HDP’den iktidara canlı yayın daveti: Yürekleri yetiyorsa biz de televizyona çıkalım

HDP Eş Başkanı Sezai Temelli, İstanbul adayları Ekrem İmamoğlu ile Binali Yıldırım’ın ortak canlı yayına çıkacak olmasını olumlu bir gelişme olarak değerlendirdi. Temelli “Biz de bu vesile ile Cumhurbaşkanı ve küçük ortağını eş başkanlar olarak canlı yayına davet edebiliriz. Yürekleri yetiyorsa gelsinler biz de çıkalım televizyona. Türkiye’de demokrasiyi, yargıyı, Kürt meselesini konuşalım” çağrısı yaptı.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - İstanbul seçimlerine 12 gün kala HDP Eş Başkanları ve milletvekilleri de sahaya iniyor. İstanbul seçimini demokrasi referandumu olarak gördüklerini belirten HDP Eş Başkanı Sezai Temelli, “Biz HDP seçmenin daha büyük kısmının sandığa gitmesini sağlayacağız. Bu konuda tereddüt yok” dedi. Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım’ın Diyarbakır’daki Kürdistan sözlerini samimiyetsiz olarak nitelendiren Temelli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sahaya çıkmama kararı için, “Sözü yok. Ne söyleyecek? 'Defolun gidin' dedi, hakaret etti her türlü saldırıyı gerçekleştirdi ve kaybetti. Aslında yine kaybedeceğini hissettiği için biraz kenarda duruyor” yorumunda bulundu.

HDP Eş Başkanı Sezai Temelli’nin Meclis’te Gazete Duvar’ın sorularına yanıtları şöyle oldu:

'BİTLİS, ŞIRNAK, MUŞ SEÇİMİ İSTANBUL’DA YENİLENECEK'

İstanbul seçimlerine kısa bir süre kaldı. Sizin de sahaya ineceğinizi biliyoruz. Nasıl bir çalışma yapacaksınız?

Eş başkanlar, çok sayıda milletvekili ve MYK’dan arkadaşımız İstanbul’da çalışma yapacağız. İstanbul seçimini sadece İstanbul seçimi olarak görmüyoruz. Çok adaletsiz bir seçim süreci yaşadık, yaşamaya devam ediyoruz. İstanbul seçim iklimini bir demokrasi referandumu zemini olarak değerlendirmek istiyoruz. 31 Mart’a giderken strateijimiz “Ya demokrasi ya otoriter rejim” ayrımında demokrasi tercihine çağrıydı. İstanbul’da biz tek başımıza seçimi kazanamayacaksak neden demokrasi güçleri, otoriter rejim karşısında olanlar kazanmasın çizgimiz devam ediyor. İstanbul seçimini demokrasi referandumu, Türkiye’nin seçimi haline getirmek önemliydi. Getirdik de. Şimdi İstanbul Türkiye’nin en belirgin seçim atmosferi ama Tatvan kendi seçimini bir kez daha İstanbul’da yapacak. Bitlis, Şırnak, Muş kendi seçimini bir kez daha İstanbul’da yapacak. Gasp edilen belediyelerimizin tümü kendi seçimini bir kez daha kendi iradesiyle yenilemiş olacak. Bir itirazı, reddiyeyi bir kez daha sandıklara taşıyabileceğiz. Bu demokrasi referandumu anlamında önemli.

İstanbul’daki çalışma programı nasıl olacak?

İki paralel program götüreceğiz. Birincisi bizim güçlü olduğumuz ilçelerde çalışmalar var. Özellikle önümüzdeki süreçte demokrasi ittifakı çalışmaları için bir zemin çalışması yapacağız. Bir de görece zayıf olduğumuz ilçelerde de görünürlüğümüzü arttırmaya dönük çalışmalarımız olacak. Sokak çalışmaları, ev-iş yeri ziyaretleri, halkla buluşma toplantıları olacak.

'SANDIĞA GİTMEYEN 230 BİN SEÇMENİMİZ VAR'

Binali Yıldırım’ın Diyarbakır ziyareti ve ifadesi çok konuşuldu. Bu mesajların etkisi ne olur?

24 Haziran ile 31 Mart seçimlerinde aldığımız oyların karşılaştırmasına bakıldığında 31 Mart’ta seçmenimizin 900 binden fazlası bizim demokrasi mücadelesine katkısını sundu. 230 bin seçmenimizin sandığa gitmediğini biliyoruz. Bunlar net rakamlar, analizler de bizi doğruladı. Bizim amacımız bu 900 binin üzerindeki HDP seçmeni sayısını arttırmak. Sahadan gelen veriler de olumlu. Biz HDP seçmenin daha büyük kısmının sandığa gitmesini sağlayacağız. Bu konuda tereddüt yok.

