HDP: 1,2 katrilyon buhar olmuş
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın günlerdir Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin açıklamalar yaptığını belirten HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan "Türkiyeli gazetecilerin kim tarafından öldürüldüğü hâlâ bilinmemektedir. Cesaretiniz varsa derin devletin arşivlerini açarsınız" dedi. AK Parti ve MHP arasındaki sorunun rant kavgasından kaynaklandığını söyleyen Buldan, EYT'lilerin yaşa değil AK Parti-MHP'ye takıldığını ifade etti. Sayıştay raporlarına da değinen Buldan, "Eski parayla 1.2 katrilyon buhar olmuş" diye konuştu.
DUVAR - HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, yaşanan tüm bu krizlerden tek bir çıkış yolu olduğunu belirterek, "O da cumhuriyetin demokratikleştirilmesidir. Herkesi içine alan demokratik ve sivil bir anayasa oluşturulmasıdır" dedi.
Buldan'ın partisinin TBMM toplantısında yaptığı konuşmada şu başlıklar öne çıktı:
IRKÇI TARTIŞMA YÜRÜTÜLÜYOR: Şimdilerde hâlâ ırkçı bir andın tartışması yürütülüyor. Bu, tekçi ve dayatmacı bir zihniyetin ürünüdür. Fakat faşizm oldukça direniş de var oldu. Bizi yok edemediler. Onlar tek kimliğe bizleri sıkıştırdıkça biz, çokuz ve çok kimlikliyiz dedik. Bizi yok sayan anlayış, eski otomobiller gibi 1930'larda kaldı. Van Edremit'te Ermeni mezarlığının üzerine tuvalet inşa edilmesi, Dêrsim’de mezarlığın yanında yer alan cemevinin bombalanması tesadüf değil. Şeyh Said’in, Said Nursi’nin cenazelerinin hala bulunmaması tesadüf değildir. Bu bir hafıza kırımıdır. Onlar tek kimliğe sıkıştıkça, bizleri sıkıştırdıkça biz çok kimlikliyiz dedik. Kürdüz, Aleviyiz, Ermeniyiz, Süryaniyiz, Arabız, Çerkesiz dedik. İçinde bulunduğumuz yüzyılı halkların özgürlüklerle buluşacağı bir asra çevireceğiz. Herkes buna inanmalı ve cesur olmalıdır.
FELEKLERİ ŞAŞACAK: Tecritle halkların barış umudu esaret altına alınırken, kayyımla da iradeleri yok sayılmaktadır. Cumhuriyet'in kuruluş yıllarında görevlendirilen umumi müfettişlerin yerini bugün kayyımlar almıştır. Kürtçe parkların, bahçelerin isimleri Türkleştirildi. Ancak bu kayyımlara ve AKP iktidarına sandıkta öyle bir Kürt sillesi vuracağız ki felekleri şaşacak.
KÜRTÇE EĞİTİM: Kimse AKP-MHP ittifakında bir sorun varmış gibi düşünmesin. Erdoğan anda karşı gibi görünüyor ama tek millet diyen de kendisidir. MHP ile sürtüşmelerinin sebebi rant kavgasıdır. Erdoğan yurt dışına gittiği yerde Türklere 'kimliğinize sahip çıkın' diyor ama tek kimlik, tek millet diye diye tekliyor. Saray'ın Milli Eğitim Bakanı, 'Hem Arapça hem de Türkçe bilen öğretmenlere ihtiyacımız var' diyor. Arap çocukları elbette dillerini öğrenecekler, bu onların en doğal hakları. Ama bu ülkenin Kürt çocukları da Kürtçe öğrenecek. Bu da onların en doğal hakkı!
EYT İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ: EYT tartışmaları bir kez daha göstermiştir ki AKP-MHP ittifakı halk karşıtıdır. Bunlar 'Keşke halk olmasa işler ne iyi gidecek' demeye vardırmışlardır. Emeklilik bekleyen milyonlar yaşa değil, AKP-MHP engeline takılmışlardır. HDP olarak EYT sorununun çözülmesi için mücadele edeceğiz. Ana sütü gibi helal olan bu hakkı AKP-MHP ittifakının kirli emellerine kurban etmeyeceğiz.
