Soylu seçim sürecinde 4 gün aralıksız konuştu
31 Mart Yerel Seçiminde Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan sonra AK Parti ve Cumhur İttifakı adına sahada en fazla görünür olan isim, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ydu. Kimi zaman muhalefet liderlerini hedef aldı, kimi zaman doğrudan seçmenle tartıştı. Soylu, 28 Şubat-28 Mart tarihleri arasında katıldığı miting, açılış ve salon toplantılarında tam 5 bin 577 dakika konuştu.
ANKARA - Seçimlerin tarafsızlığına gölge düşmemesi için, seçim öncesi içişleri, adalet ve ulaştırma bakanlarının görevden alınmasını düzenleyen Anayasa’nın 114’üncü Maddesi, 16 Nisan 2017 Referandumuna sunulan Anayasa değişikliğiyle kaldırıldı. Bu değişiklikten sonra bu üç bakanın koltuğunda oturmaya devam ettiği ilk seçim 24 Haziran Seçimleri’ydi. 31 Mart Yerel Seçimi de bir genel seçim havasında geçti. Peki böyle bir seçimde taraflı içişleri bakanı nasıl bir rol oynadı?
Görevdeki içişleri bakanının seçimde kendi partisi lehine çalışmasının sonuçlarını, 31 Mart Yerel Seçimi kampanyası boyunca sahada olan ve tartışma yaratan açıklamalarıyla muhalefeti hedef alan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun perpormansını mercek altına alarak inceledik.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 28 Şubat-28 Mart tarihleri arasında 99 miting ve aralarında Cumhur İttifakı’nın seçim koordinasyon merkezlerinin açılışının da bulunduğu 44 toplantıya katıldı. Buralarda toplam 5 bin 577 dakika konuştu. Katıldığı televizyon programları hariç, Soylu bir ayda yaklaşık 4 gün aralıksız konuştu.
Soylu, 28 Şubat-28 Mart tarihleri arasında yaptığı 99 mitinginin 30’unu İstanbul’un farklı ilçe ve mahallerinde, 10’unu Ankara’da, 7’sini de İzmir’de gerçekleştirdi. Katıldığı 44 toplantının ise 15’i İstanbul, 10’u Ankara, 2’si de İzmir’deydi. Rakamlara göre İçişleri Bakanı Soylu, partisine en fazla desteği İstanbul’da istedi.
MUHALEFETİ DOĞRUDAN HEDEF ALAN AÇIKLAMALAR YAPTI
Soylu’nun muhalefet partilerinin liderlerini ve adaylarını hedef aldığı, tepki çeken açıklamalarından bazıları ise şunlardı:
Polatlı’da 3 Mart tarihinde yaptığı konuşmada,”Avrupa’da, Almanya’da öyle terör örgütünün toplantılarına katılıp da ondan sonra gelip Antalya’da, Bodrum’da, Muğla’da tatil yapanlar var ya, onlar için de tedbir aldık şimdi. Hadi gelsinler bakalım havalimanlarından içeriye girsinler. Gözaltına alıp yallah! Öyle kolay değil. Dışarıda hainlik yapıp içeride, Türkiye’de keyfini, sefasını sürmek bundan sonra kolay değil…” diyen Soylu’ya Almanya’dan tepkiler geldi.
Aydın’ın Söke ilçesinde 11 Mart’ta şu açıklamayı yaptı, “İstim üzerindeyiz. 31 Mart akşamı Cumhur İttifakı’nda bir zafiyet olursa bunu da Doğu ve Güneydoğu’ya giden bir kardeşiniz olarak söylüyorum, ertesi sabah 1 Nisan’da, 6 yaşındaki masum çocukların eline silah vererek kaymakamlık ve valilikleri altüst ederler.”
Trabzon’un Araklı ilçesinde 14 Mart’ta konuşan Soylu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i hedef alarak, “Meral Akşener, attığın adıma, söylediğin söze dikkat et. Tansu Çiller’e nasıl ihanet ettiğini, Devlet Bahçeli’ye niçin ihanet ettiğini, kimlerle pazarlık içinde olduğunu söylerim” dedi.
İstanbul Üsküdar’da 17 Mart tarihinde seçmenlere, “Seçimlerden hemen sonra eğer Hükümetimiz zafiyete uğrarsa Doğu ve Güneydoğu’da valileri, kaymakamları sokağa çıkarmazlar. Bu sözleşmeyi yapan Saadet Partisi’nin Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’dur, İYİ Parti’nin Genel Başkanı Meral Akşener’dir, FETÖ’dür, PKK’dır, HDP’nin sözde vekilleridir” dedi. Bu sözlere tepki gösteren ve Saadet Partisi seçmeni olduğu öğrenilen bir kişiye Soylu, “24 Haziran’da Saadet Partisi sattı bu milleti! Hadi oradan densiz! PKK’yı Meclis’e siz taşıdınız” diye bağırdı. Saadet Partili vatandaş gözaltına alındı.
Soylu 25 Mart’ta Ankara’nın Keçiören ilçesinde ise muhalefet partilerinin belediye meclis üyesi adaylarının PKK ile bağlantılı olduğunu iddia etti. Soylu’nun “YSK bakar, oluyor veya olmuyor, gereğini yerine getirecek olan benim, siz merak etmeyin. İmamoğlu ve Yavaş… Gereğini getirecek olan benim. Bir seçilsin de görelim bakalım. Teröristleri belediye meclis üyesi yapacaksınız öyle mi! Biz buna müsaade edeceğiz öyle mi! Allah şahittir, müsaade edersek şehitlerin eli yakamızda olur” sözlerine muhalefet tepki gösterdi. İçişleri Bakanı’nın, YSK’nın onay verdiği adayları suçluymuş gibi hedef göstermesi tartışmaları seçime damgasını vurdu.
Soylu, 25’Mart’ta TRT Haber’de yayınlanan “Basın Kartı” programında ise istihbarat raporlarıyla rakam vererek iddiasını sürdürdü. Muhalefetin belediye meclis üyesi adayı olan 378 kişinin “terör örgütleriyle iltisaklı olduğunun tespit edildiğini” öne süren Soylu, “Bunun 325’i PKK/KCK. 178’ine bizatihi adli ve idari işlemler yapılmış PKK’dan. FETÖ 45, aşırı sol 4, DEAŞ 4” diye konuştu. Bu kişiler hakkında verilmiş bir hüküm yokken iktidara yakın medya bu iddiayı manşetlerine taşıdı.
Soylu 26 Mart’ta İstanbul’da bu kez CHP Beyoğlu Belediye Başkan Adayı Alper Taş’ı hedef aldı. Taş’ın Abdullah Öcalan’ın fotoğrafı önünde konuşma yaptığını öne süren Soylu’ya Taş, “İspat edemezsen istifa edecek misin?” diye yanıt verdi. Bunun üzerine Soylu, Taş’a şu sözlerle hakaret etti, “Cizre’de, çukur olaylarında PKK’nın, eli kanlı akademilerine ismini verdiği Mahsun Korkmaz’ın ve Apo’nun fotoğrafı önünde poz veren alçak mı söylüyor bunu? Apo’nun uşağı”… Alper Taş tartışmayı şöyle noktaladı, “Soylu gibi 10 yıl önce söylediklerini unutan siyasetçilerden değilim. Ben siyasetçi de değilim, devrimciyim.”