İYİ Parti'den bütçeye şerh: İkinci Lale Devri bitti

İYİ Parti’nin 2019 yılı bütçesi için verdiği muhalefet şerhinde “Dışişleri ekibinin ve Orta Doğu politikamızın Türkiye'ye maliyeti hane başına 7 bin dolar olarak hesap edilmektedir. 2010'dan itibaren bölgedeki siyasi gelişmelerin, yapılan hesaplamalara göre Türkiye'nin iktisadi büyümesine negatif olarak 1,5 katkısı olmuştur” denildi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Yeni sistemde ilk kez Cumhurbaşkanlığınca hazırlanan bütçe kanunu teklifine İYİ Parti de muhalefet şerhi düştü.

Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleri eski Merkez Bankası Başkanı, Ankara Milletvekili Durmuş Yılmaz ve Bursa Milletvekili İsmail Tatlıoğlu tarafından verilen muhalefet şerhinde, Türkiye tarihinde ilk kez özel sektör borcu nedeniyle bir kriz yaşandığı belirtildi ve bütçe hedeflerinin matematik gerçeklikten uzak olduğu ifade edildi.

Ekonomi için “Ani duruş” uyarısı yapılan şerhte seçim sonrası "Türkiye tarihinde görülmemiş bir kemer sıkma politikasının uygulanacağı" ve IMF'yle 20'nci stand-by anlaşması imzalanacağı iddiaları gündeme getirildi.

“İkinci Lale Devri bitti” denilen şerhte dış politikayla ilgili bölümde de “Dışişleri ekibinin ve Orta Doğu politikamızın Türkiye'ye maliyeti hane başına 7 bin dolar olarak hesap edilmektedir. 2010'dan itibaren bölgedeki siyasi gelişmelerin, yapılan hesaplamalara göre Türkiye'nin iktisadi büyümesine negatif olarak 1,5 katkısı olmuştur” denildi.

İYİ Parti’nin güvenlik ve savunma harcamaları dışında hayır oyu verdiğini açıkladığı muhalefet şerhinde dikkat çeken bölümler şöyle oldu:

2019 YILI BÜTÇESİNİN MATEMATİĞİ YOK: 2019 yılı bütçe teklifinin ekonomik durum ile örtüşmediği ortadadır. 2019 yılı bütçesinin bir amacı yoktur. Eğer bir amacı varsa da matematiği yoktur. Bütçede öngörülen enflasyon hedefi, büyüme hedefi, gelir hedefleri, kurumlara tahsis edilen ödeneklerin arkasında matematik gerçeklikten uzaktır. Bunun en net göstergesi yüzde 2,3 olan 2019 yılı büyüme tahminidir.

İLK KEZ ÖZEL SEKTÖR BORCU KRİZİ YAŞIYORUZ: Türkiye ekonomisi yıllarca düşük büyümeye mahkûm etme potansiyeli taşıyan ekonomik kriz ile karşı karşıyadır. Türkiye Cumhuriyeti, tarihinde ilk defa özel sektör borçları kaynaklı bir ekonomik krizle karşı karşıyadır. Çoğu yurt dışından alınmış borçların artık uygun maliyetle çevrilme imkânı kalmamıştır.

ANİ DURUŞA YAKINIZ: Ekonomi yönetiminin öngörülemezliği güveni oldukça azaltmıştır. Son dönemde Türkiye’ye yönelik sermaye akımlarının hem miktarı hem de kalitesi düşmüştür. Yurt içi tasarrufların yetersizliğinden, ekonominin büyümesi için ihtiyaç duyulan yabancı sermaye akımları "sıcak para" tabir ettiğimiz kısa vadeli spekülatif fon girişlerine kaymıştır. Son on iki aylık cari açığın yarısına yakın bir kısmı Merkez Bankası'nın rezervlerinden ve net hata noksan kalemindeki girişlerden finanse edilebilmiştir. Bu durum, literatürdeki anlamıyla tam bir ani duruş olmasa da ona yakın bir durumdur.

