Eski DBP Eş Genel Başkanı'na savunma yapmadan ceza
Eski DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan'a Şırnak'ta yaptığı bir konuşmayla ilgili açılan davada 2 buçuk yıl hapis cezası verildi. Avukat Şıvan Cemil Özen, iddianamede olmayan suçtan da mütalaa istendiğini ve savunma yapmak istemelerine rağmen mahkemenin kendilerine süre vermediğini belirtti. Özen, "Neyin acelesiydi bilmiyorum ama savunma hakkımız elimizden alınarak, yangından mal kaçırır gibi ilk duruşmada ceza verildi" dedi.
DUVAR - Demokratik Bölgeler Partisi'nin (DBP) eski Eş Genel Başkanı Mehmet Aslan'a yaptığı bir konuşma nedeniyle yargılandığı davanın ilk duruşmasında, avukatının savunma yapmasına gerek görülmeden hapis cezası verildi.
Aslan hakkında 10 Ocak 2019 yılında yaptığı konuşma gerekçe gösterilerek Şırnak Asliye Ceza Mahkemesi'nde 'Suç ve suçluyu övme' ve 'Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik' suçlarından dava açılmıştı. Mahkeme, konuşmanın bütün olarak değerlendirildiğinde bu suçları oluşturmadığı ve 'Örgüt propagandası yapmak' suçunu kapsadığını belirterek görevsizlik kararı verdi.
Ardından davaya bakan Şırnak 2. Ağır Ceza Mahkemesi talimatla Aslan’ın ifadesini aldıktan sonra ilk duruşmada ‘Suçu ve suçluyu övme’ suçundan 1 yıl, ‘Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek’ suçundan da 1 yıl 6 ay hapis verdi ve cezayı ertelemedi.
'İDDİANAMEDE OLMAYAN SUÇTAN MÜDALAA İSTEDİ'
Mehmet Arslan’ın avukatı Şıvan Cemil Özen, mahkemenin savunma yapmalarına izin vermeden ilk duruşmada ceza verdiğini ve bunun adil yargılama ilkesine aykırı olduğunu söyledi. Özen, "Müvekkilim talimatla verdiği ifadede, yaptığı konuşmada siyasi iktidarın politikalarını eleştirdiğini ve konuşmanın ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu belirterek beraatını istedi. Beraat edeceğini düşündüğü için de ‘hükmün açıklanmasının geri bırakılması’nı kabul etmedi. Şırnak 2. Ağır Ceza Mahkemesi tek bir duruşma yaptı. O duruşmada mazeretli olmamıza rağmen, mazeretimizi kabul etmedi. Bizim hem hukuki mazeretimiz hem de ilk duruşma olması sebebiyle mütalaa vermesi halinde tarafımıza yazılı savunma hakkı tanınması için süre talep ettik. Normalde usulen mazeret reddedilse bile mütalaa sunulduktan sonra avukatlara mütalaanın içeriği gönderilir ve savunma yapması istenir. Ancak enteresan olan şu, Asliye Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararında belirtmiş olduğu ‘örgüt propagandası’ suçu kapsamında olması gerektiğini düşünerek kendisinin görevli olmadığını ifade ederek görevsizlik kararı sonrası Ağır Ceza’ya göndermesi, aynı suç tipinden mahkemenin kendini görevli sayması açıkçası usul yönünde bir eksikliktir. Çünkü suç tipi, suç maddeleri görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi’dir. Kendisini görevli saymaması gereken bir nokta kendini görevli sayarak bakması usul yönünden kabul edilebilir değil. İddia makamı, mütalaasında hem ‘suçu ve suçluyu övmek’ suçundan hem de ‘halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik’ suçundan hem de ‘örgüt propagandası yapmak’ suçlarından mütalaa verdi. İddianamede olmayan ‘örgüt propagandası’ suçundan da mütalaa isteyen savcı her üç suç yönünde de savunma yapmak istememize rağmen mahkeme bize süre vermedi. Mahkemenin tutumu ve davranışı adil yargılama ilkesine açıkça aykırıdır. Kısıtlamasını da şöyle gerekçelendiriyor ‘daha önce talimatla dinlendi, avukatı var o nedenle ben savunma yapmış kabul ediyorum’ diyerek kararını verdi. Neyin acelesiydi bilmiyorum ama yangından mal kaçırır gibi ilk duruşmada ceza verildi. Bu tutumu hukuki bulmuyoruz, istinafa başvuracağız." (Kaynak: Sputnik)