Eren Erdem: Umarım volta atmak suretiyle darbe falan olmaz
Cezaevinde bulunan Eren Erdem'in hesabından, 38 tweet atıldı. Erdem, Osman Kavala'nın yan avlusuna geldiğini, kendi bölümünde bulunan Selçuk Kozağaçlı'nın açlık grevinin de devam ettiğini belirtti.
DUVAR - Tutuklu Eski CHP İstanbul Milletvekili ve PM üyesi Eren Erdem'in Twitter hesabından bir dizi paylaşım yapıldı. Erdem, 38 tweet'ten oluşan mesajlarında Osman Kavala'nın yan avlusuna taşındığını belirten Erdem, "Umarım 'Volta atmak suretiyle şiddetsiz darbe falan olmaz' " dedi.
"4 yıllık cezayla tahliye olmayan tek kişiyim" diyen Erdem'in attığı tweet'ler şöyle:
SÖZCÜ'YE BAŞSAĞLIĞI DİLERİM: Silivri’den selamlar. Geçtiğimiz hafta aramızdan ayrılan Ertuğrul Akbay’a Allah’tan rahmet diler, Sözcü ailesine başsağlığı dilerim. Malumunuz, yaptığım muhalefet sebebi ile talimatla tutuklanıp, tutukluyken cezaevinde yapılan operasyonda ele geçirilmek suretiyle hücremde tekrar yakalanıp tutuklanabilen ender kişilerden biriyim. Sonra hiçbir delil olmaksızın; siyasilere biçilmiş ve sırf özgürlüğümü gasp için verilen 4 yıllık cezayla tahliye olmayan tek kişiyim.
KRİZE ÇÖZÜM VAR MI? Neyseki AYM’miz var. O da olmazsa AİHM var. AİHM kararlarını uygulamayan yargımız var. Her şey var ama “adalet” yok. Dünya da yargıya güven sıralamasında en alt sıralardayız. Adalet yok. Hukuk güvenliği yok. “Beka” diyenlerin ajandasında bu krize çözüm var mı? Yok.. Bu floodlara bolca RT ve fav alayım. Yazacağım, onların arzu ettiği gibi suskunluğa dalıp gitmeyeceğim. İç'i yazdım. Şimdi Dış'ı yazıyorum.
KOZAĞAÇLI'NIN AÇLIK GREVİ SÜRÜYOR: Öncelikle Osman Kavala yan avluma taşındı. Camdan cama görüşüyoruz. Günde 6 saat yürüyor. Umarım "Volta atmak suretiyle şiddetsiz darbe falan olmaz" Endişeliyim.. Selçuk Kozağaçlı bizim bölüme geldi. Sık sık görüyorum. Açlık grevi sürüyor. “Adalet” istemek dışında bir talebi yok. Oda bizim ülkemizde yok maalesef... Koğuş arkadaşım her seferinde 'çoban matına’ düşüyor. İnfaz memurları 3 bin 600 ek gösterge bekliyor ve masumlar adalet bekliyor. Buralar böyle.. İlk serzenişim Karar gazetesi yazarı Yıldız Ramazanoğlu’na. 'Suriye hapishanelerine' sürekli atıf yaparken Türkiye hapishanelerine temas etmemesi üzücü.
İŞTE SİZE BEKA SORUNU: Ben ya da başka biri için değil, cezaevleri Yıldız hanımın hemcinsleri ile dolu. Kadınlar gününde bebekleri ile zindana tıkılmış garipleri anımsamalıydı. Suriye’deki zindan da buralar 'residence' mi? Serzeniyorum çünkü Yıldız Ramazanoğlu adil, namuslu bir kalemdir. Kadın mahpuslara eğilmelisiniz Yıldız hanım.. Malum 'of the record' ifadesini 'oprikota' olarak algılayıp, bu yeni kavrama derin manalar yüklemek ancak bizim yüce yargımıza mahsus bir durum. Ama hak yemeyeyim, namuslu hakim ve savcılar var. Fazlacalar. Ama baskı altındalar. Nefes dahi alamıyorlar. İşte size 'beka' sorunu. Mesela benim dosya. Dava süreci sürdüğünden özetle şunu söyleyeyim; "Bir HSK üyesi ile bir bakan" tarafından kurulup örülen bir kumpas. Vakti gelince o bakanı ve üyeyi belgeleri ile açıklarım. Bilirsiniz, ben belgesiz konuşmam.
