Cihan Paçacı: Yerel seçimler, seçmenin iktidara ders verme platformudur

İYİ Parti Genel Sekreteri Cihan Paçacı: AK Parti’nin bugüne kadar sorumlu tutulduğu her meselede, kendisini destekleyen MHP de aynı ölçüde sorumludur. Ekonomik krizin en önemli sebeplerinden biri de siyasal sistemin değişmiş olmasıdır. Tek adama yönelik bir sistem, ekonomik krizin en önemli sebeplerinden biridir ve bu sistemi oluşturan bir siyasi partinin seçmen nezdinde masum görülmesi, sorumlu tutulmaması pek mümkün görünmüyor

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - AK Parti ile MHP’nin yerel seçimde ittifak yapmayacağının kesinleşmesiyle siyasette dengeler bir anda değişti. Gelişmeleri İYİ Parti Genel Sekreteri Cihan Paçacı ile konuştuk. MHP’nin eski genel sekreteri Cihan Paçacı, Devlet Bahçeli’nin en yakın çalışma arkadaşlarındandı. Kendisi uzun yıllar DYP’de ardından da MHP’de önemli görevlerde bulundu. Paçacı’nın İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’le yol arkadaşlığı da çok eskilere dayanıyor.

Üç dönem milletvekilliği yapmış olan Cihan Paçacı, Mart 2019’daki yerel seçime dair öngörüsünü şu sözlerle anlattı, “İktidar partisi yerel seçimlere çok büyük bir dezavantajla gidiyor. Ülkede çok ciddi bir ekonomik kriz var. Bu krizin siyasete yansımaları olacaktır. Seçmen, özellikle yerel seçimleri her zaman iktidara ders verme platformu olarak görmüştür. Bu geçmişte Anavatan Partisi’nin de başına gelmişti. Önümüzdeki yerel seçimlerde de AK Parti’nin oyunun ciddi biçimde düşeceği kanaatindeyim.”

Dün, birinci yaşını kutlayan İYİ Parti’nin siyasi konjonktürü nasıl okuduğunu Genel Sekreteri Cihan Paçacı’dan dinleyelim…

AK Parti ile MHP arasındaki yerel seçim ittifakının bozulmuş olması sizi şaşırttı mı?

Ben Cumhur İttifakı’nı başından beri zoraki nikâh olarak görüyorum. Bu noktaya gelindiğini tahmin ediyordum çünkü Devlet Bahçeli af teklifinde yalnız kaldı. “Andımız” konusunda da gerek bizim gerek MHP’nin hassasiyetleri belli. Dolayısıyla bu ayrışmanın gerekçeleri oluşmuştu.

‘CUMHUR İTTİFAKININ SADECE İSMİ KALACAK’

Taraflar “Cumhur İttifakı bozulmadı” açıklamasını yapıyorlar. Sizce ittifak sürer mi?

Dünya görüşü iki farklı siyasi parti 15 Temmuz sonrası bir yakınlaşma içine girdi ve bu yakınlaşma seçimlerde Cumhur İttifakı’nı doğurdu. Ancak Cumhur İttifakı’nın kapsamı son günlerde ciddi şekilde daraldı. Bundan sonraki süreçte sadece Meclis aritmetiğini etkileyecek bir birliktelik görünüyor ve bu ittifakın Milliyetçi Hareket Partisi açısından en önemli dezavantajı MHP’ye siyaset yapma alanı bırakmamış olmasıdır. Devlet Bahçeli kendi parti politikaları açısından uygun düşmeyen ve tamamen Adalet ve Kalkınma Partisi’nin tercihi olan politikaları onaylamak zorunda kalmaktadır. Bu ittifakın belli bir süre sonunda sanıyorum sadece ismi kalacaktır. Bu ittifaklar tamamen seçime yönelik idi. Şahsi kanaatim, bu ittifakların sürdürülemez olduğu yönünde.

"Şahsi kanaatim, bu ittifakların sürdürülemez olduğu yönünde. Zaten Millet İttifakı seçimden sonra bitmiştir. Cumhur İttifakı da aynı sonu yaşayacak."

