Erdoğan: Güvenli bölgeyi Türkiye oluşturacak

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Fırat'ın doğusuna yönelik olası askeri harekat için "Sırada Münbiç ve Fırat'ın doğusundaki terör unsurları ve daha aşağılardaki DEAŞ artıkları var" dedi, ancak daha önceki konuşmalarında olduğu gibi zaman belirtmekten kaçındı. Suriye'deki güvenli bölgenin Türkiye tarafından oluşturulacağını öne süren Erdoğan, Trump'la yaptığı görüşme için "Tarihi bir öneme sahip anlayış birliğine vardığımıza inanıyorum" dedi. Erdoğan, konuşması sonrası gazetecilerin sorusu üzerine ise "Güvenli bölgeye olumlu bakıyorum. Başta ABD destek verirse hallederiz. TOKİ olarak bu işin içerisine gireriz, koalisyon güçleri maddi destek de verirse halletmiş oluruz" yanıtını verdi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - ABD Başkanı Trump'la gece yaptığı görüşmenin içeriğine ilişkin bilgi veren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Geçen ay tam sahaya çıkmak üzere hazırlıklarımızı gözden geçirirken, Sayın Trump'la bir görüşme yaptık. Bu görüşme bizim açımızdan umut verici bir içeriğe sahipti. Sayın Başkan, ABD'nin Suriye'deki askerlerini tümüyle çekeceğini ve DEAŞ artıklarıyla mücadeleyi bize bırakacağını iletti. Biz de DEAŞ'la mücadelenin önceliğimiz olduğunu belirttik. Dün, Sayın Trump'ın verdiği mesajlar beni ve arkadaşlarımı üzdü. Hemen yeni bir telefon görüşmesi gerçekleştirdik. Trump çekilme kararını bir kez daha teyit etti. Bizim tarafımızdan oluşturulacak güvenli bölge kendisi tarafından da ifade edildi. Türkiye üzerine düşeni yapmaya devam edecektir" dedi.

Erdoğan, görüşmede, ekonomik işbirliğinin güçlendirilmesinin de teyit edildiğini ifade etti.

Erdoğan'ın AK Parti Grup toplantısında yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:

4 İLDE MHP'Yİ DESTEKLİYORUZ: Büyükşehir ve il adaylarımızdan açıklamadığımız 6 yer kalmıştı, 4'ünde MHP adaylarını destekliyoruz. Aydın'da adayımızı Mustafa Savaş olarak belirledik. Muğla'yı da önümüzdeki pazar günü açıklıyoruz. 31 Ocak'ta seçim kampanyamızın resmi başlangıcını manifesto toplantımızla başlatacağız. Parti içinde süren yarış bir demokrasi yarışıdır.

AK PARTİLİ OLAMAMIŞLAR: Kendisi veya istediği birisi aday olamadı diye partimize tavır alan kişi bizim gözümüzde zaten hiçbir zaman AK Partili olmamış olamamış demektir. Bunların hepsini günü geldiğinde değerlendirmek üzere bir tarafa koyuyoruz. Bugüne kadar egosunun değil davasının peşinden gidecek gönül erleri ile yol yürüdük aynı şekilde de devam edeceğiz.

CHP, MİLLETTEN UZAK DURUYOR: CHP 2014 mahalli seçimlerini FETÖ'cülerin verdiği malzemelerle yürütmüştü. Baktı ki FETÖ'cüler tek başına yetmiyor şimdi onun yanına PKKlıları, hamur tutkalı ile bir araya getirilmiş birilerini daha aldılar. CHP milletin kendisinden ısrarla uzak duruyor. Türkiye'nin başına hangi bela musallat olsa bunlar hemen ellerini ovuşturmaya başlıyor. Milleti ikna edip oyunu alarak yani demokrasi içinde iktidara gelmeyi akıllarından dahi geçirmiyorlar. Milletin önüne koydukları hiçbir projeleri hiçbir mücadeleleri yok. Umutlarını sadece şahsımın ve AK Parti'nin herhangi bir sebeple ayağının tökezlemesine bağlamış durumdalar. Milletimiz şu ana kadar onlara bekledikleri fırsatı vermedi.

TÜRKİYE BU ZİHNİYETİ EZİP GEÇMELİ?: Gazi Mustafa Kemal'in ve Fevzi Çakmak'ın bin bir zahmetle kurmaya çalıştığı savunma sanayiini tek parti zihniyetinin nasıl baltaladığını anlatmayalım mı? Türkiye bu zihniyeti tek bir zerresi kalmaya kadar ezip yok etmelidir. Türkiye 16 yılda 3,5 kat büyüttük. Bunlara rağmen Türkiye'yi 2023 hedeflerine ulaştıracağız.