'GRİ BÖLGEDEKİ SEÇMENLE KONUŞMAK ÖNEMLİ'

Sadece kendi seçmeninizi ikna etmeye yönelik mi olacak çalışma?

Bunun ötesinde HDP’ye oy vermeyen, HDP-AKP arasında gri bölgede duran bir seçmen kitlesi var. Bu gri bölgedeki seçmen kitlesinin artık HDP ile siyaset yapmasını istiyoruz. Sandığa gider, gitmez bu ayrı mesele ama HDP ile beraber siyaset yapmasını istiyoruz. Çünkü AKP bu insanların samimi duygularını sömürdü, haklarını yok saydı. Binali Bey’in Diyarbakır’a gidip Kürtçe iki tane söz söylemesi samimi değil. Neden? Bitlis, Tatvan’da tabelalar indiriliyor. Halfeti’de işkence oluyor. Bunlar için hiçbir şey söylemiyorsunuz. Gidip orada şirinlik yapıyorsunuz. Bu kendi seçmenine de haksızlık, samimiyetsizlik. Bu gri bölgede olan seçmenle konuşabilmeyi başarmak önemli. Çalışmalarımızda önemli bir başlık da bu olacak.

'ERDOĞAN VE BAHÇELİ’Yİ YAYINA DAVET EDEBİLİRİZ'

17 yıl aradan sonra İstanbul adayları ortak bir yayına çıkacak. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yayının olması çok güzel bir şey. Bir kere adayların kamuoyuna açık tartışmaları harika olmalı. Hatta biz bu vesile ile Cumhurbaşkanı ve küçük ortağını eş başkanlar olarak canlı yayına davet edebiliriz. Yürekleri yetiyorsa gelsinler, biz de çıkalım televizyona. Türkiye’de demokrasiyi konuşalım. Yargıyı konuşalım. Kürt meselesini konuşalım. Bütün herkes bizi izlesin. Bütün partiler gelsin konuşalım. Meclis kürsüsünde sadece konuşmak yetmez. Kamuoyunun bu tartışmalara ihtiyacı var. Gelsinler, bizim bu konuda öz güvenimiz de tam, cesaretimiz de tam. Önemli. İyi bir şey. 17 yıl sonra olması da aslında bizi düşündürmeli. 17 yıl boyunca siyasetçiler bir tartışma programına birlikte katılamamışlar. Bu eksiklik. Dünyanın birçok yerinde çok yaygın bir yöntemdir. Umarım iyi bir başlangıç olur. Bundan sonra herkes buna heveslenir ve biz de onlarla televizyon ekranlarında, halkın önünde karşılaşabiliriz.

İstanbul seçiminde oy davranışını nasıl etkiler?

Oy davranışını nasıl etkiler bu ayrı bir tartışma. Çünkü seçime kısa bir süre kala artık insanların oyları büyük ölçüde netleşmiş durumda. Bir de yaşanan sürece bakılınca herkes vicdanında şunu net söyler ki, bu seçimde mağdur olan taraf bellidir. Haksızlığın, adaletsizliğin nedeni bellidir. Bunu aşabilecek bir program gerçekleşeceğini sanmıyorum. Ama eğlenceli bir vakit geçireceğiz görünüyor.

'ERDOĞAN KAYBEDECEĞİNİ HİSSETTİĞİ İÇİN KENARDA DURUYOR'

İzleyecek misiniz?

Ben yolda olacağım ama sonra bakarım. Eğlenceli tarafları varsa bakarım.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli moderatöre kızarak izlemeyeceğini duyurdu.

Şimdi bu gazeteciye kızmak! Gazetecilerin kızdırma hakkı olmalı. Seni kızdırabildikleri ölçüde zaten gazeteciler. Gazetecilere kızmak varsa kafanızda orada basın özgürlüğü meselesi sıkıntılıdır.

Seçim sonucuyla ilgili beklentiniz nedir?

Bizim saha gözlemimiz gelen araştırmalarla örtüşüyor. 1.5 puan gibi bir fark görünüyor. 2’ye de çıkabilir 1’e de düşebilir. Daha fazla esnekliği yok seçimin. İmamoğlu önde görünüyor.

Bu arada İstanbul seçimi için Erdoğan’ın sahaya çıkmayacağını miting yapmayacağını biliyoruz. Bu kararı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sözü yok. Ne söyleyecek? Defolun gidin, dedi. Her türlü hakareti yaptı. Her türlü saldırıyı gerçekleştirdi ve kaybetti. Aslında yine kaybedeceğini hissettiği için biraz kenarda duruyor.