Çelik: Yunanistan'a tavsiyemiz Avrupalılara sakın ola güvenmesinler
Mültecilere nedeniyle "Yunanistan'ın NATO'da Türkiye'ye şantaj yaptığını" söyleyen AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Yunanistan Avrupalıların sözlerine güveniyor. Kendilerine tavsiyemiz Avrupalılara sakın ola güvenmesinler. Biz Avrupalıların bu durumlarında çok söz söylediklerini hiçbir şey yapmadıklarının canlı olarak yaşadık" dedi.
DUVAR - Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sona erdi. AK Parti Genel Merkezi'nde gerçekleştirilen toplantı, 2 saat sürdü. Toplantının ardından AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik açıklama yaptı.
Suriye ordusunun İdlib bölgesinde Türk askerlerine yönelik hava saldırısının toplantıda geniş kapsamlı bir şekilde değerlendirildiğini söyleyen Çelik, "Bu saldırganlık karşısında en üst düzeyde meşru müdafaa hakkımızı kullanarak, en sert cevap rejim unsurlarına verilmiştir. Cumhurbaşkanımızın rejimin Soçi Mutabakatı kapsamındaki sınırlarına çekilmesi için verdiği tarihin dolmasıyla birlikte Bahar Kalkanı Harekatı başlamıştır" dedi.
Suriye hükümetinin ateşkes kararına uymadığını belirten Çelik, "Açıkça rejimin kendi halkının bir kesimine yönelik olarak soykırımvari bir faaliyet içerisinde olduğu çok net olarak görülmektedir. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) buradaki varlığı meşrudur. Mutabakatlar çerçevesinde buradaki çatışmayı sona erdirerek istikrarın sağlanmasına dönük olarak varlığımız hukuki temelde ortaya çıkmaktadır" diye konuştu.
"Suriye'deki Baas zihniyetinin içeride aynısını zikreden bazı çevreler tarafından 'İdlib'de ne işimiz var' gibisinden bir yaklaşım ortaya konuluyor" diyen Ömer Çelik'in açıklamasından satır başları şöyle:
İDLİB'DEN ÇEKİLİRSEK TEHDİT SINIRLARIMIZIN İÇİNE YÖNELİR: Yakın zamana kadar Kilis başta olmak üzere sınır illerimiz terör örgütleri tarafından füzelerle hedef alınıyordu ve vatandaşlarımız hayatını kaybediyordu. Eğer bunlara cevap vermeseydik bu tehdit yoğunlaşarak devam edecekti. Her meşru devletin, her egemen devletin yaptığı gibi, yapması gerektiği gibi Türkiye Cumhuriyeti devleti de egemen bir devlet olarak sınırlarını korumak, vatandaşlarını korumak için Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı harekatlarıyla birlikte başlayan süreci Barış Pınarı Harekatı ile belli bir noktaya getirmiştir. Eğer bugün itibarıyla İdlib'den çekilsek, gözlem noktalarından çekilsek sınırlarımızın içine kadar bu tehdidin hareketleneceğinden hiçbir kuşku yoktur.
TÜRKİYE'NİN RUSYA'YLA KARŞI KARŞI GELMEK GİBİ BİR NİYETİ YOK: Birliklerimize yapılan saldırılar meşru müdafaa kapsamında rejime gerekli cevaplar verilerek sürdürülüyor. Burada hiçbir şekilde Türkiye Cumhuriyeti'nin Rusya'yla birilerinin iddia ettiği gibi karşı karşıya gelmek gibi bir tavır içerisinde değiliz. Hedefimiz bize saldıran rejim unsurlarıdır. Rusya'dan beklentimiz garantör ülke olarak taahhütlerini yerine getirmesidir. Çünkü rejimin saldırganlığı Rusya'nın verdiği sözlere dönük de bir saldırganlıktır. Soçi ve Astana mutabakatları hep beraber imza attığımız hususlardır. Rusya'nın rejim üzerindeki etkisini kullanarak, rejimi Soçi Mutabakatı'lye belirlenmiş sınırlara çekerek bir etkinlik üretmesi gerekiyor. Cumhurbaşkanımızın TSK'ya talimatı açıktır; sınırlarımıza yakın bir yerde terör devletçiği görmek istemiyoruz.
