Fatma Kurtulan: Meclis Başkanı anlamsız bulsa da 4 vekil açlık grevinde
HDP Grup Başkanvekili Kurtulan: Meclis başkanı anlamsız bulsa da dört vekil açlık grevinde.
DUVAR - HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan, Meclis'te yaptığı basın toplantısında TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un, Leyla Güven'in açlık grevi eylemi için 'anlamsız' dediğini hatırlatarak, "Bu Meclis’in Meclis Başkanı her ne kadar anlamsız bulsa da bir anlam veremese de, bu Meclis’in Leyla Güven’le birlikte 3 milletvekili daha açlık grevinde" dedi.
Kendileri "tabutlar çıkmasın" derken bugün 15 tutuklunun ölüm orucuna gireceklerini duyurduğunu belirten Kurtulan, "Açlık grevlerinin sonunda işin buraya varacağı, geçmiş deneyimlerden de bilindiği gibi herkes bilir herkes tahmin ederdi" dedi.
HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
UYARDIĞIMIZDA 335 EYLEMCİ VARDI ŞİMDİ BİN: Leyla Güven şu an 173 gündür açlık grevinde. Hewlêr’de Nasır Yağız 161’inci gününü geçiriyor. Cezaevlerindeki grev 136 gün oldu. 14 siyasetçinin Strasbourg’daki açlık grevi ise 134 gündür devam ediyor. Eski milletvekilimiz Sebahat Tuncel ve Selma Irmak 104 gündür açlık grevinde. Bu Meclis’in Meclis Başkanı her ne kadar anlamsız bulsa da bir anlam veremese de, bu Meclis’in Leyla Güven’le birlikte 3 milletvekili daha açlık grevinde. Dersim Dağ 57 Tayip Temel ve Murat Sarısaç arkadaşlarımız 53 gündür açlık grevindeler. İlk başladığında Leyla Güven ile sınırlı kalmayacağını, devam edeceğini öngörerek bir çağrı yapmıştık. 68 cezaevinde 335 tutuklu açlık grevinde iken, şu an yaklaşık 98 cezaevinde 3 bin tutsak açlık grevinde. “Tabutlar çıkmasın” demiştik, fakat biz seçim çalışması yaparken 7’si olmak üzere tam 8 insan cezaevinde tecrit kalksın diye yaşamlarına son verdiler. Yani cezaevlerinden tabutlar maalesef çıktı. Tabutlar çıkmasın söylemini ve bunun çabasını gösterirken, bugün 15 tutuklu yarından itibaren ölüm oruçlarına gireceklerini duyurdular. Bakırköy, Gebze, Van ve Diyarbakır cezaevlerindeki 15 tutuklu bu açıklamayı yaptı. Açlık grevlerin sonunda işin buraya varacağı, geçmiş deneyimlerden de bilindiği gibi herkes bilir herkes tahmin ederdi.
İSTENEN MEVCUT YASANIN UYGULANMASI: Bir an önce buna bir anlam verilmesi gerekiyor. Leyla Güven’in ve tutukluların istediği yeni bir yasal düzenleme değil, yeni bir yasa değil. Mevcut olan yasanın hayata geçmesi gerektiğini söylüyor ve tutukluların hepsinin sahip olduğu bu haktan Sayın Abdullah Öcalan’ın da yararlanmasını talep ediyor. Bir avukat göndermek bu kadar zor mu? Yasaları uygulamak bu kadar sıkıntılı AKP'ye zor mu geliyor. Bunu bir an önce yapmak gerekiyor. Ölüm oruçlarının çok kısa sürede ne yazık ki sonuçları acıyla biter. Buna mahal vermeden, Adalet Bakanı ve Meclis Başkanının buna çözüm bulmalı ve tecridin kalkması gerekiyor. Demokrasi güçlerine de çağrı yapmak isterim. Sürekli yargı sisteminden, tek adam rejiminden yakınan ve eleştiren demokrasi güçlerini de tam da burada büyük bir hak ihlali olan duruma müdahale etmeye ve harekete geçmeye çağırıyorum.
MECLİS BİR TÜRLÜ AÇILMIYOR: Şimdi öyle bir duruma gelmişiz ki Türkiye’de artık bir türlü açamadığımız Meclis'in, tek adam rejimi ile önemini yitiren Meclis’in ne zaman açılacağı belli değil. Seçimlerin üzerinden 1 ay geçti ama Meclis bir türlü açılamıyor ve bir türlü bu ülkenin temel sorunlarını çözme iradesini gösteremiyor. Çünkü herkes, AKP’nin sopası haline gelmiş olan YSK’nin vereceği kararı bekliyor. Seçimler sürecinde oy kaydırma, seçmen taşıma, seçmen sildirme, sandık taşıma vs. ile zaman geçiren ve hile hurda ile sonuçları değiştirmeye çalışan AKP, en son bizim KHK’li adaylarla aldığımız yerleri gasp ederek, Türkiye tarihindeki bu önemli seçim sonuçlarının üzerinde oynama durumu yarattı. İtirazlar vs bir türlü karşılık bulmadı. AKP lehine daha çok tavır takınıldı. Bütün bunları bu süreçte ele aldığımızda AKP’nin yenilgisinin altını güçlü çizmek lazım. Zaten, şu an AKP içerisindeki tartışmalara baktığımızda, istikrarlı olmayan açıklamalara baktığımızda Cumhurbaşkanı, ittifakının birbirini yalanlayan çelişkili açıklamalarda bile ortaklaşmayan açıklamaları görüyoruz. Seçim sonuçları üzerine çelişkili rakamlar veren ittifakın sarsıldığını görüyoruz. Bu seçim sürecinde de görmüştük. “HDP, öyle bir seçim stratejisi uygulayacak ki Cumhur İttifakı’nın Türkiye lehine olmayan bir ittifakın olmayacağını görecektir” demiştik. Daha önce cemaat şimdi MHP ile ittifak yapmış olan AKP yeni ittifaklarla yoluna devam etmek istemektedir.
MECLİS AÇILMALI: ("Meclisin açılması konusunda HDP’nin girişimi olacak mı? Yoksa HDP de AKP ve MHP gibi Meclis’in kapatılmasına çok fazla itiraz etmeden bekleyecek mi?" sorusu üzerine) Sürekli, görüşmelerde de, Meclis’in açılması gerektiğini belirtiyoruz. Hele hele böylesi bir günde ölüm oruçlarının başladığı, ülkemizin derin sorunlar içinde boğulduğu bir dönemde Meclis’in açılması gerektiğini bir kez daha söylüyoruz. Meclis açılmalı, normal süreç başlamalı ve öncelikli olarak ülkemizin istikrarı, geleceği, barış ve adaletine katkı sunacak düzenlemelere hep birlikte katkı sunalım. Meclis’in bu sürece müdahale etme gibi bir sorumluluğu var, bunun için Meclis’in öncelikle çalışma rutinine dönmesi, adalet ve demokrasi için yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini söyledik. Bunu şifahen söyledik ve HDP olarak bu işin takipçisiyiz. HDP olarak düşüncemiz böyle.