İmamoğlu'ndan Erdoğan'a: Kumpasa onay verdiniz mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Danışmanı FETÖ imamı çıktı" dediği İBB Başkaın Ekrem İmamoğlu yanıt verdi: "Adı geçen şahıs (Erhan Karaaslan) MİT'e de hizmet vermiştir. Polemik yaratmamak adına bugüne kadar paylaşmadığım bir şeyi ilk kez açıklayacağım. Sayın Cumhurbaşkanı’na soruyorum: 31 Mart seçiminden birkaç gün önce bahsi geçen Erkan Karaaslan’ın avukatını İzmir’e hangi bakanınız davet etti? Hâlâ kabinenizde bulunan bu bakan, “İmamoğlu’na öncelikle FETÖ, yoksa yolsuzluk suçu at, amacımız onları bitirmek” dedi mi, demedi mi? Bu kumpastan, bugün bu yalan ifadeleri kullanan Sayın Cumhurbaşkanı’nın haberi var mı?

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada CHP lideri Kemal kılıçdaroğlu'nu 'FETÖ'nün siyasi ayağı' olmakla suçlarken “Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’si ile FETÖ ilişkisi” başlıklı bir video izletti. Videoda “İmamoğlu’nun danışmanı FETÖ imamı çıktı” başlıklı bir bölüm de vardı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Erdoğan'ın bu suçlamasına tepki gösterdi.  İmamoğlu şöyle konuştu:

O KİŞİ MİT'E DE HİZMET VERDİ: Bana arkadaşlarım ifade ettiklerinde açıkçası bu habere inanmak istemedim. Sonra arkadaşlarım videoyu gösterince çok üzüldüm, utandım. Ülkemde bu tür yalan ifadelerin bu mercilerden aktarılması konusunda utandım, çok üzüldüm. Önce şunu söyleyeyim: Bahsi geçen vatandaşımız, benim danışmanım değil. Bahsi geçen vatandaşımızın hizmet ettiği birçok kamu kurumu var. MİT gibi bu ülkenin gizli güvenliğinden sorumlu kuruluşları var. Onlarca bakanlık, onlarca AK Partili belediye başkanlıkları var. Ben, Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğumda halihazırda, AK Partili belediye başkanı döneminden itibaren, 2012’den beri hizmet eder konumdaydı. Bu arkadaşımız, bizim dönemde de bir kısım hizmetler verdi. Bunlar kayıtlı, bunlarla ilişkili araştırmalar yapıldı. Soruşturmaya bile gerek duyulmadı. Bu yalan ifadeleri kullanmakta nasıl böyle bir boşluğa düşerler, bu makamlar böyle yalan ifadeleri nasıl kullanırlar? Çok üzüntülüyüm, tekrar altını çizeyim. 2012’den itibaren Beylikdüzü Belediyesi’ne hizmet eden bir şahıstan bahsediyoruz.

HANGİ BAKAN 'İMAMOĞLU'NA YOLSUZLUK SUÇU AT' DEDİ: Polemik yaratmamak adına bugüne kadar paylaşmadığım bir şeyi ilk kez açıklayacağım. Sayın Cumhurbaşkanı’na soruyorum: 31 Mart seçiminden birkaç gün önce bahsi geçen Erkan Karaaslan’ın avukatını İzmir’e hangi bakanınız davet etti? Hem de bilet alarak. Hâlâ kabinenizde bulunan bu bakan, “İmamoğlu’na öncelikle FETÖ, yoksa yolsuzluk suçu at, amacımız onları bitirmek” dedi mi, demedi mi? Bu kumpastan, bugün bu yalan ifadeleri kullanan Sayın Cumhurbaşkanı’nın haberi var mı? Onun onayıyla mı yapıldı, yoksa haberi yok mu?

O KİŞİ, MAHKEMESİ GÖRÜLMÜŞ VE SERBEST: Kaldı ki bir şeyi daha söylemek istiyorum. Suçladıkları ‘FETÖ’nün imamı dedikleri şahıs’. Böyle ayıp bir ifşa olur mu? Bu vatandaş şu anda serbest. Mahkemesi görülmüş ve serbest. Böyle bir ifşa olabilir mi? “FETÖ’nin İmamı” diye başlık atıyorsunuz, İmamoğlu da danışmanı diyorsunuz. Her karar alınıyor. Herkes bir takım haksızlığa, hukuksuzluğa uğradığı, çok pratik kararların alındığı bu ülkede, bu vatandaşımız suçsuz veya yargılanması devam ediyor, sokakta. Siz FETÖ’nin İmamı” diye başlık atıyorsunuz bir oturumda, bir grup toplantısında ve onun altına da İmamoğlu danışmanı diyorsunuz. Kim inanır size? Üzülüyorum. O makama da çok üzülüyorum.

ERDOĞAN'DAN RANDEVU TALEBİNİ GERİ ÇEKTİ

İmamoğlu, Erdoğan'a mektup yazarak randevu istediğini de hatırlatan İmamoğlu şöyle konuştu:

Samimi ifadelerimle kendisine bir mektup yazdım. Randevu talep edeli 6-7 ay oldu. Mektubu da yazlı tahmin ediyorum bir ayı geçti, kırk gün oldu belki. Ben İstanbul adına çok samimi, bir vatandaş gibi, bir hemşeri duygusuyla kendisine çok içten bir mektup yazdım. Çevresindeki insanların, yalanla, dolanla, yalancı tariflerle kendilerini aldatmaması konusunda İstanbul’la ilgili brifing verme süreciyle ilgili talebimi ilettim. Benim mektubumdan sonra, yine yalan ifadelerle benim üzerime bir takım laflar atıldı, söylendi. Süt dendi bilmem ne dendi. Şimdi bakıyorum ki hala, yalan ifadelere devam ediliyor. Hem de Sayın Cumhurbaşkanı’nın makamı üzerinden, ona sunulan bilgilerle benim de içinde tutulmaya çalıştığım bir kumpasa karşı, artık böyle ifade ediyorum, yapılan bir açıklama bugün ortada. Çok üzülüyorum. Bu makama karşı çok üzülüyorum. Ben İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak tüm samimi duygularımla mektup yazarak, kendisine bu mesajları ileten kişi olarak, ben bu tüm samimi ifadelerimi geri çekiyorum. Gerek kalmadı. Çünkü işimiz ne? İşimiz, İstanbul’a hizmet etmek mi? Türkiye’ye hizmet etmek mi? Yoksa bu makamlar üzerinden çamur atmak mı? Bakın neredeyse on bir ay sonra ben bunu açıklıyorum. Sebebi polemik yaratmamak. Muhatapları kendileri bulma haizine sahipler."

İmamoğlu gazetecilerin “Cumhurbaşkanına yönelik randevunuzu geri çekiyor musunuz?” sorusunu da şöyle yanıtladı:

"Tabii ki randevu talebimi geri çekiyorum. Zaten bir anlamı yok ki. Benim bu kadar samimi randevu talebime karşı verilen bu cevap verilen bu ifade bunun kullanılma biçimi çok yazık." (HABER MERKEZİ)