gelebiliriz. Asıl görev şimdi bizim belirlediğimiz arkadaşlara düşüyor. Arkadaşlarımız gelişmelere göre çalışmaları yapacaklar. Fakat ortada yani, şu il, bu il, vesaire filan, böyle bir şey söz konusu değil. Tabii bizim asıl üzerinde durduğumuz, durmamız gereken konu, yani Türkiye’ye yapılan bütün bu saldırılar karşısındaki duruşumuzdur. Onun için biz ‘Cumhur İttifakı’na olan sadakatimizi korumaya devam edeceğiz. Yani Sayın Bahçeli’nin de, benim de üzerinde durduğumuz konu Cumhur İttifakı’na olan sadakatimizdir. Öyle ucuz pazarlıklara filan biz girmiş değiliz. Onu da birbirimize zaten yakıştırmayız, yakıştırmıyoruz.
ORADA ÖNEMLİ OLAN DEYRİZOR GERİSİ ÇÖL: Şu anda Fırat’ın doğusunda öyle ciddi manada rahatsız edici şeyler yok. Çünkü, Fırat’ın doğusu diye zikredilen yerlere şöyle ağırlıklı baktığımız zaman oralarda adeta çölü görürsün. Burada önemli olan şey Fırat’ın doğusunda Deyrizor’dur. Çünkü, orası bir enerji potansiyelidir. Onun bir şöyle havzası var. Orasıdır asıl yer... Çünkü, buradan terör örgütü ham petrolü çıkartıp ondan sonra belli yerlerde işlemesini yapıp buradan çok ciddi bir rakam, rant elde ediyor. Terör örgütü zaten oralarla kontaklı halde. Başta DEAŞ olmak üzere... Burada YPG ve PYD, bunlar ise buraya kısmen ortaklıkları vs. oluyor. Tabii Rakka’nın durumu var. Bunlar için önemli olan. Öbür tarafta şu anda yukarıya doğru baktığımızda Haseke, Kamışlı, buralar var ama bir de çöl diyebileceğimiz bölge var. Şimdi buralarda bunların nasıl bir yaklaşım sergileyeceklerini bilemiyoruz. Aşiretlerin de bu noktada tavrı var. Münbiç’te... Bütün bunlara karşı. Ve hepsi de burada bayağı kararlı duruş sergiliyorlar. Şimdi Rakka noktasında da tabi yavaş yavaş rejim burada puan kaybediyor, daha çok koalisyon güçleri puan kaybedecek. Fakat zaman lehe işleyecek diye düşünüyorum. Çünkü şu anda Amerika ve koalisyon güçleri de bu konularla ilgili olarak arkadaşlarımız da onlarla irtibat kurma gayreti içerisindeler.