Kılıçdaroğlu: '89 travmasını yaşamak istemiyoruz
Yenilenen İstanbul seçimlerinde 13 bin olan oy farkının 800 binin üzerine çıkması CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu da şaşırttı. 100-300 bin arasında bir oy farkı beklerken ortaya çıkan bu sonucu “Haksızlık duygusu”na bağlayan Kılıçdaroğlu, belediye başkanlarının uyması için açıkladığı 7 kural için de “bir 89 travması yaşamak istemiyoruz” dedi.
ANKARA - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Meclis’teki grup toplantısında İstanbul seçimleriyle ilgili değerlendirme yaparken “Asıl görevimiz şimdi başlıyor” dedi, tüm belediye başkanlarının uyacağı 7 kuralı açıkladı. Kılıçdaroğlu’nun “Halkçı belediyeciliğin ilkeleri” olarak nitelendirdiği kurallar “ayrımsız hizmet, fakir mahallere pozitif ayrımcılık, şeffaflık, liyakat, adaletle yönetim” gibi başlıklar içeriyor. 1989 yerel seçimlerinde SHP benzer bir başarı yakalamış ancak yanlış yönetim ve uygulamalar nedeniyle bu belediyelerin bir çoğunu sonraki seçimde kaybetmişti. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu bu tabloya gönderme yaparak, “Bir 89 travması yaşamak istemiyoruz” dedi.
Partisinin grup toplantısı çıkışında İstanbul seçimleri için, “Hayırlı olsun” dileğinde bulunan gazetecilere, “Hepimize hayırlı olsun” yanıtı veren Kılıçdaroğlu, aralarında Gazete DuvaR’ın da bulunduğu basın mensuplarının sorularına şu yanıtları verdi:
İstanbul seçiminin böyle bir farkla sonuçlanmasını bekliyor muydunuz? Sizin tahmininiz neydi?
Hayır. 100-300 bin arasında bekliyordum. Bu çok yüksek, çok çok iddialı bir rakam, çok iyi.
Bu yüksek farkı yaratan ne oldu?
Haksızlık duygusu! Bir kişiye haksızlık yapıldığı duygusu. Gittiğim her yerde duydum. Biz ağırlıklı olarak kanaat önderleriyle toplantılar yaptık. Hemen hepsinde haksızlık yapıldığını ifade ediyorlardı.
Seçime bir hafta kala Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sahaya inmesinin, Öcalan’ın gönderdiği mektubun ters etki yarattığı söyleniyor. Sizce son hafta yaşananların etkisi ne oldu?
Onu bilemiyorum, çünkü biz bunu değerlendirme fırsatı bulamadık. Yalnız ben şunu gözlemledim. Siirtliler, Bitlisliler, Eruhluların kahvehanelerine gittim. Eruhlularla bir özel toplantı yaptım. Onları hiçbir şekilde etkilemediğini gördüm. Yapılan atraksiyonun onları etkilemediğini gördüm, gayet kararlılardı. Bir de tabii çok mağdur edildiklerini söylüyorlar. “Bizi perişan ettiler” diyorlar. Böyle bir algı var. Demokrasinin olmadığını, tamamen perişan edildiklerini söylüyorlar. Tabii bu MHP tabanında bir şey yaptı mı onu bilmiyorum?
'AK PARTİ DE HDP DE 'BU SORUN MECLİS’TE ÇÖZÜLÜR' NOKTASINA GELDİLER'
İstanbul seçimindeki HDP desteği işbirliğine dönüşür mü?
Diğer siyasi partilerle olan ilişkimizle benzer bir ilişki olacak. İttifakın içinde HDP yoktu. Burada HDP kendi inisiyatifi ile demokrasiye duyduğu ihtiyaç nedeniyle böyle bir karar aldı. Bu iyi. Ama şunu da kabul etmek lazım: Biz son 10 yıldır Doğu ve Güneydoğu'da çok çalıştık. Sorunların çözümü, Kürt sorununun çözümü konusunda emek harcadık, çalışmalar yaptık. Ben hiç gitmediysem en az 5-6 kez Doğu ve Güneydoğu'ya gidip sivil toplum örgütleriyle, bazen medyaya açık, bazen kapalı toplantılar yaptık. Dolayısıyla Doğu, Güneydoğu'ya gidemeyen bir CHP yok. Biz toplumun hemen hemen her kesimiyle rahat diyalog kurabiliyoruz. HDP ayrı parti, İYİ Parti ayrı parti, biz ayrı partiyiz. Son çıkan seçim yasasındaki değişiklikle partilerin yasal ittifak kurmalarına zemin hazırlandı. Bu çerçevede biz İYİ Parti, SP ve DP bir araya geldik.
HDP iktidarın ardından CHP ile arayışa girdi...
Şimdi orada hem iktidar partisi hem de HDP ile ayrıştığımız temel bir nokta vardı: Onlar sorunun çözümünü başka mecralarda arıyorlardı, biz en başından beri çözümün adresi olarak parlamentoyu gösteriyorduk. Bugün, benim anladığım kadarıyla hem Adalet ve Kalkınma Partisi hem de HDP artık “evet bu sorun Meclis'te çözülür...” noktasına geldiler. Bu bizim için çok önemli bir şey. Bu sefer sorun çözülecekse adres belli oluyor. O adreste biz bu sorunu çözeceğiz, demektir.
