Meral Akşener: Her istifa canımı yakar
İYİ Parti'den istifa eden iki milletvekilinin ardından açıklama yapan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "İster milletvekili olsun ister sade bir üyemiz olsun bu istifa sebebiyle canım yanar. Çok üzülürüm" dedi.
ANKARA - İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Meclis'teki grup toplantısının ardından partisinden istifa eden iki milletvekiliyle ilgili açıklamalar yaptı. "Bugüne kadar istifa etmiş hiçbir arkadaşımızın aleyhinde tek bir cümlem tek bir kelimem olmadı. Çünkü istifa tek taraflı bir irade beyanıdır" diyen Akşener, beş milletvekilinin daha istifa edeceği iddiasıyla ilgili olarak ise şöyle konuştu:
"Benim böyle bir bilgim yok. O bilgiyi veren gazete, o bilgiyi veren televizyon kanalları demek ki bazı şeyleri biliyor. Bize de söylerlerse biz de biliriz. Benim prensip olarak istifa etmiş ister milletvekili olsun ister sade bir üyemiz olsun bu istifa sebebiyle canım yanar. Çok üzülürüm. Ama bugüne kadar istifa etmiş hiçbir arkadaşımızın aleyhinde tek bir cümlem tek bir kelimem olmadı. Çünkü istifa tek taraflı bir irade beyanıdır. Üzüntüm şudur, insanlar bir siyasi organizasyonun içinde yer almaktan vazgeçebilirler bunu saygıyla karşılamak zorundayız. Ben de hep öyle karşıladım. Ama bu kararlarına bu irade beyanlarına koskocaman bir camiayı, seçmeni, yöneticileri, teşkilatları töhmet altında bırakacak ve gerçekten haksız, temelsiz ve çok insafsız gerekçeler ortaya konulduğu zaman da o insanların canını yakar. İftira kötü bir şeydir."
İYİ Parti Milletvekili İsmail Ok istifa etti
1997'de DYP'den istifa eden 41 milletvekilini hatırlatan Akşener, "DYP’de de bir parmak düğmeye basmıştı böyle şeyler yaşanmıştı. Sonuç itibariyle bugün ülkenin geldiği duruma bakıldığında hürriyetlerin gittiği, ifade hürriyetinin ortadan kalktığı tek adam rejiminin ortaya konduğu bir yönetim anlayışıyla karşılaşan Türkiye’nin acaba o gün o düğmeye basan parmakların bugün ne düşündüğünü çok merak ediyorum ben. Dolayısıyla doğal olmayan işlerin sizin söylediğinize göre demek ki gazeteler bazı televizyon kanalları bu işle ilgili bilgi sahibi. Bu bilgi sahibi olmanın da bir manası ve anlamı vardır. Dolayısıyla bunların normal karşılanması tarafımızdan mümkün değil. İstifalardan söz etmiyorum. İstifaların gerekçesinden söz ediyorum. Bunların tamamına sonuç itibariyle seçmen karar verecektir. Hep beraber göreceğiz. Ama dediğim gibi o 97’de yaşananların Türkiye’ye bugün maliyetini umarım o düğmeye basan parmaklar bugün görüp hayıflanıyordur" ifadelerini kullandı.
Meral Akşener, partisinin Meclis'teki grup toplantısında ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ve ekonomi politikalarını eleştirdi. Akşener'in toplantısından öne çıkan başlıklar şöyle;
SENDİKAYA ÜYE OLANLARI KOVDULAR: Bu yıl, Cumhurbaşkanlığı saraylarının, sarayının demiyorum saraylarının, inşaat, bakım ve onarımı için, 610 milyon lira daha harcanacak. Hani 50 milyon dolar bulamadıkları için, Katarlılara peşkeş çektikleri Tank Palet Fabrikamız var ya, işte onun için gerekenin iki katı. Bu para, tam 265 bin 217 asgari ücrete eşit. Şaka değil; 265 bin 217 asgari ücretlinin bir aylık maaşı, sarayın onarımına, bakımına ve yeni binalarına harcanacak. Geçen hafta Kestel’deki bir fabrikada, 78 işçi kapının önüne konuyor; “N’oluyor burada?” diyen, tek bir kişi, tek bir kurum yok. İşçinin hakkını arayan sendikaları bile kutuplaştırdılar. Türk Metal Sendikası yetkiyi aldı, işçiler de, bu sendikaya üye oldu diye, kapının önüne konuyor. Üstelik, toplu sözleşme yetkisini bakanlık verdiği halde,bu yetkiyi veren kurumdan biri çıkıp da, “Yasal hakkını kullandı diye tek bir işçime dokunamazsın” demiyor.
FUTBOLU KARIŞTIRMAKLA MEŞGUL: Fenerbahçe tribünlerinden yükselen sesleri de duyuyorsunuz. Siyasetçilerin, bu tartışmalara dahil olmaması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü, siyasetin spora karıştığı ülkelerde, sporun ileri gidemediğini, dünya çapında sporcuların yetişemediğini biliyorum. Ancak; ekonomiden anlamayan ekonomi bakanı Damat Bey, bakanlıktaki başarısızlığıyla gündeme gelmekten yorulmuş olacak ki; bu aralar, anlamadığı bir diğer alanı, futbolu karıştırmakla meşgul…
İYİ Parti'de iki ilçe başkanı görevden alındı, istifa geldi
DOLARIN 3 LİRAYA ÇIKMASI BİLE FELAKET SENARYOSUYDU: Damat Bey’in ne idüğü belirsiz politikalarını uygulamak için, Sermayesi millete ait olan kamu bankalarına, sadece geçen hafta, 5 milyar dolara yakın döviz sattırdılar. Ne için? Hem kuru, hem de faizleri aynı anda baskılamak için. Sonuç ne oldu? Yabancı bankaların hepsi, çıkış planları yapmaya başladılar. 2015 yılının başında, Sayın Erdoğan, ortaya bir teori attı. “Faiz sebep, enflasyon neticedir.” dedi. Ekonomiyi tek bilinmeyenli bir denklem zannetti, ve Merkez Bankası’na “faizleri indirin” baskısı yaptı. Faizler inince, Türkiye şaha kalkacaktı… Kendisi akıllı, Merkez Bankası cahildi… “Faizleri indirin” dediği 2015 yılında, faiz oranları ne kadardı, hatırlıyor musunuz? Yüzde 7 buçuk seviyesindeydi. Dönemin Merkez Bankası Başkanı, baktı olmuyor, “Gidip anlatayım” dedi. 11 Mart 2015 tarihinde, Sayın Erdoğan’a 130 sayfalık bir sunum yaptı. Sunumunda özetle şunu söylüyordu: “Faizleri baskılarsak, dolar 3 liraya çıkar” Düşünün… O zaman, doların 3 liraya çıkması bile felaket senaryosuydu. Ne yaptıysa, ne dediyse olmadı, Sayın Erdoğan, “faizleri indirin” baskısına devam etti. Yıllar süren bu faiz baskısının, döviz kurları üzerinde yarattığı gerilim birikti; ve hepinizin bildiği gibi 2018’de, faizler yüzde 24’e çıktı. Dolar kuru 7 lirayı gördü. Şirketler battı, milletimiz fakirleşti, ekonomimiz küçüldü. Sayın Erdoğan; Bu iş, tek bilinmeyenli bir denklem değil… O denklemde, senin görmezden geldiğin demokrasi de var. O denklemde, senin damadın beceriksizliği de var. O denklemde, aynı şeyleri yapıp, farklı sonuçlar bekleyen, sen de varsın. (DUVAR)