SURİYE MESELESİNDE ÖNEMLİ KAZANIMLAR ELDE EDİYORUZ: Son 16 yılda yaşadıklarımızın sadece birine maruz kalan ülkelerin nasıl paniklediklerini görüyoruz. Suriye meselesinde son dönemde önemli kazanımlar elde ediyoruz. Ülkemizde bulunan 3,5 milyonun üzerinde sığınmacı yanında siyasi ve ekonomik geleceğimiz bakımından da bu meselenin üzerine kararlılıkla gitmek zorundayız. Tüm dünyaya sesleniyorum ülkemize gelen bütün bu mülteciler içerisinde sadece Suriye değil Irak'tan da gelenler oldu. Saddam Hüseyin döneminden itibaren Ezidileri, Arapları, Kürtleri ülkemizde misafir ettik. Kobani'den 200 bini aşkın Kürt kardeşimizi ülkemizde misafir ettik ediyoruz. Biz teröristlere kapılarımızı kapattık, teröristleri bu ülkede asla barındırmayacağız. Bunu herkesin bilmesi lazım. Biz terörle el ele gezemeyiz, teröristlerle birlikte olamayız. PKK, PYD YPG DEAŞ bunlar bizim yanımıza asla sokulamaz. O açtıkları çukurlarda ülkemizde nasıl onları o çukurlara gömdüysek sınırlarımız dışında da onları yine aynı şekilde o çukurlara gömeriz.

SIRADA MÜNBİÇ VE FIRAT'IN DOĞUSU İLE DEAŞ BULUNUYOR: PKK YPG'nin Afrin'deki varlığına çok büyük darbe vurduk. İdlib'i huzur ve güven beldesi haline getireceğiz. Dün akşam baktım ki bölgede Afrin'de takımlar kurulmuş orada gençler futbol maçı oynuyorlar, bak nereden nereye bu bir kararlılığın neticesidir. İki tane yeşil futbol sahası yapmışız gençler o maçı izliyorlar. Mesele bu. Barış lafla olmaz icraatla olur. Şimdi sırada Münbiç ve Fırat'ın doğusundaki terör unsurları ile daha aşağılarda yuvalanan DEAŞ artıkları bulunuyor.

TRUMP'IN MESAJLARI BENİ ÜZDÜ: Sayın Trump'ın Suriye meselesinde farklı yaklaşımlar içerisinde olduğunu görmekten memnuniyet duyduk. Fiilen sahaya yansımadı. Geçen ay tam sahaya çıkmak üzere hazırlıklarımızı gözden geçirirken, Sayın Trump'la bir telefon görüşmesi gerçekleştirdik. Sayın başkan Amerika'nın Suriye'deki askerleri çekeceğini bize ifade etti. Dün Sayın Trump'ın kişisel sosyal medya hesabından verilen bir takım mesajlar beni ve arkadaşlarımı üzdü. Dün gece bu meseleleri kendisiyle telefonda konuştuk. Gayet müspet bir görüşme oldu. Kendisi Amerikan askerlerinin Suriye'den çekilme kararını bir kez daha teyit etti. Suriye'de Türkiye sınırı boyunca bizim tarafımızdan oluşturulacak güvenli bölge dahil bu güvenli bölge konusu 20 mil olarak kendisi tarafından da ifade edildi. Bu da 30 kilometreyi aşkın bir derinlikte bir güvenli bölge. Gündemimizdeki tüm konularda ekiplerimizin görüşmesine karar verdik. Önceliğimizin DEAŞ ve diğer terör örgütleriyle mücadele etmek olduğunu vurguladık. Bu terör örgütlerinin neler yaptıklarından bilgisi yoktu ki bizim bu aydınlatmamızdan memnun olduğunu söyledi. İkili ticaret hacmimizi 75 milyar dolara çıkarmak için daha kapsamlı adımlar atma kararı aldık. İkili ticaret hacmimizi 75 milyar dolara çıkarma hedefimiz doğrultusunda daha hızlı adımlar atma konusunda karara vardık. Türkiye siyasetin ve diplomasinin imkanlarını kullanmadan yana  bir ülke olarak üzerine düşeni yapmaya devam edecektir. Sayın Trump'la tüm bu konularda tarihi bir öneme sahip anlayış birliğine vardığımıza inanıyorum.

