Gülten Kışanak: AKP belediyenin AB'den aldığı fonları da engelledi

Kandıra Cezaevi'nde bulunan eski Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Gülten Kışanak, belediye başkanlığı döneminde Diyarbakır için neler yaptıklarını anlattı. Kışanak, "AKP iktidarı Diyarbakır'a hiç bir yatırım yapmadığı gibi, belediyenin AB'den aldığı fonları da engelledi" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Yerine kayyım atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eski Eşbaşkanı Gültan Kışanak, belediye başkanlığı dönemindeki çalışmaların tutuklanması sonucu yarım kaldığını söyledi. Kandıra F Tipi Cezaevi'nde tutulan Kışanak, "AKP iktidarı Diyarbakır'a hiçbir yatırım yapmadığı gibi, belediyenin AB'den aldığı fonları da engelledi" diyerek belediye başkanlığı döneminde yaptıkları çalışmaları anlatı.

Kışanak, Bianet'ten Evrim Kepenek'in sorularını yanıtladı.

'TÜM ÇALIŞMALARIMIZI İLKELER IŞIĞINDA YÜRÜTTÜK'

Sizin belediyecilik anlayışınız diğer belediyelerden ne gibi farkları vardı sizce?

Yerel yönetimlerin temel özeliği halka en yakın yönetim birimi olmasıdır. Bu nedenle hem halkın katılımına hem de denetimine açıktır. Bu anlamda merkezi iktidarlar, yerel yönetimlere müdahale etmekten vazgeçse, belediyeler yerelde demokratik bir yönetim mekanizması kurarak halkın yaşam kalitesini yükseltecek önemli çalışmalar yapabilirler. Ne yazık ki Türkiye altına imza attığı uluslararası sözleşmelere, hatta mevcut anayasaya rağmen yerel yönetimler üzerinde ağır bir vesayet rejimi kurmuş vaziyette.

Bütün bu yapısal ve siyasal sorunlara rağmen, halktan aldığımız güçle önemli çalışmalar yaptık. Tek tek tüm çalışmaları anlatmam mümkün değil ama önemsediğim birkaç çalışmadan kısaca bahsedeceğim. Demokratik belediyecilik iddiamızı, halkı karar süreçlerine katarak ve belediyenin bütçesini, harcamalarını ve meclis kararlarım düzenli olarak kamuoyuna sunarak yerine getirmeye çalıştık, belediye meclis toplantılarını İnternet üzerinden canlı olarak yayınladık.

Ayrıca tüm meclis kararlarını belediyenin internet sitesinden düzenli olarak yayınladık. Hazırladığımız stratejik planda 'Kent haklan bildirgesi ve demokratik öz yönetimin ilkelerine” yer vererek, Amed'de yaşayan herkesin bu kentin yurttaşı olmaktan kaynaklı haklarını sıraladık ve bu hakların kullanılması için belediye olarak üzerimize düşen sorumluluğu yerine getireceğimizi belirttik. Tüm çalışmalarımızı da bu ilkeler ışığında yürüttük.

Ekoloji odaklı belediyeciliğinizin de öne çıktığını düşünürsek...

Yeşil alan miktarını arttırmak için yaptığımız çalışmaların en önemlisi Tahir Elçi Kent Ormanı’ydı. Kentin kuzey çeperini kaplayan, Kent Ormanı projemizin ilk etabını bitirip, ikinci etabının çalışmalarına başlamıştık. AKP iktidarı kent ormanı arazisine göz dikmişti, şimdi ne oldu bilmiyorum. Kent bahçeleri diktik, atıl durumdaki bazı arazilerde bostan yetiştirmeleri için Sur'dan göç etmek zorunda kalan ailelere destek sunduk. Köylerde küçük sulama göletleri yaparak, ekolojik ürün yetiştirme ve kooperatifleşmeyi teşvik ederek, kırsal kalkınmaya destek olduk. Atık su arıtma tesisi yapımını tamamlayarak, tüm kenttin kanalizasyon atıklarını arıtma tesisinden geçirdikten sonra, temiz su olarak yeniden doğayla buluşturduk.

