Murat Yetkin: Kanal İstanbul ve Türkiye’nin güvenliği üzerine önemli bir belge
Kanal İstanbul projesiyle ilgili tartışmalar sürerken, gazeteci-yazar Murat Yetkin, 6. Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'ün, 'Montreux Boğazlar Konferansı-Tutanaklar, Belgeler' adlı kitaba yazdığı sunuşu hatırlattı ve ekledi: Sorumlulara sözümüzün ne kadar geçeceğini bilemem, ancak bir aydın okur olarak sizden ricam, birkaç dakikanızı daha ayırıp Korutürk’ün bu önemli sunuşunu sonuna dek okumanızdır.
DUVAR - Kanal İstanbul projesinin, çevre felaketine yol açmasının yanısıra Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ni tartışmalı hale getireceği eleştirileri yapılırken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 'Kanal İstanbul’un Montrö ile ilgisi yok' savunmasını yaparak, Boğaz geçişlerinin para kazandırmadığı argümanını öne sürüyor. Yetkinreport'ta konuyu alan gazeteci-yazar Murat Yetkin, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de, 2008’de ABD’nin Karadeniz’e belirlenen büyüklüğün üstünde gemi çıkarma isteğinin Montrö uyarınca geri çevrildiğini açıkladığını, Rusya Büyükelçisi Aleksei Erkhov'un da “Kanal İstanbul, Montrö’yü bozmadıkça Türkiye’nin meselesi” dediğini hatırlattı.
Murat Yetkin, 6. Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'ün 'Montrö Sözleşmesi'ne ilişkin yazdıklarını köşesine taşıdı. 'Yetkinreport.com'daki yazının bir bölümü şöyle:
"Devletler Hukuku profesörü Dr. Seha Meray’ın (vefatından bir yıl önce) 1976’da o dönemin etkili diplomatlarından Osman Olcay ile birlikte yazdığı ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınlarından çıkan Montreux Boğazlar Konferansı – Tutanaklar, Belgeler kitabının sunuşunu da Korutürk yazmış. Bahsettiğim belge, işte bu sunuş yazısı.
Korutürk, tarihi belge niteliğindeki bu sunuş yazısının daha başında, “Deniz Harp Akademisinde öğrenci olduğum sıralarda, 1923 Lozan Antlaşması, getirdiği mutlu sonuç yanında, bazı hükümleri özellikle Türk boğazları statüsü ile biz genç subaylara ıstırap veriyordu diye yazmış. “1930’lara düşen o öğrenim yıllarında Boğazların askerlikten arındırılmış olması, tahkim edilemez bulunması ve ‘Boğazlar Komisyonu’ adı altında Türklerin yanında yabancıların da katıldığı ortak bir uzmanlar heyetinin kontrolüne bırakılmış olması, aramızda sık sık tartışmalara neden oluyordu” diye sürdürmüş...