Aksünger: Bu bir demokrasi yarasıysa hesabını gün geldiğinde herkes verir
CHP’nin cumartesi günkü PM toplantısında İzmir Bayraklı'dan aday gösterilmesi talebine Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun istifa restiyle karşılık vermesini değerlendiren Erdal Aksünger, “Her şey demokrasi içinse, cumartesi günü yaşananlar bir demokrasi yarasıysa bu partide bunun hesabını gün geldiğinde herkes verir" dedi.
ANKARA - CHP’nin cumartesi günkü Parti Meclisi'nde (PM) Erdal Aksünger’in İzmir Bayraklı’dan aday gösterilmesi için bir grup üyenin verdiği önergeye karşılık Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun istifa resti çekmesinin anlamını ve sonuçlarını Aksünger’le konuştuk.
Kemal Kılıçdaroğlu PM’de, “Bu MYK’nın oylanmasıdır. İsterseniz güven oylaması yapabiliriz. Sorun değil arkadaşlar, ben istifa eder, çeker giderim” demişti. Kılıçdaroğlu’nun istifa resti üzerine söz alan ve kendisi de PM üyesi olan Aksünger ise, “Seçime giderken ne arkadaşlarımı ne de partimi böyle bir sıkıntıya sokarım. Seçim sürecinde partimi lidersiz bırakamam, ben adaylıktan çekiliyorum” demişti. Erdal Aksünger, tartışmaları Gazete Duvar’a değerlendirdi.
‘BİR GENEL BAŞKANIN BİR İLÇE İÇİN İSTİFA EDERİM DEMESİ ÇOK ANLAMSIZ’
Kılıçdaroğlu’nun sert tepkisini anlayamadığını ifade eden Aksünger şu açıklamaları yaptı, “Açıkça söyleyeyim bu kadar büyük bir karşıtlığın nedenini ben de çözmüş değilim. Bir genel başkanın bir ilçe için istifa ederim demesi gerçekten çok anlamsız. Hiç tutarlı bir tarafı yok. Arka planda ne vardır, onu ben de bilemiyorum. Gövdesini ortaya koyuyorsa bizim göremediğimiz farklı bir şey dönüyordur.
KENDİSİNE BİR AYAKLANMA OLARAK GÖRDÜ: Parti içi demokrasiden söz ediyorsunuz ve Kemal Bey o kadar hırsla bunu yanlış değerlendirdi ki, bunu kendisine karşı bir ayaklanma olarak gördü ve MYK üyeleriyle ilgili de ciddi bir tepkide bulundu.
PM ÜYELERİ BASKIYA KARŞIN HEM VİCDANİ HEM HUKUKİ DAVRANDILAR: Bir ilçeye adaylık için 11 imzalı bir önerge verildi. Bu önerge bir önceki PM’de verildiği halde Kemal Bey bunu yok saydı. Yeniden verildi ve bunu bir gündem maddesi olarak değerlendirmesi hukuksuzluktur. Açık oylamayla yapılmasına rağmen insanlar hem vicdani hem hukuki davrandılar ve bu baskıcı anlayışa karşı durdular. PM üyelerinin bir kısmı ise bu baskı karşısında dışarıda kalmayı tercih etti. Kemal Bey içeride kalıp çekimser oy kullananlara tepki gösterdi.
SEÇİME GİDERKEN BUNLARLA UĞRAŞILMAZ: (MYK üyelerinin çoğunluğunun çekimser kalmasının sonucu olarak Kemal Kılıçdaroğlu 31 Mart’a kadar bir MYK değişikliği yapabilir mi? sorumuza cevap olarak) Bu saatten sonra Kemal Bey MYK’sını değiştiremez ama 31 Mart’tan sonra değiştirmek isteyebilir. Ancak ne yazık ki deneyeceği insan kalmadı! Kendisi şimdiye kadar 200 küsur MYK üyesi değiştirdi, yüzlerce insanla çalıştı. Çoğunluğu bu partide geçmişi olan insanlar. Paraşütle getirdikleri de oldu. MYK’yı almayı düşünmesi hiçbir şey kazandırmaz kendisine. Seçime giderken bunlarla uğraşılmaz.
Kemal Kılıçdaroğlu PM'de istifa resti çekti
GENCECİK İNSANLARI AĞLAYACAK POZİSYONA GETİRMEYE VİCDANIM ELVERMEDİ: Zaten hukuksuz bir oylamanın figüranı olmam ama vicdanlı PM üyesi arkadaşlarımın daha fazla hırpalanmasına gönlüm razı olmadığı için çekildim adaylıktan. PM üyesi gencecik insanları ağlayacak pozisyona getirmeye benim vicdanım elvermedi.
BAYRAKLI’DA VE BODRUM GİBİ YERLERDE ÖRGÜTÜN İSTEKLERİ GÖZ ARDI EDİLEMEZ: Adaylıktan çekildim ama Bayraklı’daki insanların, örgütteki insanların istekleri göz ardı edilemez. Bugünden itibaren orada aday adaylığını koymuş arkadaşlarımızdan birinin seçilmesi gerekir. Reddedilmiş kişiyi getirmemesi gerekir. Bodrum ve diğer yerler için de geçerli bu.
