Akif Beki: HDP'li seçmenin Kandil'e kadar yolu mu var?
Akif Beki: HDP yasal değilse neden seçime sokuluyor? Pusulaya amblemi basılıp seçmenin önüne meşru bir seçenek olarak niye konuyor? Serbest değilse, bu suça imkan tanınarak niye oy verdiriliyor?
DUVAR - Karar gazetesi yazarı Akif Beki bugün yayınlanan, 'HDP'liyle AK Partilinin oyu bir olur mu?' başlıklı yazısında iktidardan gelen, "HDP'nin legal bir parti olmadığı" ve "seçilenler beğenilmezse yerlerine kayyım atanacağı" şeklindeki açıklamaları değerlendirdi. "HDP’li seçmenin sandığa inancını yitirmesi, anketlere inancın kaybedilmesi kadar önemsenmiş görünmüyor iktidar cephesinde" diyen Beki'nin yazısından bir bölüm şöyle:
Cumhurbaşkanı, “Kayyum atanan yerleri geri alacağız diyorlar. Benim vatandaşım bunları geri almana fırsat veriyorsa, belediyelerin imkanlarını Kandil’e gönderecek veya teröre kullanacak olursanız, hiç beklemeden yine kayyumları atarız” uyarısı yapmadı mı?
İçişleri Bakanı Soylu, HDP’yi legal bir parti olarak görmediğini açıklamadı mı, aksini savunarak yanılan partililerine ihtar çekmedi mi?
Ankara adayı Özhaseki, Mansur Yavaş’la polemiğinde, ‘talip değiliz’ diyerek HDP oylarını istemediğini bildirmedi mi?
Fakat moral bozucu anketler kadar üstünde durulmadı.
HDP’li seçmenin sandığa inancını yitirmesi, anketlere inancın kaybedilmesi kadar önemsenmiş görünmüyor iktidar cephesinde.
Demokratik katılım yolları yüzlerine kapatılıyor diye legal yöntemlere küserlerse küssünler mi? Tercihlerine saygı duyulmuyor, oyları baştan geçersiz sayılıyor diye siyasetten umutlarını keserlerse kessinler mi?
Oylarını değiştirmezlerse Kandil’e kadar yolları var, halleri neyse görsünler mi?
O seçmeni itmemek, dışlamamak, terör örgütünün istismarına terk etmemek, bilakis meşru siyasete çekerek kazanmaya çalışmak, milli güvenlik siyasetiydi aynı zamanda...
Seçimi kazanmak için vaz mı geçildi şimdi? Beka sorunu yaşarken doğru mu o seçmeni gözden çıkarmak? Aidiyet bunalımına girip sandıkla bağını koparırsa o vatandaşları Kandil’e kaybetmiş olmaz mıyız?
Terör şeflerinin istediği tam da bu değil mi, onları niye sevindiriyoruz diye sorgulanmıyor, tartışılmıyor bile.
Anket sahtekarlıkları kadar cana tak etmiyor, umursanmıyor bu tehlike.
Madem tercihleri ‘sakıncalı’, madem ‘yanlış’ta ısrar ediyorlar...
‘Hani herkesin oyu birdi, hani eşit haklara sahip makbul vatandaştı 81 milyonun her ferdi, hani her siyasi tercihin başımızın üstüne yeri vardı, nedir bu ayrımcılık’ duygusuna savrulurlarsa savrulsunlar mı?
Velev ki... ‘Bölücü’ propagandaya ‘ayrıştırıcı’ bir kampanya diliyle karşılık vermek yangını körüklesin, varsın söndürmeye hizmet etmesin, yine de mi? Ne uğruna?
“Türkiye kazanacaksa kaybetmeye hazır”dı AK Parti. Ne ki bu son söylem o duruşa uymuyor.
Milliyetçi oyları konsolide etmeye yarayabilir belki, en azından ürkütmez, kaçırtmaz. Fakat değer mi düşülen tezada; Türkiye’ye ne kazandırır, birlik ve beraberliğimize ne kaybettirir?
Dün bu zaviyeden bakanlar, bugün anket savaşlarına ayırdıkları zaman ve enerjinin binde birini memleketin en hayati meselesine harcamıyor.
HDP yasal değilse neden seçime sokuluyor? Pusulaya amblemi basılıp seçmenin önüne meşru bir seçenek olarak niye konuyor? Hakkınız, isterseniz özgür iradenizle mührü oraya da vurabilirsiniz diye sunulan seçenek, ne demeye fiilen yasaklanıyor? Serbest değilse, bu suça imkan tanınarak niye oy verdiriliyor?
Bir kısım seçmene, beğendiremezlerse oylarının çöpe gideceği mesajı peşinen duyuruluyor.
Çelişki yaman ama kafa yoran nerede! Anket havanında su döverken ıskaladığımız şeye bakın.