İYİ Parti‘den ekonomi şerhi: Krizin torba kanunu
İYİ Parti ekonomiyle ilgili düzenlemeler içeren kanun teklifini “krizin torba kanunu” olarak nitelendirdi. Merkez Bankası yedek akçelerinin bütçeye aktarılmasını doğru bulan İYİ Parti’ye göre Merkez Bankasının para basan bir kuruluş olarak yedek akçeye ihtiyacı yok ama bu tutar Merkez Bankasının bilançosundan çıkarılmalı. Hazine, ekonominin uzun vadedeki sıhhat ve sağlığı için gönüllü olarak bu tutarın kullanılmasından feragat etmeli.
ANKARA - Merkez Bankası ihtiyat akçesinin bütçeye aktarılması, şirket borçlarına yapılandırma, Varlık Barışı’nın uzatılmasının aralarında bulunduğu ekonomi torba kanun teklifine İYİ Parti de muhalefet şerhi düştü. Kamudaki nakit açığına pansuman tedbirler üretmek amacı taşıdığı savunulan şerhte kanun teklifi için “krizin torba kanunu” ifadesi kullanıldı.
Eski Merkez Bankası Başkanı, İYİ Parti Milletvekili Durmuş Yılmaz ve İsmail Tatlıoğlu imzalı şerhte son ekonomik göstergeler sıralandı, “Tüm makro göstergelerde hedeflerin gerisinde kalmış olan Türk Ekonomisi’ni, pansuman tedbirler ile yeniden büyüme patikasına sokmak mümkün değildir. Yapılması gereken şey, hükümetin sorumluluğu üzerine alıp, toplumla iletişim kurup ekonomide bir sorunu olduğunu kabul etmesi ve bu sorunun içinden çıkılması için de adil bir şekilde bu sorunun yükünün paylaşılmasına ilişkin bir yol haritasını ortaya koymasıdır” denildi.
VARLIK BARIŞI KAYIT DIŞINI ÖZENDİRİYOR
Varlık Barışı’nın 6 ay uzatılmasıyla ilgili “Varlık barışının kurumsallaşması, toplumdaki adalet duygusunu tahrip etmektedir. Bu politikalarla kayıt-dışılık özendirilmekte, kanuni düzene uygun yaşayan vatandaş ve mükelleflerimiz ise cezalandırılmaktadır. Türkiye, bugün kayıt-dışılık oranında Avrupa’ da birinci sıradadır. Varlık barışı uygulamalarına acilen son verilmeli ve vergi kaçırmanın değil, toplumsal hak ve ödevlerine uygun yaşayan vatandaş ve mükelleflerimizin teşvik edileceği bir vergi reformu uygulamaya konmalıdır” denildi.
İHTİYAT AKÇESİ DÜZENLEMESİ YAPILSIN AMA...
Kanun teklifinde Merkez Bankasının yıllık safi karının yüzde 20'sinin ihtiyat akçesine ayrılacağına yönelik hükümde değişiklik yapılıyor. Bu kaynağın bütçeye aktarılması öngörülüyor. İYİ Parti, CHP ve HDP’nin aksine bu düzenlemeye destek verdi. “Kefen parası”, “kara gün parası” olarak popülist söylemleri reddeden şerhte Merkez Bankasının kamu adına faaliyet yürütüyor olsa da özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirket statüsünde olduğu, Türk Ticaret Hukuku hükümlerine tabi ve kurumlar vergisi mükellefi olduğu hatırlatıldı. Şerhte şöyle denildi:
“Biz, parti olarak Merkez Bankası yedek akçeleri ilgili düzenlemenin doğru olduğunu düşünmekteyiz. Yani Merkez Bankasının para basan bir kuruluş olarak yedek akçeye ihtiyacı yoktur. Fakat üzülerek söylemek gerekir ki, bu düzenleme Türkiye’ nin 1980’li ve 1990’lı; özellikle 1990’lı yıllarda yapılan yanlışlardan ders çıkarmadığı anlamına gelmektedir. Yapılması gereken şudur: Merkez Bankasında yedek akçeyle ilgili düzenleme yapılmadır ve bu tutar Merkez Bankasının bilançosundan çıkarılmalıdır; Ancak Hazine, ekonominin uzun vadedeki sıhhat ve sağlığı için gönüllü olarak bu tutarın kullanılmasından feragat etmelidir.”
Merkez Bankası’nın A.Ş. statüsünde de olsa yedek akçe ayırmasına gerek olmadığını, para basma yetkisi olan bir kurumun yedek akçe ayırmasının çok da anlamlı görünmediğini savunan İYİ Parti şerhinde, “Ama daha anlamsızı Kısa Vadeli Avans kullanımını kaldırmış olan bir ülkenin MB’dan Hazine’ye para aktarmasıdır. Bu çok açık bir şekilde para basmak demektir. Merkez Bankası gişesinden çıkan her bir banknot para tabanı üzerinden para arzıdır. Merkez Bankası nezdinde hesabı olan herhangi bir kuruluşun hesabına yazılan alacak, Merkez Bankası’ nın karı dahi olsa açıktan para basmadır. Bu düzenlemenin 2001 krizine giden yoldaki yüzde 15’lik kısa vadeli avanstan hiçbir farkı yoktur ve o anki iç talep koşullarına bağlı olarak açıkça enflasyonisttir. Arka kapıdan dolaşarak ekonomiye likidite sağlamak 2001 ve 2008 krizlerinden farklı sonuçlar doğurmayacaktır. Bu para, kısa vadede yaratacağı rahatlamaya rağmen içinde bulunduğumuz krizi daha da derinleştirecek ve çözüm üretmekten ziyade problem yaratacaktır” denildi.
KÖİ’YE DIŞ BORÇLA DOLMABAHÇE SARAYI YAPIMI ELEŞTİRİSİ
Kanun teklifi Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) kapsamında yapılan şehir hastanelerinin sözleşmelerinde değişiklik yapılmasına yol açacak düzenlemeler de içeriyor. İYİ Parti şerhinde “bütçede yeterli kaynak yok diyerek KÖİ modeliyle inşa edilen projelerin garanti ödemelerinin bugün bütçe üzerinde büyük yük oluşturduğu belirtilerek, “KÖİ Projeleri tarihsel olarak çözülen Osmanlı Devleti’ nin itibardan tasarruf olmaz diyerek dış borç ile Dolmabahçe Sarayı’nı yapmasını hatırlatıyor” denildi.