Millet İttifakı için de geçerli mi bu?

Bu sadece Cumhur İttifakı için değil Millet İttifakı için de böyledir. Zaten Millet İttifakı seçimden sonra bitmiştir. Cumhur İttifakı da aynı sonu yaşayacak.

‘ARTIK İTTİFAKLARDAN DEĞİL İŞ BİRLİĞİNDEN BAHSEDELİM’

Millet İttifakı bitti ama yaklaşan yerel seçimde yeni ittifak arayışları söz konusu…

Artık ittifaklardan bahsetmeyelim iş birliğinden bahsedelim. Bu iş birliği her siyasi parti için geçerlidir. Seçimlerde yapılan ittifakların dışında da siyasi partiler çeşitli iş birlikleri içine girebilirler. Önümüzdeki mahalli idareler seçiminde, seçmen farklı siyasi partilerle iş birliği yapabilir.

Bu ayrılığın sebebi, Devlet Bahçeli’nin “İstanbul’da aday göstermeyeceğiz” açıklamasıyla yaptığı jestine karşılık bulamaması olabilir mi? Yani bazı belediyeler konusunda uzlaşamamış olabilir mi iki parti?

Sanıyorum MHP’nin beklentisi, mevcut belediyelerini korumaya yönelikti. Ancak AK Parti bu konuda MHP’ye karşı olumlu bir yaklaşım içinde olmadı. AK Parti kendi açısından haklıdır çünkü AK Parti son seçimlerde birçok yerde birinci parti iken MHP, dördüncü, beşinci parti konumuna düştü. Birinci olmuş bir siyasi partinin beşinci sıradaki partiye yerel seçimlerde taviz vermesi siyaseten pek mümkün olmaz.

‘İKTİDAR PARTİSİ UYGUN BİR KONU İÇİN GELİRSE OLUMLU BAKARIZ’

İYİ Parti sık sık “yapıcı muhalefet” sergileyeceğini söylüyor. Bu çıkış, Meclis’te yeterli çoğunluğu olmayan iktidar partisinin ihtiyaç duyduğunda İYİ Parti’den destek bulup bulamayacağı sorusunu akla getiriyor.

İktidar partisi bizim parti politikalarımıza uygun bir konu için gelirse buna olumlu bakarız. Yani bizim amacımız vatandaşların menfaatine olan her şeye olumlu bakmaktır. Mesela emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili meseleyi çözmek için bize gelirse biz buna can-ı gönülden evet deriz. Ama iktidar partisinin muhalefetle iş birliği yaparak toplumsal bir anlayışla hareket ettiği bugüne kadar görülmedi, bundan sonra da öyle bir şey olacağını sanmıyorum.

“SEÇMEN, YEREL SEÇİMLERİ İKTİDARA DERS VERME PLATFORMU OLARAK GÖRÜR”

Araştırma şirketi KONDA’nın Genel Müdürü Bekir Ağırdır, T24'te Hakan Aksay’a verdiği söyleşide ‘AK Parti ve CHP'nin oy seviyesinin 24 Haziran seçimlerinin de gerisinde göründüğünü, bugün bir seçim olsa sonucu muhalefetin durumunun belirleyeceğini’ söyleyerek “1 Nisan'da yeni Milliyetçi Cepheye hazır olalım” dedi.

İktidar partisi yerel seçimlere çok büyük bir dezavantajla gidiyor. Ülkede çok ciddi bir ekonomik kriz var. Bu krizin siyasete yansımaları olacaktır. Seçmen, özellikle yerel seçimleri her zaman iktidara ders verme platformu olarak görmüştür. Bu, geçmişte Anavatan Partisi’nin de başına gelmişti. Önümüzdeki yerel seçimlerde de AK Parti’nin oyunun ciddi biçimde düşeceği kanaatindeyim. Bu oyların hangi siyasi partilere kayacağı henüz belli değil. Bu oylar, her seçim bölgesinde farklı siyasi partilere gidebilir. Bu durum, adaya bağlıdır. İYİ Parti olarak ciddi bir oy alacağımız kanaatindeyim.

