Ayhan Bilgen: 280 dolarlık asgari ücret Avrupa’nın neresinde var?
HDP Grup Başkanvekili Ayhan Bilgen, 'asgari ücretin önümüzdeki günlerde tartışılacağını' belirtti. Bilgen, "Türkiye’de asgari ücret 280 dolara indi. 280 dolarlık asgari ücret Avrupa’nın neresinde var?" diye sordu.
DUVAR - Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Ayhan Bilgen, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
‘KÖLELİK KOŞULLARINDA ÇALIŞTIRIP, AVRUPA KIYASLAMASI YAPAMAZSINIZ’
Bilgen, emeklilikte yaşa takılanlara ve asgari ücretin belirlenmesine değindi. Bilgen şöyle devam etti; "Emeklilikte Yaşa Takılanlarla ilgili anlamsız açıklamalarla kamuoyu manipüle ediliyorsa, sağlık harcamaları gibi eğitim harcamaları gibi en hayati konularda da kamuoyu yanlış yönlendirilerek bu bütçe süreci yönetiliyor demektir. Emeklilikte Yaşa Takılanlara dair tavır koyanlar, Avrupa’daki yaşam süresi ile Türkiye’deki yaşam süresini karşılaştırıyor mı? Ya da Avrupa’daki ücretlerle Türkiye’deki ücretleri karşılaştırıyorlar mı? Önümüzdeki günlerde asgari ücretle ilgili tartışma yapılacak. Türkiye’de asgari ücret 280 dolara indi. 280 dolarlık asgari ücret Avrupa’nın neresinde var? Sadece dünyada insanların köleleştirilerek çalıştırıldığı ülkelerde var. İstanbul 3’üncü Havalimanındaki rögardan çıkan cenaze gösteriyor ki, 18. yüzyıl Avrupası’nda sanayinin ağır koşullarında ya da Amerika’da çalıştırılan kölelerle benzer koşullar var. Çalışma koşulları ve ücretler başka bir yüzyıla ait olacak ama çalışma süresiyle ilgili Avrupa kıyaslaması yapacaksınız. Biz tüm partileri bu konuda kararlı olmaya davet ediyoruz.”
KAŞIKÇI CİNAYETİ: KAYGI VERİCİ BİR TABLO!
Gazeteci Cemal Kaşıkçı olayına değinen Bilgen, “Bir ülkede elbette ki diplomatik misyonla ilgili, diplomatik sınırlarla ilgili özenli davranmak her ülke açısından hukuk devleti olmanın zorunluluklarındandır. Diplomatik kurallar insanlığın kazanımıdır ama insan yaşamından daha önde değildir. Böyle kural tanımayarak, bu kadar hoyratça bir gazetecinin yaşamına son verilmesi, gazetecinin kimliğinden bağımsız olarak bu coğrafyada işlerin nasıl döndüğüne ilişkin kaygı verici bir tablodur. Sorumsuz açıklamalarla üzeri örtülmeye çalışılırsa, bunun suç ortağı sadece konsolos değil, buna fırsat veren herkestir. Türkiye’deki iktidar da dahil” ifadelerini kullandı.
Kamuoyunun, bu olayın gerçek yüzünü bir gün bile gecikmeden öğrenme hakkı olduğu düşüncesinde olduklarını belirten Bilgen, “Olayın nasıl gerçekleştiği, kimin ne kadar hangi aşamada bilgisi olduğuna dair somut açıklamalar bekliyoruz. Bugüne kadar olan biten bir yerlerden cesaret alındığını gösteriyor. Neye güvenerek, hangi ilişkilere güvenerek bu kadar fütursuzca davranılmışsa, bunun böyle olmadığını ispatlama sorumluluğu da güvendiği aktörlere aittir. Suudi Arabistan’ı para kaynağı olarak gören bütün yönetimlere aittir” diye konuştu.
‘IMF KARŞITLIĞI SADECE HAMASETTİR’
Bilgen, önümüzdeki günlerde Meclis’te başlayacak bütçe mesaisine de değindi. Bilgen, bu konuda “Yeni sistemde de Meclis’in bütçe hazırlama sürecine ne kadar dahil olacağı, hem yasama organının saygınlığı açısından belirleyicidir hem de katılımcılık konusunda kritik öneme sahiptir. Eğer bütçe muhalefetin hiçbir önerisi dikkate alınmadan Genel Kurul’a inerse bir prosedür tamamlanmış olur ama halka, muhalefete kapalı bir bütçe süreci gerçekleşmiş olur. Bütçeyle ilgili beklentisi olan ciddi kesimler var. Türkiye şu anda IMF ile çalışmıyor ama IMF koşullarından 3 kat daha kötü koşullarda piyasaya para sokmanın derdiyle yanıp tutuşuyor. IMF’ye niye karşıyız? Sembolik mi yoksa esastan mı karşıyız? Eğer başka ülkelerin IMF ile çalıştığı koşullardan daha kötü koşullarda faizle borçlanıyorsak, bu yapılan IMF karşıtlığı sadece hamasettir. Biz elbette sadece faiz ve borçlanma üzerinden bütçe tartışmayacağız. Ama bugüne kadar karşı durulan, iddia edilen yaklaşımın tam tersi sergilenecekse bu, ülke için büyük kaygıları beraberinde getirir” değerlendirmelerinde bulundu.