Selahattin Demirtaş, Sırrı Süreyya Önder ve İdris Baluken'in cezaları onandı
Selahattin Demirtaş ve Sırrı Süreyya Önder hakkında "silahlı terör örgütü propagandası yapmak"tan verilen hapis cezaları onandı. Kararla birlikte Demirtaş hakkında verilen AİHM kararı da hükümsüz kaldı. Eski HDP milletvekili İdris Baluken'e "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlamasıyla verilen 7 yıl 6 ay hapis cezası Yargıtay tarafından onandı.
DUVAR - HDP'nin önceki dönem eş genel başkanı Selahattin Demirtaş'ın cezası onaylandı. Bu kararla AİHM'in tahliye yönünde verdiği karar uygulanamayacak.
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Selahattin Demirtaş 'silahlı terör örgütü propagandası yapmak' suçundan 4 yıl 8 ay, HDP eski Ankara Vekili Sırrı Süreyya Önder ise 3 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Cezalara sanık avukatları itiraz etmişti.
CEZALAR BUGÜN ONANDI
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İkinci Ceza Dairesi'nin bugün aldığı onama kararı ile cezalar kesinleşti. Demirtaş ve Önder, 2013 yılında İstanbul-Zeytinburnu'nda düzenlenen Newroz kutlamalarında yaptıkları konuşmalarda, "PKK'yı ve örgütün lideri Abdullah Öcalan'ı övdükleri" iddiasıyla yargılanıyordu.
Diyarbakır 8'inci Ağrı Ceza Mahkemesi, eski HDP milletvekili İdris Baluken'e "terör örgütü propagandası" suçlamasından 4 yıl 7 ay, "toplantı gösteri yürüyüşleri kanuna muhalefet"ten 4 yıl 7 ay ve "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlamasından 7 yıl 6 ay hapis cezası vermişti.
Yargıtay, 5 yılın altındaki cezalar Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onandığı için "terör örgütü propagandası" ve "toplantı gösteri yürüyüşleri kanuna muhalefet" suçundan yapılan temyiz başvurularını reddetti. "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan verilen cezaya yapılan itirazı inceleyen Yargıtay, itiraz gerekçelerinin yerinde görülmediğini belirterek kararı onandı.
Mecliste 'Demirtaş, Önder, Baluken' tartışması
HDP EŞ GENEL BAŞKANI TEMELLİ: YARGI ARTIK AKP ROZETİ DE TAKABİLİR
Yerel seçim çalışmaları nedeniyle bulunduğu Adana'da verilen karar hakkında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, yargının siyasete alet olduğunu belirterek, "Çok öncesinde cübbe iliklemeye başlamışlardı şimdi artık AKP rozeti de takabilirler," yorumunu yaptı.
Temelli, "Biliyorsunuz AİHM çok net bir karar vermişti. O kararın verildiği gün bu ülkenin Cumhurbaşkanı o kararı tanımadığını, gereğinin yapılacağını söyledi. Gereği buydu," diye konuştu.
"Bu yargılama başlı başına hukuksuzdu," diyen Temelli "Mevcut yasaları yok sayan bir mahkemeydi. Birleştirme kararlarını dikkate almadan ayrıca mahkeme oluşturularak bir ceza verildi. Hem Selahattin Demirtaş hem Sırrı Süreyya Önder’in yaptığı Newroz’da barışı dillendirmek, demokrasiyi dillendirmek, bir arada yaşamı savunmaktı. Ki o günler büyük bir umudun beslendiği günlerdi. O konuşmalar hepimizi barış konusunda umutlandıran konuşmalardı. O gün o konuşmaları olumlayanlar bugün talimat verenlerdir," dedi.
Temelli alınan kararı tanımadıklarını belirterek, "Türkiye’de yargı artık doğrudan talimat alan bir utancın parçasıdır. Bu ülke böyle bir yargıyı, böyle bir yönetimi hak etmiyor. Bu ülke yargı bağımsızlığına bir an önce kavuşmalıdır. Bu kararı tanımıyoruz. Bizim nezdimizde yok hükmündedir," diye konuştu.