“İYİ PARTİNİN HER SEÇİM BÖLGESİNDE ADAYI OLACAK”

İYİ Parti her seçim bölgesinden aday gösterecek mi? Farklı partilerle, sizin deyiminizle yapacağı “iş birliği” çerçevesinde bazı seçim bölgelerinde aday göstermeyebilir mi?

İYİ Parti’nin her seçim bölgesinde adayı olacaktır. Adaylarda aradığımız özellikler her şeyden önce liyakat sahibi, dürüst, sevilen sayılan bir kişilik olmasıdır.

"Ekonomik krizin en önemli sebeplerinden biri de siyasal sistemin değişmiş olmasıdır. Tek adama yönelik bir sistem, ekonomik krizin en önemli sebeplerinden biridir ve bu sistemi oluşturan bir siyasi partinin seçmen nezdinde masum görülmesi, sorumlu tutulmaması pek mümkün görünmüyor."

‘GÖKÇEK’İN MHP’DEN ADAYLIĞINI GERÇEKÇİ BULMADIM’

Melih Gökçek, MHP’nin Ankara adayı olur mu? Kimileri bu gelişmeyi MHP’nin AK Parti’yi Ankara’da köşeye sıkıştırma hamlesi olarak yorumladı, kimileri ise Gökçek’in kendisini gündeme çabası olarak.

Ben bunu duyduğumda gerçekçi bulmadım. Bu, kurgudan öteye geçmez. Ciddiye alınacak bir durum olduğunu sanmıyorum.

AK Parti’de rahatsızlık yarattığı ortada. Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, “Gökçek iş olsun diye görevden alınmadı” dedi(Söyleşinin yapıldığı dakikalarda Gökçek henüz Twitter hesabından Hayati Yazıcı’ya, “Sabrımı taşırma, vallahi tozunu atarım” yanıtını vermemişti)…

Gökçek açısından bakarsak halen siyasi partiler tarafından potansiyel aday olarak görüldüğünü kendi partisine bir şekilde göstermiş oldu. MHP açısından da toplumda ses getirecek bazı isimlerin kendi partilerinden aday olabilecekleri imajını vermeye çalıştılar.

Sizin de ses getirecek adaylarınız olacak mı?

Tabii ki ses getirecek adaylarımız olacaktır. Büyük kentlerde o kentin seçmeninin tanıdığı adaylar tercih edilecektir. Bizim de toplumda saygı uyandıracak, sevilen adaylarımız olacaktır.

‘MANSUR YAVAŞ’IN ANKARA’DAN ADAY OLMASI ARZUMUZDUR’

İYİ Parti’nin Ankara adayı Mansur Yavaş mı olacak?

Mansur Bey Ankara’da girdiği her iki seçimde çok ciddi oy almış bir siyasetçidir. Partimizden aday olması parti yöneticileri olarak bizlerin ortak arzusudur.

Adaylarınızı ne zaman açıklayacaksınız?

Açıklamak için henüz erken. En yüksek oyu getirebilecek adayı bulmak için çalışmalarımız devam etmektedir. Teşkilatlarımızın tespit ettiği adaylar incelenecek. Daha sonra kamuoyu şirketleri vasıtasıyla o yörede sevilen sayılan isimler havuzu oluşturulacak ve bunlar içerisinde partimize en uygun olanı seçilerek ilan edilecektir.

‘MHP’LİLER EYT’DE İLK OYLAMADA ÖZGÜR İRADELERİYLE OY KULLANDILAR’

Önceki gün İYİ Parti'nin “emeklilikte yaşa takılanlar” önergesine CHP, HDP ve MHP destek verince komisyon kurulması için önerge Genel Kurul'a taşındı. Ancak MHP Genel Kurul'daki oylamada tavır değiştirince önerge kabul edilmedi. Bahçeli, partisinin Grup Başkanvekili Erhan Usta’yı görevden aldı. Sizce MHP milletvekilleri ikinci oylamada özgür iradeleriyle mi çekimser kaldılar?