Tüm kente yağmur suyu şebekesi döşeyerek, hem taşkın oluşturmasını engelledik, hem de yüzey sularını kanalizasyona karışmadan toplayıp, temiz su olarak Dicle nehrine akıttık. Böylece Dicle nehrinin barajlar nedeniyle düşen su miktarının da bir miktar yükselmesini ve ekosistemin yeniden canlanmasını sağladık. Belediye hizmetleri için sarfedilen elektriğin bir kısmım güneş enerjisinden temin etmek için, Sümer Park'ta, otogarda, içme suyu pompa istasyonlarında güneş enerjisi tesisleri kurduk. Yeşil ulaşım hedefine ulaşmak İçin doğal gazla çalışan belediye otobüsleri aldık, bisiklet yolları yaptık, 17 ilçenin tamamına toplu taşıma hizmeti sunmaya başladık. Hafif raylı sistem projemizin hayata geçirilmesini ise AKP iktidarı engelledi.

İktidarın engellediği bir diğer önemli projemiz de çöpleri düzenli depolama ve geri dönüşüm tesislerinden oluşan Katı Atık Entegre Tesisiydi. Dönemin Çevre Bakanı Mehmet Özhaseki, ihalesi yapılmış, çalışması başlamış olan projemizin hayata geçirilmesini engelledi. Bu proje için AB'den aldığımız 35 milyon EURO hibe de geri gitti. Ayrıca AB tarafından kabul edilen 25 milyon EURO tutarındaki DİSKİ'nin iki projesi de bakanlık tarafından engellendi, bu para da geri gitti. AKP iktidarı Diyarbakır'a hiç bir yatırım yapmadığı gibi, belediyenin AB'den aldığı fonları da engelledi. Kentin tarihi ve kültürel mirasını korunması kapsamında yürüttüğümüz çalışmalar sonucunda Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine alındı.

'AÇILIŞINI YAPMADAN BİZİ TUTUKLADILAR'

Bölgenin en büyük kültür merkezini Diyarbakır’da inşa ettik. Aynı anda beş sahnede, aştı salonda film gösterimi ve iki bin kişilik salonda konser düzenleme kapasitelerine sahip; sergi alanları, müzik, tiyatro ve dans eğitim odaları ile devasa bir yağıtı kültür merkezi. Daha açılışını yapmadan bizi tutukladılar. Başta tiyatro olmak üzere belediyenin tüm çalışan ekibini de KHK ile işten çıkardılar. Yine yapımı tamamlanan yaklaşık 300 kişilik kız öğrenci yurdunun da açılışını yapmadan tutuklandım. Kayyım, kız öğrencileri kapı dışarı ederek, öğrenci yurdunu da amacı dışında kullanmaya başladı. Çocuklar için hem okul öncesi eğitim hem de kreş hizmeti sunduğumuz iki bina yaptık. Yaklaşık 500 çocuk kapasiteli kreşlerimizde tüm hizmetler ana dilde sunuluyordu. Bu mekanlara 'çocuk memleketi' anlamına gelen Zarokistan demiştik. Zarokistanlar’da sosyal, ekonomik, sınıfsal, kültürel hiç bir ayrım ve *öteki' yoktu. Çok farklı çevrelerden gelen çocuklar aynı imkanlardan yararlanarak, eşitlik duygusu yaşamalarım hedeflemiştik.

'FARKLI PROJELER HAYATA GEÇİRDİK'

Toplumsal cinsiyet odaklı belediyecilik anlayışınızı özetler misiniz?

Diyarbakır'ı bir kadın kenti yapma hedefimize ulaşmak için, çok farklı projeler hayata geçirdik. Kadınların kentsel yaşama daha aktif katılması, belediye hizmetlerinin kadınların da ihtiyaçlarım gözeterek üretilmesi, kadına yönelik şiddetin önlenmesi, kadın ekonomisinin teşvik edilmesi ve desteklenmesi, belediye çalışmalarında 'kadın işi- erkek işi' ayrımım ortadan kaldırma, kadın çalışan ve yönetici sayısını arttırma gibi bir çok alanda ciddi ilerlemeler kaydettik. İlçelerimizde kadın merkezleri açtık. Sadece kent merkezinde değil, 17 ilçe ve tüm köyleri kapsayacak şekilde Alo Şiddet Hattı kurduk, kırsal kesimdeki kadınların da belediyeye bağlı kadın merkezlerine ulaşmasını kolaylaştırdık.