İYİ Parti: Sosyal ve iktisadi bir tufan geliyor

Korona virüsü salgını sürecinde ekonomi, sağlık ve tarım alanlarında alınması gereken önlemlere dair açıklama yapan İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu, “ ’Evde kal tabelası’ karın doyurmuyor, faturaları ödemiyor, kiraları karşılamıyor” dedi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu, parti Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında korona virüsü salgını sürecinde atılması gereken adımlara ilişkin açıklama yaptı. Yakın dönemde ortaya çıkacak sosyoekonomik sonuçlar için hazırlıklı olunması gerektiğini ifade eden Ağıralioğlu, “Görebildiğimiz kadarıyla sosyal ve iktisadî bir tufan geliyor! Salgının neticeleri, ülkemizin kronik problemleri olan işsizliğin ve yoksulluğun artmasından, gelir dağılımının daha da bozulmasına, özel sektörün, malî dengenin ve sosyal güvenlik sisteminin olumsuz etkilenmesine kadar ciddi toplumsal sonuçlar doğuracaktır. Bu ekonomik problemleri aşabilmek için kaynakların etkin ve verimli kullanılması ile birlikte; israfa, yolsuzluğa ve savurganlığa da bir nihayet verilmesi gerektiği muhakkaktır” dedi.

‘EVDE KAL TABELASI KARIN DOYURMUYOR’

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve sağlık çalışanlarına teşekkür eden İYİ Parti Sözcüsü Ağıralioğlu, sağlık, ekonomi ve tarım alanlarında acilen atılması gereken adımlara ilişkin de öneriler sıraladı. Ziraat Bankası’nın sadece çiftçi için çalışması, Eti Maden’in ürettiği borlu dezenfektanın ücretsiz dağıtılması gibi önerilerin de olduğu açıklamanın satır başları şu şekilde:

SOKAĞA DÖKÜLEN BİNLERCE İNSANA ŞAHİT OLUYORUZ: Daha evvel de ifade ettiğimiz üzere insanımıza “evde kal” demenin devlet yöneticilerine yüklediği bir mesuliyet vardır. “Evde kal tabelası” karın doyurmuyor, faturaları ödemiyor, kiraları karşılamıyor. Bu hafta sonu da ilan edilecek olan 2 günlük sokağa çıkma yasağının sanki 2 günlük sokağa çıkma yasağı bittikten sonra virüs yayılmayacakmış hissiyatı oluşturduğu için yasak biter bitmez havaların sıcaklığını bahane ederek sokaklara dökülen binlerce insana şahit oluyoruz.

MASKELERİ BİLE ULAŞTIRAMAYAN BİR DEVLET ACİZLİĞİ: Maskenin devlet eliyle ücretsiz dağıtılması doğru bir karardır. ‪Lâkin gördüğümüz üzere bunun lojistiği noktasında ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır. Halkımız maskeye hâlâ ulaşamıyor. Ulaşabilen vatandaşlarımız da yeterli miktarda maskeye sahip olamıyor. Ayrıca mesaj sistemiyle eczanelerden temin edilmesinin yolu açılmış olsa dahi hâlâ milletimizin büyük bir kısmı maskesini tedarik edememiştir. Ücretsiz maske tedarikinde yetersizlik ve düzensizlik devam edecek ise; devletin sıkı kontrolü ile "belirlenen standart fiyatlar" üzerinden ve sadece (eczane, market gibi) belirlenen noktalardan parasıyla maske temininin yolu da tercih edilebilir.

DEZENFEKTAN ÜCRETSİZ DAĞITILMALI: Eti Maden’in üreteceği borlu “Borel” marka dezenfektan vatandaşlarımıza ücretsiz dağıtılmalıdır. Vatandaşlarımızın devlete itimadı açısından bu husus elzemdir. Sayın Cumhurbaşkanı bu mevzuda inisiyatif alarak ilgili kurumlara yön vermelidir.

ŞEHİT UNVANI ÖNERİSİ: Genel Başkanımızın da teklif ettiği üzere, virüse yakalanıp hayatını kaybeden sağlık çalışanlarımıza sağlık şehidi unvanı verilmelidir. Sağlık Bakanlığımız süreci başından itibaren yürüttüğü üzere “şeffaflık” ile yürütmekten asla vazgeçmemelidir. Vatandaşlarımızın güven ve itimat duygusu için bu çok ehemmiyetli bir durumdur.

MALZEME EKSİKLİĞİ GİDERİLMELİ: Hastanelerden gelen balık istifi görüntüler memleketimize yakışmamaktadır. Hastane önlerine sahra çadırları da kurmak dâhil, ön tanı ve belirtisi olan hastaların –Gazi Üniversitesi’nde yapıldığı gibi- büyük sahra çadırları gibi çadırlarda karşılanarak acil servislere girmeleri engellenmeli, ilk müdahale ve tanı kesinlikle burada olmalıdır. Sağlık ekipmanları eksikliği bir an evvel bütün hastanelerimizi kapsayacak şekilde giderilmelidir.