TÜRKİYE HEPSİNİN DEVLETİ: Bir süredir uluslararası çevrelerde dile getirilen yanılgıyı düzeltmek istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti, Kürdüyle, Arabıyla tüm kardeşlerimizin devletidir. Hangi inanç grubundan olursa olsun hepsinin devletidir. Kürt kardeşlerime sesleniyorum, oyuna gelmeyin. Sınırlarımız dışında yaşayan her bir kardeşimizin bulunduğu topraklarda huzur, güven içinde bulunması bizi mutlu eder. Aslında Türkiye'nin çevresiyle olan ilişkileriyle olan yanlış algılar belli ülkelerle mahsus değildir. Bize 'Suriye'de niye varsız' diyen oluyor Bay Kemal gibi... 'Irak'la niye ilgileniyorsunuz' diyen oluyor Bay Kemal gibi... Bize 'Libya'nın sizinle ne ilgisi var' diyen oluyor Bay Kemal gibi... Halbuki biz tarihimizle, kültürümüzle, gönlümüzle tüm bu coğrafyalarla iç içeyiz. Biz 20 milyon kilometrekarelik topraklardan 780 bin kareye gelmedik mi? Bizim bu topraklarda bir tarihimiz var, kültürümüz var. Ama bu tarih bilmezler, geçmişini bilmezler, cinsini cibilliyetini bilmeyenler bu işten anlamazlar. Bu coğrafyaları yüreğimizde yaşıyoruz. (HABER MERKEZİ)

GÜVENLİ BÖLGEYE OLUMLU BAKIYORUM

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti grup toplantısının ardından TBMM'de soruları yanıtladı. Erdoğan şunları söyledi:

(Sınırın Suriye tarafında güvenli bölge) Amerika burada özellikle hava sahası vesaire bunların kontrolünü ele alırsa, bizde bu noktada aradaki tüm güvenlikleri ele alabiliriz ve burada bu insanların yaşam koşullarını iyileştiririz demiştim. Ne yazık ki Obama bu konuda gerekli adımı atmadı. Olumlu baktı, güzel bir teklif dedi ama atmadı. Şu anda sayın Obama’nın bu yaklaşımı ki 30 km bir derinliktir. Üzerinde tüm arkadaşlarımızın konuşabileceği, benim de olumlu baktığım bir konudur. Bu konu üzerinde çalışılabilir hatta 20 mil daha da uzatılabilir.

(Sınırın Suriye tarafında konut inşaası) Bu konu üzerinde çalışılabilir. Bu bölgede böyle bir adım atılabilir. Bu özellikle biz TOKİ olarak bu işin içerisine gireriz. Ama bu konuda koalisyon güçleri maddi destekleri de bize verirlerse bu insanların güvenliğini de korumak kaydıyla güvenli bölgeyi halletmiş oluruz. Bu göçü de tamamıyla engeller. Benim planlamam şöyleydi;  500’er metrelik bahçesi olan, içinde iki kat zemin artı bir gibi konutlar yapılabilir. Etrafında da bahçesi olur, onlar için yeni bir hayat başlayabilir.

Bu konuyu ben sayın Merkel’e de açmıştım, Merkel olumlu bakmıştı. Hatta o zaman Suudi Arabistan Veliaht Prensi’ne de Çin’deki G20 toplantısında açmıştım. Hatta belli bir miktar da söylemişti. Ama sonra maalesef hiçbirinden ciddi destek gelmedi. Hepsi lafta kaldı. Bizler çadır kentlerde, konteyner kentlerde bu süreci devam ettiriyoruz. Atılmış ciddi bir adım yok.

YPG böyle bir projenin içerisinde yer alabilir mi? Onlar terörist. Biz güvenlik bölgeyi teröristlere terk edebilir miyiz? DEAŞ’ın durumu neyse YPG de PYD de aynıdır. Onların akıbeti neyse onların akıbeti de o olmalı.

İlgili birimlerimiz çalışıp, terör örgütlerine karşı ne tedbirler alınması gerekiyor? Güvenli bölge dediğin zaman tüm o bölgeyi terörden temizleyeceksin. Değişebilir, üzerinde tekrar değerlendirmeleri yaparız. Lojistik destek dediğimiz zaman çok değişik şeyler var içinde. Bunun içinde çalışmaları yaparız. Onlar lojistiği nasıl tanımlarlar? Biz nasıl tanımlarız? Onlar problem değil, bunları aşarız. Güvenli bölge diyorsak, nasılı, niçini beraber bulmak… Biz koalisyon güçlerinin içindeyiz. Astana süreci de ilave edilebilir. Etraflıca konuşmadan kararını vermek doğru değil.

Bizimki birebir Putin ile yapacağımız görüşmemiz büyük ihtimalle 23 Ocak'ta. Ayrıca daha önce başlattığımız; Sayın Putin, ben ve Ruhani yapacağımız görüşme var. Belirlenen bir tarih yok ama o da kısa bir süre içerisinde de Astana sürecinin devamı olarak üçlü zirvemizi devam ettireceğiz.