Birinci oylamada özgür iradeleriyle oy kullandılar ama daha sonra MHP, parti politikaları gereği oy kullandı. Burada MHP’nin Meclis grubu ile parti genel merkezi arasındaki kopukluk bir şekilde ortaya çıkmış oldu. Birinci oylamada olumlu oy kullanan milletvekillerinin iki saat sonra olumsuz oy kullanması onlar açısından da çok rahatsız edici bir durum yarattı.

Partinizin EYT önergesine CHP, HDP ve MHP’nin destek vermesi gibi bu süreçte yasama faaliyetlerinde benzer durumlara tanık olur muyuz?

Eğer her siyasi parti kendi parti politikaları gereği hareket ederse bu tip tablolar çıkabilir ama Milliyetçi Hareket Partisi her hal ve şartta AK Parti’yi destekleme yönünde politikasını sürdürürse iktidar blokunun istediği olur Meclis’te.

‘AK PARTİ’NİN SORUMLU TUTULDUĞU HER MESELEDE MHP DE SORUMLUDUR’

Devlet Bahçeli’nin AK Parti ile yerel seçim ittifakını bozarken ekonomik krizin yarattığı faturanın MHP’ye kesilmesinin de önüne geçtiği yorumu yapılıyor. Partisine kızan AK Parti seçmeni oyunu bu kez MHP’ye verir mi?

Ben o hesaba katılmıyorum. AK Parti’nin bugüne kadar sorumlu tutulduğu her meselede, kendisini destekleyen MHP de aynı ölçüde sorumludur. Ekonomik krizin en önemli sebeplerinden biri de siyasal sistemin değişmiş olmasıdır. Tek adama yönelik bir sistem, ekonomik krizin en önemli sebeplerinden biridir ve bu sistemi oluşturan bir siyasi partinin seçmen nezdinde masum görülmesi, sorumlu tutulmaması pek mümkün görünmüyor.

“BİR SİYASİ PARTİ HEM İKTİDAR HEM MUHALEFET OLAMAZ”

MHP, hem iktidar ortağı hem muhalefet olmayı seçmene anlatamaz mı diyorsunuz?

Bir siyasi parti hem iktidar hem muhalefet olamaz. Seçmen de bunun özellikle muhalefetini ciddiye almaz. Bu hangi siyasi parti olursa olsun fark etmez. Herhangi bir siyasi partiyi itham etmek amacıyla söylemiyorum ama siyasetin doğası gereği hem iktidar hem muhalefet yapılamaz.

‘ERDOĞAN BU AYRIŞMADA KÜRT SEÇMENLERE İHTİYAÇ DUYUYOR’

AK Parti pragmatist bir parti. 7 Haziran 2015’ten bu yana milliyetçiliği tırmandıran Erdoğan, Danıştay’ın Andımız’ın okullarda yeniden okutulması tartışmasına ‘Türkçülük de Kürtçülük de bölücülüktür’ diyerek yanıt verdi. Neden?

Sayın Cumhurbaşkanı çok sık araştırma yapan ve ona göre siyasi tavır alan bir siyasetçi. Her siyasi manevrasının kendi içinde bir mantığı olduğu kanaatindeyim. Bu ayrışmada Kürt seçmenlere ihtiyaç duyduğunu söyleyebiliriz.

‘OY KAYBETTİĞİ BÜYÜKŞEHİRLERDEKİ KÜRT SEÇMENİ ETKİLEMEK İÇİN MAKAS DEĞİŞTİRDİ’

Muhafazakâr Kürt seçmeni mi kastediyorsunuz? Çünkü binlerce üyesi, eski eş genel başkanları, milletvekilleri, yöneticileri tutuklu olan, belediyelerine kayyım atanmış, yeniden seçilirlerse tekrar kayyım atama tehdidiyle karşı karşıya bulunan HDP ile uzlaşacağına dair hiçbir işaret yok.

