HDP'lilerin CHP'ye tepkisine neden olan raporun tam metni
CHP'li milletvekillerinin ret oyu vermesi üzerine gündem olan Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi kararının tam metni...
DUVAR - Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde 24 Ocak günü kabul edilen Türkiye raporuna CHP'li milletvekillerinin oy vermemesi özellikle sosyal medyada HDP'lilerin tepkisine neden olmuş, CHP'den tepkiler üzerine yapılan açıklamada, "Muhalefete yapılan baskıyı sadece Öcalan'ın cezaevi koşullarına dayandıran, bir siyasi partinin politik perspektifini muhalefetin diğer tüm bileşenlerini yok sayarak kağıda döken bir metin halinde konseyin oyuna sunulmuştur" denilmişti. CHP'nin bu gerekçeyle olumsuz oy verdiğini açıkladığı kararda HDP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması, tutuklanmaları, Demirtaş'ın tutukluluğunun referandum ve seçim öncesinde devam etmesi, demokrasinin korunabilmesi gibi maddeler yer almış ve Türkiye'den çeşitli taleplerde bulunulmuştu.
CHP'nin, Eren Erdem, Osman Kavala, Metin Akpınar, Müjdat Gezen gibi isimlerin yer almamasını gerekçe göstererek ret oyu verdiği raporun tam metni şöyle:
Karar Tasarısı 2260 (2019) Geçici Nüsha
Türkiye’deki muhalif siyasetçilerin kötüleşen durumu: Avrupa Konseyi üyesi bir devlette onların temel haklarının korunması için neler yapılabilir?
Yazar(lar): Parlamento Meclisi
Kaynak - 24 Ocak 2019 tarihli (8. Oturum) Meclis tartışması (bkz. 14812 ve ek, Avrupa Konseyi Üye Devletleri Tarafından Yükümlülüklerin ve Taahhütlerin Yerine Getirilmesi Komitesi Raporu, ek raportör: Bayan Marianne Mikko ve Bay Nigel Evans). 24 Ocak 2019’da Meclis tarafından kabul edilen metin (8. Oturum).
1. Parlamento Meclisi, parlamento içinde ve dışındaki siyasi muhalefetin iyi işleyen bir demokrasinin temel bir bileşeni olduğunu ve parlamento üyelerinin ifade özgürlüğünün demokrasinin önemli bir parçası olduğunu vurgular. Ayrıca, parlamenter dokunulmazlığın -demokratik bir parlamentoda muhalefetin hak ve sorumluluklarına ilişkin usule ilişkin kılavuz ilkelere dair 1601 (2008) sayılı Meclis Kararı ve Avrupa Hukuk yoluyla Demokrasi Komisyonu (Venedik Komisyonu) standartlarına uygun biçimde- parlamenter yapı ve seçilmiş temsilcilerin bağımsızlıkları için eşit derecede temel bir güvence olduğunu ve hem yürütme hem de yargının müdahale endişesi olmaksızın demokratik işlevlerini yerine getirmeleri için elzem olduğunu hatırlatır.
2. Meclis, Türkiye’de demokratik gidişattaki son gelişmeler ile 2121 (2016) ve 2156 (2017) sayılı Meclis Kararlarında yansıtıldığı üzere Türkiye’de hukuk devleti, demokrasi, insan hakları ve demokratik kurumların işleyişinin kötüleştiğine dair yaygın kaygıları ve durumun, gözetim sürecinin yeniden başlatılmasıyla sonuçlandığını hatırlatır.
3. Meclis, 154 milletvekilinin, Mayıs 2016’da Halkların Demokratik Partisi’ni (HDP) orantısız biçimde etkileyen dokunulmazlıkların kaldırılması kararına; Temmuz 2016-Temmuz 2018 arası dönem ifade özgürlüğü, toplanma ve örgütlenme özgürlükleri ve basını olumsuz etkileyen Kanun Hükmünde Kararname demokrasisi ve olağanüstü hal altında geçmesine; 2017’deki anayasal reformlara; Haziran 2018’de yapılan erken başkanlık ve parlamento seçimlerinin telaş içinde düzenlenmesi ve bunlardan hemen önce gelen seçim yasası reformunun yanı sıra, terörle mücadele yasası ve yasanın kapsamlı yorumu ile Ceza Kanunu’nun 299 ve 301. Maddeleri de dahil olmak üzere ifade özgürlüğüne yönelik uzun vadeli zorluklara dair endişelerini özellikle dile getirdi
4. Meclis, parlamento çalışmalarının özünün, hassas veya tartışmalı olsa bile ele alınması gereken ve kamunun önem verdiği tüm meseleleri konuşmak olduğunu hatırlatır. Bu bağlamda, Meclis, eski Avrupa Parlamentosu üyesi olan Leyla Güven, eski milletvekili ve eski HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş ve Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi eski üyesi, eski milletvekili ve Meclis üyesi Ertuğrul Kürkçü de dahil olmak üzere, Türkiye’deki muhalefet milletvekillerinin ve eski milletvekillerinin tutuklanması ve hapsedilmesi konusundaki endişelerini dile getirir. Meclis, özellikle de gözaltına alınan milletvekili Leyla Güven’in 8 Kasım 2018’den bu yana süresiz açlık grevinde bulunmasından büyük endişe duyuyor ve siyasetçilerin samimi siyasi tartışmalar ve diyalog olmadığında yaşadıkları kötü durumlarına dikkat çekmek için bu tür uç yöntemlere başvurmak zorunda kalmalarından dolayı derin bir üzüntü duyuyor.
