Temelli: İttifak dedikleri pazarlık
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, 259 muhtarın görevden alınmasının nefret suçu olduğunu söyledi. Öğrenci Andı tartışmalarına ilişkin "And okunmayınca çocukların Türk olmasında zaafiyet mi yaşandı?" diye sordu. MHP ve AK Parti'nin yerel seçim için ittifak yapmaktan vazgeçmesini de değerlendiren Temelli "Birbirlerine düştüler. Bunları faşizmin çöplüğüne süpüreceğiz" dedi.
DUVAR - Yerel seçimde kayyımları süpüreceklerini söyleyen HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, "Türkiye'ye barış da gelecek, demokrasi de gelecek" dedi.
Temelli, partisinin TBMM toplantısında yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:
BİRBİRLERİNE DÜŞTÜLER: Çok yakında bu kayyumları süpürüp atacağız. Zaten birbirlerine düştüler. Bunları faşizmin çöplüğüne süpüreceğiz. Geldiğiniz nokta budur. İttifak dedikleri pazarlıktır demiştik. Halkın sorunlarına pazarlıkla çözüm üretemezsiniz. Bunların hepsini süpürüp atacağız. Türkiye'ye barış da gelecek, demokrasi de gelecek. Türkiye'ye barış HDP ile gelecek.
BARIŞ İÇİN DİRENEN MUHTARLAR GÖREVDEN ALINDI: Geçen hafta 259 muhtar görevinden alındı. Hangi muhtarlar alındı. Kürt muhtarlar alındı. Barış için direnen muhtarları alıyorlar. Bu anlayış bölücüdür, nefret suçudur. Bunlar insanlar birbirlerine düşman olsun diye çabalıyorlar. Erdoğan, Diyarbakır'da ikinci kez stadyum açılışına katıldı. Seçimlere kadar 3 defa daha açarlar. Erdoğan 'Umduğumuzu bulamadık' demişti. Seçimlerde de umduğunu bulamayacak.
BELEDİYELERİMİZDE TEK BİR YOLSUZLUK BULAMADILAR: Belediyelerimize gönderilen müfettişler tek bir yolsuzluk bulamadı. Kayyım atananlarda ise yolsuzluklar ortaya çıkıyor. Bakın Silopi Belediyesi'ne... Yolsuzluk belgelenmiş durumda. Gelsinler bizim belediyelerimizle ilgili bir tane belge yok. Ne var, iftira ve yalan var. Van Belediye Eş Başkanı Bekir Kaya ise yoksullukla mücadele ettiği, yoksullara yardımlarda bulunduğu için hapis cezası aldı. Arkadaşlarımız şehirleri ayağa kaldırdığı için tutuklandı. Tüm arkadaşlarımız serbest bırakılana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.
GEL DE DİYARBAKIR'DA SÖYLE: Müftülere diyor ki, "Doğu'yu ve Güneydoğu'yu boş bırakmayın". Niye buralarda müftü yok mu? Yani onlar anadilinde ibadet etmesin. Yani onların kimliklerini yok sayalım. Onlara inat biz de parti olarak ibadetimizi anadilimizde yapacağız. Erdoğan Moldova'ya gitmiş, Gagavuz Türklerine "Kültür ırkçılığına karşıyım" diyor. Sen bunu Diyarbakır'a geldiğinde söyleyebiliyor musun? Gel bunu İstasyon Meydanı'nda söyle. Yetmemiş Moldova'ya giderken hediye olarak da TOMA götürüyor.
AND MESELESİ NİYE ORTAYA ÇIKTI?: Öğrenci andı önümüze yeniden geldi. Kimsenin sorduğu yok. Şimdi Türkiye'de çocuklarımız and okumuyor diye Türk olmalarında bir zafiyet mi ortaya çıktı. Fakat bu and meselesi niye ortaya çıktı? Bu ülkete milliyetçilik üzerinden siyaset yapmanın bir tezahürüdür. Öğrenciler sabah okulda and içmesin, süt içsin. Çünkü bu ülkede çocuk yoksulluğu var.
YANIT FIRAT'IN DOĞUSUNDA: Şimdi çıkmış Cumhurbaşkanı Cemal Kaşıkçı olayını anlatıyor. 2 Ekim'de herkes biliyordu ne olduğunu. Bu diplomaside geldiğiniz durumu size gösteriyor. Kaşıkçı Türkiye'de öldürülüyorsa, neden Türkiye'de öldürüldüğü sorusunun cevabını vereceksiniz. Bu sorunun yanıtı Fırat'ın doğusundadır.
BARIŞ MASASINA OTURULSUN: Savaş tam tamları iktidarın ömrü uzasın diye gündemden düşmüyor. Bunun propagandasını yapanlar evlatlarımızı elimizden alıyor. İktidarın bu savaşında tüm ailelerin yan yana gelmesinin artık kaçınılmaz olduğuna inanıyorum. Artık tüm anneleri, yitirdiğimiz evlatlarımızın anısına sahip çıkmaya çağırıyorum. Bunun yolu iktidara karşı barış mücadelesinden geçiyor. Bugün barış tecrit altında. Sayın Öcalan'a uygulanan tecrit bitmeden barış konusunda adım atmak mümkün değil. Şimdi bir kez daha dile getiriyoruz. Gelin masaya oturalım. Muhatabı bellidir. Başka muhataplar arayarak bu sorunu çözemezsiniz. Gelin bu tecrite son verin.
YOKSULLUĞU ARTIRACAK BÜTÇE: 2019 bütçesinin Meclis gündemine geliyor. Bırakın yoksullukla mücadeleyi, yoksulluğu daha da artıracak bir bütçe. Emeklilikte yaşa takılanlar gündemde... Onlara buradan söyleyelim: Yaşa değil, saraya takılıyorsunuz. Saraylarda yaşamanın bedeli çok ağır. Bütçeye bakıldığınıda bu görülüyor. Saraya değil, emekçiye bütçe diyoruz.
(HABER MERKEZİ)