Murat Yetkin: Halkbank çıkışıyla ABD’yi hatırlayıverdik
Gazeteci Murat Yetkin, ABD'nin Halkbank davasıyla kendini hatırlattığını ve daha yaptırımlar meselesinin Türkiye'yi beklediğini ifade etti. Türkiye'nin Rusya tarafından yarı yolda bırakılması durumunda ne olacağını soran Yetkin, Türkiye'nin milli güvenlik sorunlarına da değindi.
DUVAR - Gazeteci Murat Yetkin, kişisel internet sitesinde bugün yayınladığı yazısında Türkiye'nin Rusya ve ABD olan ilişkisi ve ABD'de devam edecek olan Halkbank davasına değindi. Libya ve Suriye meselelerinde Türkiye'nin Rusya'yla birlikte hareket ettiğini hatırlatan Yetkin, bu ilişkilerin bozulması durumunda Türkiye'nin NATO müttefiki ABD'yi yanında bulup bulamayacağını sordu, "Putin, neticede Türkiye’nin değil Rusya’nın çıkarları doğrultusunda fikir değiştirir, Erdoğan’ı hem Libya, hem Suriye’de yarı yolda bırakırsa Türkiye ne yapacaktır?" dedi.
New York’ta süren Halkbank davasında savcıların "bankanın katılmadığı her duruşma için verilecek cezanın iki katına çıkarılmasını" talep ettiğini hatırlatan Yetkin, 25 Şubat’ta yeniden başlayacak duruşmalara Halkbank'ın katılmaması durumunda ilk hafta 7 milyon dolar, ikinci hafta 21 milyon dolar, iki ay sonunda 1,8 milyar dolarlık bir ceza çıkacağı aktardı. Ayrıca ABD'den çıkması muhtemel yaptırımların da Türkiye'yi beklediğini söyleyen Yetkin, "Halkbank çıkışıyla ABD’yi hatırlayıverdik" ifadesini kullandı. Yetkin'in yazısından bir bölüm şöyle:
"Türkiye bundan 20-25 yıl önce geleceğin, yani bugünlerin hava savunmasını F-35’ler üzerine kurdu. Güçlü bir NATO geçmişi olan ve 2015’te Kara Kuvvetleri Komutanı sıfatıyla ABD’den liyakat madalyası almış olan Milli Savunma Bakanı Akar, bunun önemini en iyi bilecek kişi. Akar, 15 Ocak’taki basın toplantısında ABD’nin yaptığı haksızlığı tekrar ve ayrıntılarıyla anlatmış ama bu konuda da münazarayı kazanacak olsanız dahi bunun size somut bir getirisi olamıyor. Bir meslektaşımız çıkıp F-35’ler olmayınca Türk Hava Kuvvetlerini nasıl bir geleceğin beklediğini, Putin’in Erdoğan’a satmak istediği Rus Su-35 (ve henüz imalat hattında olmayan Su-57) uçaklarının NATO sistemi içinde bunların yerini tutup tutmayacağını sormuş olsaydı, Akar’ın düşüncelerini daha açık öğrenirdik. F-35’lerin alınmaması, yani Türkiye’nin çeyrek asır önce planladığı hava savunma sistemini yitirecek olması ihtimali, Türkiye’nin en ciddi milli güvenlik sorunudur ve halen Ankara’daki en ciddi sorundur.
ABD ile Suriye’de YPG/PKK meselesi ve Fethullah Gülen gibi iki sorunumuz daha var, hatırladınız mı? Hatırlayanlar var, oraya da geleceğiz."