5. Meclis’in, Demirtaş’ın tutukluğu konusundaki endişesi, özellikle referandum ve cumhurbaşkanlığı seçimleri olmak üzere iki önemli kampanya sırasında Demirtaş’ın tutukluluğunun uzatılmasının, “çoğulculuğu bastırmak ve demokratik toplum kavramının özünü teşkil eden siyasi tartışma özgürlüğünü sınırlamak için baskın bir örtülü amaç güttüğü” (nihai olmayan) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Komisyonu’nun Kasım 2018 tarihli kararında da doğrulanmıştır.
CHP'den Avrupa Konseyi raporu açıklaması: Muhalefetin diğer bileşenleri yok sayıldı
6. Bu nedenle Meclis, bu gelişmeler birlikte ele alındığında, muhalif siyasetçilerin hem haklarını kullanma hem de parlamenton dışındaki demokratik rollerini yerine getirme kabiliyetlerini giderek azalttığı, engellediği ya da zayıflattığı görüşündedir. Yetkili makamların özellikle seçim kampanyaları sırasında muhalefet partilerini çalışamaz hale getirme yönünde gerçekleştirdiği eylemler, demokratik tartışmalara katılma kapasitelerini daha da zayıflatmıştır.
7. Buna ek olarak, Meclis, muhalif siyasetçilerin haklarının yerel düzeyde kısıtlanması, özellikle de Kürt meselesiyle bağlantılı olanlar başta olmak üzere, özellikle HDP ya da kardeş partisinin 90’dan fazla seçilmiş belediye başkanının hükümet tarafından Avrupa Yerel Yönetimler Sözleşmesi’ne aykırı (ETS No. 122) biçimde atanan mütevelli heyetiyle değiştirilmesi konusundaki endişelerini tekrarlar. Bu, özellikle güneydoğu Türkiye’de yerel demokrasinin işleyişini ciddi biçimde zayıflatmıştır. Meclis, Türk yetkilileri bu sorunları çözmek ve 416 no’lu Kongre Kararı (2017) ve 397 no’lu Tavsiye (2017) Kararı’nı uygulamak hususunda Kongre ile işbirliği yapmaya çağırır.
8. Muhalif politikacıların durumundaki kötüleşmenin, özellikle gazetecileri, yargıçları, savcıları, avukatları, akademisyenleri ve diğer muhalif sesleri susturmak gayesiyle, yetkililer tarafından getirilen sürekli kısıtlayıcı tedbirlerle belirginleşen bir bağlamda gerçekleştiği not edilmelidir.
9. Meclis, toplumun farklı bileşenlerindeki görüş çeşitliliği, Türk vatandaşlarının demokrasi için harekete geçme isteği ve adaylar, partiler ve siyasi programlar arasında dürüst seçimler yapılması yönündeki istekliliği de dahil olmak üzere, demokrasi noktasında bazı temel ön koşulların güçlü kaldığına inanmaktadır. Meclis, cumhuriyetin kuruluşundan bu yana neredeyse yüz yıl boyunca hakim olan çoğulcu demokrasi geleneğinde Türkiye’nin bu temelleri koruyabilmesini ve inşa etmesini umut eder.
10. Meclis, Türk makamlarının, özellikle Avrupa Konseyi ile Adalet Bakanlığı arasındaki gayrı resmi Çalışma Grubu aracılığıyla, Avrupa Konseyi ile yapıcı işbirliğini sürdürmesini memnuniyetle karşılamaktadır. Bununla birlikte, Bununla birlikte, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (ETS No. 5) 46. maddesinde belirtilen mahkeme kararlarını uygulama yükümlülüğüne rağmen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Demirtaş davasına ilişkin kararının Türkiye için bağlayıcı olmadığı iddiasında bulunması, hayal kırıklığı ve endişeye neden olmuştur.