CENAZELER TESLİM EDİLMİYOR: 709 haftadır kayıplarını arayan Cumartesi Anneleri bu ülkenin gerçekliğidir. Devlet, son 3 yıldır çatışmalarda hayatını kaybedenlerin cenazelerini ailelerine teslim etmiyor. Bu süreç aileler için işkenceye dönüşmüştür. 'DNA sonuçları açıklanmadı' gerekçesiyle aileler oyalanmaktadır.
GAZETECİLERİ KİM ÖLDÜRDÜ?: Erdoğan, günlerdir Kaşıkçı cinayeti üzerinden dünyaya caka satmaktadır ama Türkiyeli gazetecilerin de kim tarafından öldürüldüğü hâlâ bilinmemektedir. Cesaretiniz varsa derin devletin arşivlerini açarsınız.
KÜRTLER OLMASAYDI IŞİD AT KOŞTURUYOR OLACAKTI: Suriye'de yaşananlar ortadadır. Orada halkların geliştirmeye çalıştığı barış süreci baltalanmak istiyor, 'Yurtta barış, dünyada barış' sözü sadece duvarlarda kalmaktadır. Burada Erdoğan'ın amacı Suriye'de savaşı ve çözümsüzlüğü derinleştirmektir. Erdoğan rejimi Suriye'de çözümün değil sorunun parçasıdır. Hafta sonu yapılan zirvenin adı da çözümsüzlük zirvesidir. Eğere Rojava'da Kürtlerin direnişi olmasaydı IŞİD her yerde at koşturuyor olacaktı. IŞİD, 1 Kasım seçim sonuçlarının AKP lehine yarayacak kadar etkin bir noktaya geldiğini bir kez daha göstermiştir. AKP, takındığı düşmanca tutum ile kendisini IŞİD ile aynı tarafta konumlandırmıştır.
BÜTÇEDEN ERDOĞAN'A DEV ZAM ÇIKTI: Bütçe süresi, özellikle AKP'li bakanların 'Halk nasıl soyulur' diye düşündüğü bir süreç. Bütçeden Erdoğan'a dev bir zam çıktı. Halk kriz içerisinde iken Cumhurbaşkanı'nın maaşı yüzde 26 zamla 75 bin TL'ye çıkarıldı. Dünyada neredeyse bu kadar yüksek maaş alan lider yok. Recep Bey kendine kıyak geçmiş. Bir tarafta çocuğuna okul forması alamadığı için intihar eden bir baba varken bu büyük uçurum bu rejimin gerçek yüzünün göstergesidir.
HAZİNE'YE GEÇMESİ GEREKEN PARALAR BUHAR OLMUŞ: Sayıştay raporlarından da bahsetmemiz gerek. TMSF'nin Sayıştay raporlarına baktığımızda, devletin hazinesine geçmesi gereken paralar buhar olmuş. Türkiye Muhasebe Standartları raporuna göre ülkenin kaynaklarına resmen vurgun yapılmış. Eski para ile 1.2 katrilyon buhar olmuş. Sayıştay'ın çoğu sorusuna bu raporlarda cevap verilmemiş. Peki bu paralar kimin cebinden çıkıyor? İşçinin, emekçinin, pazarcının, esnafın, kadınların cebinden çıkıyor. Bir tarafta halka 'tasarruf yap' diyor, bir tarafta 75 bin lira maaş alıyor. Gün gelecek devran dönecek, tüm bunların hesabı halka verilecek.
ÇÖZÜM DEMOKRATİK CUMHURİYET: Tüm bu krizlerden tek bir çıkış yolu vardır, o da cumhuriyetin demokratikleştirilmesidir. Herkesi içine alan demokratik ve sivil bir anayasa oluşturulmasıdır. Demokratik, özerk yerel yönetimlerdir, silahların susmasıdır. Bağımsız yargının tahsis edilmesidir. Bu ülke er ya da geç demokratik cumhuriyete kavuşacaktır. HDP varsa umut vardır, mücadele vardır.
(HABER MERKEZİ)