TERÖR DİLİ BUDUR: Memleket meselelerine kafa yorarken aldığım bazı notlarla tamamlayacağım. Merak ediyorum, HDP=PKK demek HDP’li=PKK’li; yani 6 milyon HDP seçmenine PKK’li demek anlamına gelmez mi? Gerçekten HDP’ye oy veren herkes teröristtir imasının esas bölücülük ve terör dili olduğu gerçeğinden kopuklar mı?
Oy karşılığı cennetten arazi tahsisi yapanların bu hoyratlığı, cennete yönelişi azaltma riski taşıyor. Ülkede kitlesel inanç krizine yol açabilir. Diyanet göreve.. Millet ittifakı listelerinde 200 kusur terörist var diyorlar. Bir adayın aday olması için Adli siciline bakılır. Bu nemenem bir sözdür. Arkadaşlar oyalanmayın. 'Beka' tartışması üzerinden halkın ayrıştırılması, 2 partili başkanlık sisteminin sosyolojisini oluşturma amaçlı bilinçli bir hareket. Amaç demokratik çeşitliliği yok edip sistemi 2 kutuplu bir aşamaya evriltmek. 50 yıllık devlet projesi bu. Kenan Evren’in hayaliydi. Ayrıca "yerel seçimin kaybı rejim tartışması yaratır"sözü ilk kime aitse 1 Nisan da tartışmayı o başlatır. Bu çıkış Sn. Bahçeli’ye aitti. At fava bekle..
BAYKAL HEDEF OLMUŞTU: "15 Temmuz’da denediler olmadı, şimdi 31 Mart’ta deniyorlar" sözü, demokrasiyi şişe takıp ateşe atma girişimidir. Anca bizim ülkemizde zikredilebilir... Kalite-kantite krizi yaşıyoruz. Bayağı yılışık ve birikimsiz tiplerin müflis tacir misali siyaseti tasfiye çabasına tanık oluyoruz. Türkiye’nin son 30 yılının en büyük ‘beka’ krizi 1 Mart tezkeresiydi. Ve o krizin aşılmasını sağlayan, bu yüzden hedef olan kişi Sn. Deniz Baykal’dı. Beka böyle korunur.
Ülkemizin bekasını tehdit eden en önemli 2. adım "Ergenekon ve Balyoz" kumpasıydı. Hem 1 Mart hem de kumpaslarda bekaya karşı duranların ağzına yakışmaz bu kavram. Bak hala bilinçaltlarının etkisi ile rahatlıkla "15 Temmuz’u bastıran en önemli güç TSK içindeki yurtseverlerdi" diyemiyorlar. Çünkü o yurtsever askerlerin çoğu “Ergenekon-Balyoz” kumpaslarında hedefti. İktidar alttan alta ; "FETÖ kumpas yaptı ama Ergenekon da var" şaiyaları yayıyor. Sizin Balyozcu darbeci dediğiniz denizciler bugün “Mavi Vatan” tatbikatı yapıyor. Tatbikatın isim babası, balyoz kumpasında esir alınmış bir asker. Beka diyorsunuz ya, bekayı kim tehdit etti, ortada...
UMARIM S-400'LER RAHİP OLAYI GİBİ OLMAZ: Bu iktidar 40 yılda bir akıllı bir iş yaptı. "S-400 alımı" doğru hamledir. Umarım bu konu rahip olayı gibi olmaz! Bu arada, "Mavi Vatan" tatbikatının "millennium chalenge" tatbikatına verilmiş geçikmeli bir cevap olduğunu düşünüyorum. Memlekette az da olsa iyi şeyler oluyor. Bir de siyasi liderlerin "sağ-sol kavramları eskidi" şeklindeki beyanları, ekonomi politikten yoksun. Evet fetişleştirmek yersiz ama halen "emek-sermaye" çatışıyor... Teknoloji devrimi üretken işçi sınıfını küresel anlamda kent bedevisine dönüştürdü. Artık sistem "yiyip-içip yatan" bireyler istiyor. Küresel popülist dalganın besin kaynağı bu profil. Tam da emek siyasetini, anti-emperyalist hattı güçlendirmek gereken zaman. Bu tür söylemlere gerek yok. Haksız ve hukuksuz bir şekilde rehin alınışımın 9. ayı bitiyor. Yolladığınız kitap ve mektuplar olmasa halimiz duman. İyi ki varsınız zalım yoldaşlar.. O halde kitaba ve mektuba devam. Adres: Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampusu, 9’no lu cezaevi c10 blok 67’no lu oda. (HABER MERKEZİ)