11. Bu nedenle Meclis Türk makamlarını şunları yapmaya çağırmaktadır:
11.1. Muhalif siyasetçilerin ifade, örgütlenme ve toplanma özgürlüğü de dahil olmak üzere bir demokraside sahip oldukları haklara tam anlamıyla saygı göstermeli ve özellikle:
11.1.1. Demokratik bir parlamentodaki muhalefetin hak ve sorumluluklarına ilişkin usule ilişkin rehber ilkeler hakkındaki 1601 (2008) Sayılı Karar’a ve Venedik Komisyonu standartlarına uygun olarak meclis dokunulmazlığının korunması ve saygı gösterilmesi;
11.1.2. Milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutukluluğuna ilişkin Yargıtay tarafından verilen son karar ışığında, görev süresinin sonuna dek süren parlamenter dokunulmazlığı nedeniyle Leyla Güven’in serbest bırakılması;
11.1.3. 2016’da, Avrupa Konseyi standartlarına aykırı biçimde dokunulmazlıklarından mahrum bırakılan milletvekilleri ve eski milletvekillerinin, yasal dava süreçlerinin tamamlanmasına kadar serbest bırakılması;
11.1.4. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından değerlendirildiği üzere, terörle mücadele yasasının, uygulama ve yorum hususunda Sözleşme’ye uygunluğunu sağlayacak biçimde değiştirilmesi;
11.1.5. 299. Madde’nin Venedik Komisyonu’nun tavsiyelerine uygun olarak yürürlükten kaldırılması ve Ceza Kanunu’nun 301. Maddesi’nde değişiklik yapılması;
11.1.6. Demirtaş / Türkiye davasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının tam olarak yerine getirilmesi (No. 2);
11.1.7. Avrupa İşkence ve İnsanlık Dışı ya da Aşağılayıcı Muamele veya Cezayı Önleme Komitesi’nin (CPT / Inf (2018) 11) İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde bulunan Abdullah Öcalan ve diğer mahkûmlarla ilgili tavsiyelerinin takip edilmesi;
11.2. Seçimlerin yalnızca özgür biçimde değil, bunun yanı sıra adil, ifade özgürlüğü ve medya özgürlüğü için elverişli bir ortamda gerçekleşmesinin sağlamak için, seçim mevzuatının Venedik Komisyonu’nun tavsiyelerine uygun olarak gözden geçirilmesi;
11.3. Bu bağlamda, muhalefetin parlamentoda temsilini engelleyen ve çoğulcu niteliğini zayıflatan yüzde 10 seçim barajının düşürülmesi;
11.4. Yetki verilen temsilcilerin gözaltındaki veya tutuklu mevcut ve eski parlamenterleri ziyaret edebilmesi için Meclis’le işbirliği yapılması;
11.5. Avrupa Konseyi’yle yakın işbirliği içinde olunması ve Avrupa Konseyi standartlarına tam olarak riayet edilmesi:
11.5.1. Hakimler ve Savcılar Konseyi’ne ilişkin reform da dahil olmak üzere, yargının tam bağımsızlığını sağlamak için yargı reformu stratejisinin neticelendirilmesi ve uygulanması;
11.5.2. Mahkeme tarafından değerlendirildiği şekilde, Sözleşme’deki hak ve özgürlüklerin etkin biçimde korunmasını sağlamak ve yeni Mahkeme kararlarının hızla ve tam olarak uygulanmasını sağlamak amacıyla yeni bir İnsan Hakları Eylem Planı’nın neticelendirilmesi ve uygulanması;
11.6. Venedik Komisyonu’nun görüşleri doğrultusunda yapılan incelemeler temelinde, yürütme, yasama ve yargı organları arasında uygun bir dengenin ve etkin bir ayrılığın sağlanması amacıyla, 2017 tarihli anayasa reformlarının gözden geçirilmesi;
12. Meclis, Türk makamlarını yukarıdaki endişeleri ivedi biçimde ele almaya çağırır ve sürmekte olan izleme süreci çerçevesinde, gelişmeleri takip etmeye karar verir. İzleme süreci çerçevesinde, tüm önerilerinin uygulanmasına ilişkin olarak Türk Delegasyonu ve yetkilileriyle işbirliği yapmaya hazırdır.
13. Meclis, Türk makamlarının bu kararda belirtilen şartlara uymaması durumunda, ilerleyen dönemde Bakanlar Kurulu’na Türkiye’ye hakkında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 46.4. Maddesi’nde belirtilen prosedüre ilişkin bir öneri ve uygulama planı sunmayı taahhüt eder. (HABER MERKEZİ)