Sayın Cumhurbaşkanının özellikle büyükşehirlerdeki oy düşüşünü gördüğü ve buradaki Kürt seçmeni etkilemek için bu makas değişikliği yaptığı kanaatindeyim. Bu tamamen AK Parti pragmatizmiyle ilgilidir. Sayın Cumhurbaşkanı AK Partili seçmenin Andımızın kaldırılmasından rahatsız olduğunu ve oy kaybedeceğini görse eminim ertesi gün Andımız konusunda bizim savunmamızdan daha fazla bir savunma içine girebilir.

Sağ seçmen “Dün dündür bugün bugündür” veciz ifadesiyle zihinlere kazınan söylem değişikliğine alışık ama nasıl oluyor da yıllardır Rabia işareti ile birlikte atılan “Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet” sloganı bir anda Andımız karşıtlığına dönüşüp kitlesini buna ikna edebiliyor?

Belli bir seçmen kitlesi maalesef sorgulamıyor. Kendi partisinin doğru veya yanlış her politikasını peşinen kabulleniyor. Bu seçmen kitlesi genellikle AK Parti’de mevcut. Çok başarılı bir algı yönetimi var AK Parti’nin. Bu da medya sektörünün yüzde 90’ını elinde tutmasından kaynaklanıyor. Seçmen herhangi bir olayla ilgili haberi bu medyadan alıyor, yorumu bu medyadan dinliyor. Doğal olarak yanlış da olsa etkileniyor. Medya, ayağı seçmeni çok ciddi etkileyen bir unsurdur. Medya maalesef saygınlığını tamamen kaybetmiştir. Medya, haberciliği bırakıp yönlendirmeye, propagandaya soyunursa tirajlar da düşer saygınlık da ortadan kalkar. Ben bugün sade bir vatandaş olarak objektif yayın yapan gazete ve televizyona ihtiyaç duyuyorum ama bulamıyorum.

Şekerbank, Etibank, Halk Bankası ve Ziraat Bankası’nda genel müdür yardımcısı, genel müdür ve yönetim kurulu başkanlığı gibi önemli görevlerde bulundunuz. İş Bankası tartışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

İş Bankası halka açık bir anonim şirkettir. Özel hukuk hükümlerine tabidir. Asla dışarıdan müdahale edilmemesi gerekir. Dikkat edilirse Sayın Cumhurbaşkanı’nın yapmış olduğu her müdahaleden sonra borsadaki hisse senetlerinde ciddi değişimler yaşandı.

‘TEDBİRLER ALINMAZSA TÜRKİYE IMF İLE ÇALIŞMAK ZORUNDA KALACAK’

Siyasi iktidar ekonomik krizi yönetebiliyor mu?

İktidar, ekonomideki krizi hafife almakta ve gerekli temel tedbirleri almadan idare etmeye çalışmaktadır. İktidar bu tutumunu sürdürürse Türkiye tekrar IMF ile çalışmak zorunda kalacaktır.

MHP’de Bahçeli’nin karşısına rakip olarak çıkan genel başkan adayları İYİ Parti’de. Siz de MHP’nin genel sekreteri idiniz, şimdi İYİ Parti’nin genel sekreterisiniz. Peki nedir İYİ Parti’yi MHP’den farklı kılan?

İYİ Parti kendisini merkezde konumlandıran bir partidir. Geçmişte farklı siyasi görüşe sahip olan herkesin siyaset yapabileceği bir kurumdur. İYİ Parti milliyetçi, muhafazakâr, Cumhuriyetin temel değerlerine inanan, Atatürk’ü ve ilkelerini savunan bir siyasi partidir. Kırmızı çizgimiz, terör örgütlerine bulaşmış insanların bu partide siyaset yapamayacağıdır. Sayın Meral Akşener’in özellikleriyle partinin temel felsefesi birbiriyle çok uyumludur. Sayın Akşener milliyetçi muhafazakâr bir cumhuriyet kadınıdır, bir akademisyendir. Bu tablo İYİ Parti’yi başarılı kılacak unsurların başında gelmektedir. Genel Başkanımız Meral Akşener’in önderliğinde, çok güç şartlar altında kurulan partimiz bugün(dün) bir yaşına giriyor ve her geçen gün Türkiye’nin umudu olmaya devam ediyor.