'EN GAYRİ MEŞRU VE ISMARLAMA KARARLARDAN BİRİ'
Demirtaş'ın avukatlarından Ramazan Demir kararın ardından yaptığı açıklamada, "Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en gayri meşru ve ısmarlama mahkumiyet kararlarından biri oldu. 'Hamle yapacağız' dediler ve bütün ülkenin gözüne sokarak Demirtaş’ı hükümlü hale getirip AİHM'in tahliye kararını boşa çıkardılar. Tarih bunları yazıyor. Biz de yazıyoruz. Bu hukuksuzluğa alet olan herkesten bir gün hukuk önünde hesap soracağız. Demirtaş’ın ve bütün siyasi tutsakların bu şekilde gasp edinen haklarını en iyi şekilde savunmaya devam edeceğiz" dedi.
Demirtaş'ın bir diğer avukatı Cahit Kırkazak kararı şu sözlerle yorumladı, "Yaşanılan dönem adına, ülke adına, hukuk adına utanılacak bir hamle. Bu kararın hukuki değerlendirilmesi mümkün değil. Bu karar ile topluma mesaj verilmek isteniyor. Bu mesaj da ‘ne yaparsanız yapın, zorbalıktan kurtulamazsınız' şeklindedir. Böylelikle toplumu umutsuz ve çaresiz bir şekilde teslim almak istiyorlar. Ama bu çaba nafile, çünkü ne sayın Demirtaş ve arkadaşları ne de dışarıda toplumsal mücadeleyi yürütenler ve toplum adına hukuki mücadeleyi yürütenleri; demokratik ve hukuksal mücadeleden vazgeçirtemeyecekler. Türkiye yargısının siyasi yargılamalar yaptığı AİHM kararıyla tespit edilmişti ancak ‘karşı hamle ile işi bitirme’ talimatıyla yargının hukuktan bağımsız olduğu ve yürütmeye bağımlı olduğunu göstermiştir."
KARAMAN: UTANÇ VERİCİ
Selahattin Demirtaş'ın bir diğer avukatı Mahsuni Karaman ise kararı "utanç" olarak niteleyerek, "Öngörülerimiz vardı ama temennimiz bunun olmaması yönündeydi" dedi: "Hukuksuzluğun aleni biçimde topluma dayatılması, dünya kamuoyunda bunun bu şekilde yürütülüyor olması gerçekten utanç verici. Biz bunun böyle olacağını hep söylüyorduk. Öngörülerimiz vardı ama temennimiz bunun olmaması yönündeydi. Fakat sonuç olarak geldiğimiz nokta bu. Biz evrensel hukuk ilkeleri içerisinde kalıp hukuki yolları denemeye, bunda ısrar etmeye devam edeceğiz. Hukuksuzluğa karşı en iyi yol hukukta ısrar etmektir. Başka yapılacak bir şey yok.
Karaman: Demirtaş'ı cezaevinde tutmak için matematik hesabı yapıldı
Avukat arkadaşlarla ve sayın Demirtaş ile değerlendirme yapacağız. Mutlaka yapacaklarımız var. Yapacaklarımız tükenmedi ve bitmedi. Maalesef 4 yıl 8 ay kesinleşmiş oldu. Sayın Demirtaş'ın statüsü hükümlü statüsüne büründü. Ana dosyada muhtemelen AHİM kararı doğrultusunda bir tahliye kararı da verirler. AİHM kararını da yerine getirmiş olurlar. Sayın Demirtaş içeride kalmaya devam edecek. Demirtaş bunu başından beri bekliyor ve tahmin ediyordu. Demirtaş'ın tutulma gerekçesiyle bugün bunların oluyor olmasının gerekçesi aynıdır." (HABER MERKEZİ)