IMF İLE 20'NCİ STAND-BY İMZALANACAK İDDİASI: Seçimlerden sonra Türkiye tarihinde görülmemiş bir kemer sıkma politikasının uygulamaya konulacağı ve bu krizin maliyetini, krizde hiçbir sorumluluğu olmayan milyonlarca vatandaşımıza ödetileceği, hatta bunun da IMF'yle 20'nci stand-by anlaşmasını imzalayarak yapılacağı ekonomi çevrelerinde konuşulur hale gelmiştir.

İKİNCİ LALE DEVRİ BİTTİ: İktidarın Türkiye’ye yaşattığı İkinci Lale Devri bitmiştir. Şu aşamadan sonra anlaşılacak ki, 16 yıllık müktesebat bir başarı hikâyesi mi yoksa Türkiye'nin kalkınması için belki de bir daha hiç gelmeyecek muazzam bir fırsatın kaçırılması mı? Dünya tarihi boyunca paranın en bol olduğu dönem sonlanırken bu sorular da cevaplanacaktır.

DIŞİŞLERİNİN TÜRKİYE’YE MALİYETİ HANE BAŞINA 7 BİN DOLAR: 2011 yılından bu yana Suriye’de yaşanan iç savaş, güney sınırımızı tehdit etmekle kalmamış ülkemize bugün tam sayısı bilinmemekle birlikte 4 milyona yakın geçici koruma statüsünde insanın göçüne de sebep olmuştur. Dışişleri ekibinin ve Orta Doğu politikamızın Türkiye'ye maliyeti hane başına 7 bin dolar olarak hesap edilmektedir. 2010'dan itibaren bölgedeki siyasi gelişmelerin, yapılan hesaplamalara göre Türkiye'nin iktisadi büyümesine negatif olarak 1,5 katkısı olmuştur.

1 DOLAR BÜYÜME, 2 DOLAR BORÇLANMA: Millî gelir 1 dolar büyüdüğünde ekonomi 2 dolar borçlanmış; 75 milyar dolarlık büyüme gerçekleşirken 150 milyar dolarlık borçlanma gerçekleşmiştir. Tüm bu rakamlar ile önümüzdeki dönemde Türkiye ekonomisinin içine girmesinin muhtemel olduğu resesyonu beraber düşündüğümüzde, 2019 yılı bütçe kanun teklifinin uzun zamandır sürdürülen yanlış politikalarda ısrar ettiği ve Türkiye’nin çözüm bekleyen yapısal sorunlarına çare olamayacağı açıkça görülmektedir.

KUPON BEYİNLER KUPON ARAZİLERDEN DEĞERLİDİR: Dünyadaki hızlı gelişimle rekabet edeceksek bu, yüksek donanımlı gençlerimiz sayesinde olacaktır. Kupon beyinler kupon arazilerden çok daha kıymetlidir ve çok daha fazla kazandırmaktadır. Artık bugün sürücüsüz otomobillerin, kamyonların ve "drone" taksilerin ulaşım ve lojistik sektörünü nasıl etkileyeceği tartışılmaktadır. Millî markalarımızı, küresel firmalarımızı yeni teknoloji içerisinde yaratmak mecburiyetindeyiz. Bunların dışında her yol çıkmaz yoldur.

SAVUNMA, GÜVENLİK DIŞINDA HAYIR OYU VERECEĞİZ: 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’nin, toplumsal adalet, işsizlik, gelir dağılımı gibi Türkiye’ nin yapısal sorunlarına herhangi bir çözüm önerisi bulunmadığından, Milli İstihbarat Teşkilatı, Milli Savunma Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Türk Standartları Enstitüsü, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu ve Atatürk Araştırma Merkezi bütçeleri hariç hayır oyu vermekteyiz.