ORTADA BENİM OYLANMAM DEĞİL LİYAKAT VE VİCDAN OYLAMASI VARDI: Bugüne kadarki sürece baktığınızda Kemal Bey liyakaten değil o koltukta oturması için sağlayacağı aritmetiğe uygun ekip seçiyor. Kendisi dahil 19 kişilik MYK, PM’nin üçte birini oluşturuyor. Bence şöyle düşünüyordu, 'kararlarımı MYK’ya aldığım insanlara da kolayca geçirtebilirim'. Ancak hem MYK üyelerinin hem de PM üyelerinin bir vicdan ve liyakat ortaya koydukları bir oylama oldu. Bu insanlar iradelerini ortaya koydular. Üzerlerinde kurulan şiddetli baskıya ve tehdide rağmen bunu yapmış olmalarını doğru değerlendirmek lazım. Ortada bir Erdal Aksünger oylaması değil liyakat ve vicdan oylaması vardı.
MYK VE PM ÜYESİ ARKADAŞLARIMIN ORTAYA KOYDUĞU İRADE DEMOKRASİ MESELESİDİR: MYK ve PM üyesi arkadaşlarım sağ olsunlar bir irade ortaya koydular. Bu irade demokrasi meselesidir.
ÖNEMLİ YERLER BELİRLENMEMİŞKEN TAM YETKİ ALMAK, PARTİ İRADESİNİN TECELLİSİNİ ENGELLEMEKTİR: Aksünger, Kılıçdaroğlu’nun Parti Meclisi’nden birçok yerde adayları belirlemek için tam yetki almasına dair ise şunları söyledi: Bunun bugün tartışılıyor olmasının sebebi bir güven problemi bana göre. Normal şartlar altında kimse bunu mevzubahis yapmaz. Her yer belirlenir ve teknik olarak bir daha PM’nin toplanmasının zor olduğu düşünülerek bu karar verilir. Adayların bazılarında düşme olabilir, hukuki problemler çıkabilir o zaman bu yetki verilir. Bu bir siyasi tercih veya PM yerine atamayla ilgili bir konu değildir. Önemli yerler belirlenmemişken bu istendiğinde parti iradesinin tecellisini önlemiş oluyorsunuz. İstanbul, Maltepe, İzmir’de birkaç ilçe ve başka yerler duruyor.
KİMSE İKTİDARA GELMEK İSTEDİĞİNDE BİR CENAZE DEVRALMAK İSTEMEZ: Siyasi partilerde liderlerin aday listelerini koltuklarını koruma kaygısıyla oluşturduğu iddiasını hatırlattığımız Erdal Aksünger’in yorumu şöyle oldu: AKP ve MHP’de lider sultası var zaten. CHP’de ise önümüzde olağan kongreler var ama bu tartışmalara gebe bir sürü şey de olabilir. Hiçbir gerçek CHP’linin buna göre hareket etmesinin makul ve mantıklı gerekçesi olmadığını düşünürüm. Kendi açımdan da böyle. Kimse partide iktidara gelmek istediğinde bir cenaze devralmak istemez. Kendine göre bazı hesaplar yapılabilir ama partiye zarar veriyorsa herkes, parti tabanı da notunu verir bunun.
HESABINI GÜN GELDİĞİNDE HERKES VERİR: (Dostlarının, "lütfen siyasetten kopma" sözlerini aktararak) Bu bir sorumluluk. İntikam duygusuyla hareket edemezsiniz. Her şey demokrasi içinse cumartesi günü yaşananlar bir demokrasi yarasıysa bu partide bunun hesabını gün geldiğinde herkes verir.
ANKARA'YI HİÇBİR ZAMAN TASVİP ETMEDİM: Üç büyük kent açısından buraya gelmesi, bu kadar uzaması doğru değildi. Çok uzun süre öncesinden Kılıçdaroğlu'nun aklında bu isimler vardı. Tunç Soyer doğru bir aday. İstanbul için İmamoğlu aklında vardı, onun da doğru bir aday olduğunu görüyorum. Ankara’yı hiçbir zaman tasvip etmedim. Onu açıkça beyan etmiştik. Kazansa da benim açımdan parti kazanmış olmaz. Geçen zaman artı eksi mi yazar bunu 31 Mart’ta göreceğiz. Çok daha önceden bu nokta koyulmalıydı. Bunlar içerideki vesayet savaşları düşünülerek yapılıyorsa o da ayrı bir sorundur. 31 Mart’ta yaşayıp göreceğiz hepsini.
SENTETİK DEĞİL SAHİCİ İNSANLARA İHTİYAÇ VAR: Ben kişiliğim itibariyle bugüne kadar kafamın arkasında bir şeyle konuşmadım. Bence problem şu, Türkiye siyaseti açısından sentetik değil sahici insanlara ihtiyaç var. Buna bazen vesayet, bazen parti içi iktidar savaşı, bazen rant savaşı, bazense ülke içi iktidar savaşı diyoruz ama insanların bence sahici insanlara ihtiyacı var. Solcusu solcu gibi, sağcısı da sağcı gibi olmalı.
DÜNYANIN GİDİŞATI TARTIŞILIRKEN BİZİM DÜŞTÜĞÜMÜZ SORUNA BAKIN! Dünyanın gidişatı tartışılırken bizim içine düştüğümüz soruna bakın! Yemen’de insanlar ölüyor, milyonlarca insan açlıkla susuzlukla boğuşuyor, doğuda insanlar farklı şartlar altında eziliyor, Aleviler normal yurttaş olmak istiyorlar. Biz ise geldiğimiz noktada başka şeyler tartışıyoruz. Bu konuda çok üzüntülüyüm.