TSK'NIN YANINDA YABANCI, TERÖRİST UNSUR YOKTU: Bir kara propaganda makinesi çalıştı. Bu saldırılar gerçekleşirken Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yanında herhangi bir yabancı silahlı unsur yoktu, bu nettir. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yanında bir takım yabancı unsurlar ya da terörist unsur olduğunu söyleyenlerin bunu ispat etmesi mümkün değildir. Aynı şekilde koordinasyonla ilgili bir problem yoktur. Bütün bu bilgiler Rusya tarafına verilmiştir. Belgeler de devletimizin elindedir. Dolayısıyla burada açık şekilde rejimin saldırganlığına bahane üretecek herhangi bir zemin olmadığını net bir şekilde ortaya koymak isteriz.
SİYASİ ÇÖZÜMDEN SONRA SURİYE'DE ASKERİ VARLIK KALMAYACAK: Esed rejimi ile görüşülsün diyen birtakım siyasi partilerden açıklamalar oluyor. Suriye Esed'in şahsi malı mıdır, Suriye Suriyelilerin midir? Bizim görüşümüz Suriye'nin toprak bütünlüğünden yana bir siyasete sahiplenenler olarak Suriye Suriyelilerindir. Esas mesele bütün Suriyelilerin üzerinde mutabık kaldığı bir siyasi çözümün bulunmasıdır. Sayın Cumhurbaşkanımız ifade ettiler, bu siyasi çözüm üretildikten sonra Türkiye Suriye'de herhangi bir şekilde askeri varlık bulundurmasına gerek kalmayacaktır. Milli güvenliğimizi korumak için, vatandaşlarımızın hayatını korumak için buna mecburuz.
KİMSEYİ ÜLKENDEN ZORLA GÖNDERMİYORUZ: Ortaya çıkan göç dalgasıyla 1 milyon kişi Türk sınırına hareketlenmiştir. Aynı şekilde Türkiye'deki mültecilerde de hareketlenme söz konusu olmuştur. Bu çerçevede Türkiye'nin bundan sonra herhangi bir şekilde mülteci yükü taşıyacak bir imkanı kalmamıştır. Kimseyi ülkeden zorla göndermiyoruz, hiç kimseyi zorla tutmak gibi bir yaklaşım içerisinde olmayacağımız aşamaya geldik. Bu olay gerçekleşir gerçekleşmez, bu uyarılara kulak tıkayanlar Sayın Cumhurbaşkanımızı telefonda arayarak Türkiye'ye yeni maddi yardımda bulunabileceklerini, bu göç durumunun ne olacağını sordular. Bunun kadar ikiyüzlü bir siyaset olamaz. Yunanistan'ın göçmenlerin üzerine gaz bombaları atması, ses bombası atması, bir göçmeni öldürmesi insanlık dışı bir yaklaşımdır.
YUNANİSTAN, NATO'DA TÜRKİYE'YE ŞANTAJ YAPIYOR: Yunanistan her zamanki gibi yanlış yapıyor, son derece basiretsiz davranıyor. Avrupalıların bu sözlerine güveniyor. En zor zamanlarında Yunanistan'ın yanında olduk. Yunanistan'ın başına gelen hiçbir insani felaketi istismar etmedik. Ama şimdi Yunanistan insani bir durumu paylaşmak yerine NATO'da siyasi ve askeri şantaj içine giriyor. Türkiye, Yunanistan'ın şantaj yapacağı ülke değildir. Kendilerine tavsiyemiz Avrupalılara sakın ola güvenmesinler. Biz Avrupalıların bu durumlarında çok söz söylediklerini hiçbir şey yapmadıklarının canlı olarak yaşadık. (HABER MERKEZİ)