EKONOMİK TEDBİRLER: Bugün 28 milyonluk istihdamın en az 7 milyonu ücretsiz izinde, 250 bin iş yeri de kapatılmış durumdadır. Açıklanan ekonomik kalkan paketinin, piyasanın ihtiyacı olan likiditeyi sağlamaktan çok uzak ve sadece sorunların bir kısmını ötelemekten ibaret olduğu görülmüştür. Salgınla birlikte tüm dünya ekonomik buhranla karşı karşıya kalmıştır. Şimdiden salgın sonrası oluşabilecek olumsuz ekonomik etkilere karşı önceden öngörülebilir önlemlerin alınması, ülkemizin bu süreçten mümkün olan en az hasarla çıkabilmesi ve bu süreçte toplanan yardım ve bağışların şeffaf ve verimli bir şekilde ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması amacıyla Ekonomi Bilim Kurulu kurulmalıdır.

İŞÇİYE TUZAK KURULDUĞU GÖRÜLÜYOR: Kötü günler için oluşturulan işsizlik fonundan yararlanma şartları esnetilerek, fon, işsizlere yapılacak maaş ödemelerinin yanı sıra işte kalma fonu olarak da kullanılmalıdır. İşçi çıkarmak zorunda kalan işverenin işçi çıkarmamak şartıyla çalışanlarının maaşlarını ödemek üzere birkaç ay yararlandırılması sağlanmalıdır. Bugün buna benzer adımlar atılsa da uygulamalarda işçiye tuzak kurulduğu görülüyor. Kötü günler için çalışanın kazancından kesilerek, oluşturulan işsizlik fonundan kişi başı 582 TL ile 3 bin 211 TL arasında daha az ödeme yapmak amacıyla işten çıkarma yasaklanarak ücretsiz izne çevriliyor. Ücretsiz izin alan çalışana günde 39 lira 24 kuruş destek verilecek. Özetle işçi, kısa çalışma ödeneğinden en az 1.752 TL, en fazla 4 bin 381 TL ödenecekken, ücretsiz izin düzenlemesiyle sadece 1.170 TL ödenecek. 2 bin 219 TL açlık sınırı göz önüne alındığında, 1.170 TL ile bir aileyi açlığa mahkûm etmek büyük bir hatadır.

DAMGA VERGİSİ KALDIRILSIN: Ekonomik destek kapsamında kamu bankaları kredi borç ertelemelerini belirli bir faiz karşılığında gerçekleştirmektedir. Ancak vatandaşımızın ve esnafımızın omuzlarındaki yükün daha fazla artmaması için kamu bankaları söz konusu kredi borçlarını faizsiz yapılandırmalıdır. Mükelleflerin sabit giderlerinin azaltılması amacıyla tüm beyannameler üzerinden alınan Damga Vergisi kaldırılmalıdır. Hazine garantili yapılan tüm projelerde döviz cinsinden yapılan anlaşmalar TL’ye çevrilerek tasarruf sağlanmalıdır.

GIDA VE EYLEM PLANI HAZIRLANMALI: Yaşadığımız salgın tecrübesi de bir kez daha göstermiştir ki tarım, bir ülkenin en stratejik gücü ve hayati sektörüdür. Bu sebeple tarım ve hayvancılıkta kendine yeten bir ülkeyi mümkün mertebe sağlamak mecburiyetindeyiz. Tarım sektöründe kullanılan tohum, mazot, gübre, ilaç gibi tüm tarımsal girdi ürünlerinden alınan KDV ve ÖTV oranları sıfırlanmalıdır. Tarımsal üretimde kullanmak şartıyla çiftçilerimize sıfır faizli 2 yıl ödemesiz 5 yıl vadeli kredi imkânı getirilmelidir. Gıda ürünleri üzerinden alınan dolaylı vergi oranları 2020 yılı sonuna kadar sıfırlanmalıdır. Mevsimlik tarım işçilerinin barınma ve gıda ihtiyaçları, işçilerin sağlığı açısından, devlet tarafından karşılanmalıdır. Acil sürdürülebilir tarım ve gıda eylem planı hazırlanmalıdır. Üretici borçları en az üç ay ertelenmeli ve Ziraat Bankası sadece çiftçi bankası olmalıdır. Su ve toprak kaynakları muhafaza sistemi kurulmalı, amaç dışı kullanılması kesinlikle önlenmelidir. Süt üreticilerinin elde kalan sütlerinin zayi olmaması için süt tozuna çevrilmesinin kanalları ve süt tozu kotası açılmalıdır. (DUVAR)