'İLK KEZ SEÇMEN KİTLEMİZİN DIŞINDA KİTLELERLE KONUŞTUK'
İmamoğlu’nun kazanmasını haksızlık duygusu ile açıkladınız. AK Parti seçmeninden oy almış görünüyorsunuz. Bu oyun kalıcı hale gelmesi için ne yapacaksınız?
İzlediğimiz politikayı sürdürmemiz gerekiyor. Biz ilk kez kendi seçmen kitlemizin dışındaki kitlelerle iletişim kurup, o kitlelerle konuşmaya başladık. Ama bunu mitinglerle yapmıyoruz. Hayatında hiç CHP'ye oy vermemiş gruplarla görüşüyoruz. Toplantılarımızda “aklınıza CHP ile ilgili ne gelirse sorabilirsiniz. Acaba genel başkana sorarsam ayıp olur mu diye düşünmeyin, şu soruyu sorarsam CHP genel başkanı üzülür mü diye düşünmeyin. Ben de size çok samimi cevap vereceğim” diyorum. Aramızda çok samimi bir ilişki ortaya çıkıyor. Bizim samimiyetimize güvenmeye başlıyorlar, söylemlerimize güvenmeye başlıyorlar. Bu kolay olmadı aslında, uzun süredir devam ediyordu. Vaizelerle, ilahiyatçılarla, Rizelilerle, Bayburtlularla toplantıları düşünün. Bütün bu değişik gruplar, bize mesafeli, hayatında oy vermemiş kişiler. Bir de bunları davet etmek zor...
'BİR TOPLANTIMIZA AK PARTİ İLÇE YÖNETİCİSİ KATILDI'
Kampanya sürecinde bunlar görünmedi, siz de görünmediniz...
Tabii görünmüyoruz, onlar da tabii üzerlerine baskı gelir diye çok görünmek istemiyorlar. Mesela bir toplantıya AK Parti'nin fiilen ilçe yönetimindeki bir kişi geldi. “Öğrenci bursu konusunda ve bir başka konuda AK Partililerin kafası karışık, buraya bir açıklama getirmeniz lazım” dedi. Açıklık getirdik. Diğerleri gelip “fotoğraf çektirelim özel, bizde kalsın” dediler, o ise “ben çektiremem, şu an partinin yönetimindeyim” dedi. Böyle insanlar var.
'89 TRAVMASINI YAŞAMAK İSTEMİYORUZ'
Size oy veren seçmeni nasıl tutacaksınız? Yüzde 54 parti oyunuzun iki katı. Önümüzdeki süreçte nasıl bir politika izleyeceksiniz?
Şimdi bunu sürdürülebilir kılmamız lazım. Grup toplantısında 7 madde açıkladım. Bu 7 madde gerçekten çok kritik. Biz ona halkçı belediyeciliğin temel kuralları diyoruz. Gerçekten işi ehline verecek. Geçen dönemki belediye başkanlığından kaldı, bunu hemen sürelim, değil. Bu kişi görevini çok iyi yapıyorsa, o görevde tutmak lazım, kalsın, zaten o işi yapıyor. Buna benzer, yoksul mahallelere hizmet götürme gibi belirlediğimiz 7 kurala belediye başkanları uyacak, biz de genel merkezden takip edeceğiz. Yani bir ‘89 travmasını yaşamak istemiyoruz.
'ERKEN SEÇİM TALEBİMİZ YOK'
Seçim öncesi “erken seçim yok” demiştiniz. Bu görüşünde değişiklik var mı?
Bu görüşümüz değişmedi, bir seçim isteğimiz, talebimiz yok. Ülkenin gerçekten çok ciddi sorunları var. Türkiye ilk kez bu kadar yalnızlaşıyor. Siz Mısır’la ilişkiyi nasıl bozarsınız? Akdeniz'in bu tarafında Türkiye var, öbür tarafında Mısır var, ikisi de güçlü devlet. Birisi Arap dünyasında, birisi diğer dünyada... Fakat bakın şuraya, Mısır'ı, İsrail'i, Katar'ı, Yunanistan'ı bir arada. Sadece dışlanan Türkiye var.
İmamoğlu biraz muhafazakar bir profil çiziyor. Bu ileride sorun yaratır mı sizin açınızdan?
Hayır sorun yaratmaz, Ekrem Bey tam bir halk adamı. Halk adamı ama birikimli birisi. Sorunları sağlıklı saptayıp çözüm üreten birisi. Bir de belediyecilik deneyiminden geldiği için, işte Zeydan Karalar da aynı şekilde Muhittin Böcek de öyle. Geçmişte insanları getiriyorduk, insanlar hayatında belediyeciliği bilmiyordu, 5 yılda ancak öğreniyordu. Şimdi bunların tecrübeleri var, gelecekler ve güzel yönetecekler.
Şimdiden Ekrem Bey'in Cumhurbaşkanlığı adaylığı da konuşuluyor...
Hayır, hayır, onlar şimdi hiç konuşulmaz. Bugünden konuşmak onu yıpratır. Hiç gerek yok.