Çelik: Türkiye'nin bir darbe gündemi yoktur
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, darbe tartışmalarına ilişkin "Türkiye'nin bir darbe gündemi yoktur fakat belli bir siyasi odağın iflah olmaz bir darbecilik gündemi vardır. Sürekli olarak bu tartışmayı açarak olmayan bir gündemi Türkiye'nin gündemi haline getiriyorlar. Seçim dışı yollarla hükümet götürmekten bahsederek aynı düşüncelerine devam edip, TSK'ya da iftiralar atıyorlar" dedi.
DUVAR - AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin MYK toplantısının ardından basın toplantısı düzenledi. Çelik, darbe tartışmalarına ilişkin CHP'yi işaret ederek "Türkiye'nin bir darbe gündemi yoktur fakat belli bir siyasi odağın iflah olmaz bir darbecilik gündemi vardır" dedi. Çelik, İYİ Parti Lideri Meral Akşener’in “Memleket Masası” önerisine kapıyı kapatırken, "Sayın Cumhurbaşkanını hedef alanlarla hangi zeminde bir araya gelip, hangi kurallar içinde konuşacaksınız" dedi.
HDP ile İYİ Parti arasındaki tartışmayı da değerlendiren Çelik, "HDP 'Bizi zikretmeseniz de bizimle ittifak halindesiniz' diyor. 'Biz yokmuşuz gibi davranmanız, siyasi kurallara uygun değil' diyor. Bu ittifak kimlerden oluşuyor, CHP'ye, diğerlerine sormak lazım. Aranızda nasıl bir ilişki var” ifadelerini kullandı.
Çelik’in açıklamaları şöyle:
DARBE TARTIŞMALARI: Bugünlerde bile milletimizin temel değerlerine saldırıda konusunda bir şekilde hız kesmeyenlere cevap verme zaruretimiz de kaçınılmaz oluyor. Bu saldırılara karşı tabi ki susamazdık. Bu yalan doruk noktasına ulaştı. Hükümet darbe tartışması açıyor diyerek akla hayale gelmeyecek bir yalan ortaya atıldı. Esasında tartışmayı başlatan biz değiliz. İşi, TSK'ya iftira atmaya kadar getirdiler. 'Görevden alın' deyip kaos siyaseti yapıyorlar. Türkiye'nin bir darbe gündemi yoktur fakat belli bir siyasi odağın iflah olmaz bir darbecilik gündemi vardır.
Bir takım antidemokratik dalga yükselmişti, bu dalga yeniden yükseldi. CHP'den geldi maalesef. Hükümet seçimle ya da başka şekilde gidecek diyerek, antidemokratik iddialarda bulunarak konuşanlara, yöneticilerinden bir uyarı gelmedi. Tam tersi destek açıklamaları geldi. Hükümetin memleket meselesi tartışılmasın diye darbe tartışması açtığı söylendi. Memleket meselelerini konuşmaya mecali olmayanlar, bu konuyu açanlar onlar. Halbuki kendileri açtılar.
SALGIN VE NORMALLEŞME SÜRECİ: Tedbirlere devam etmemiz gerekiyor. Sosyal mesafe kurallarına uymayan, maske takmayan vatandaşlarımızı görüyoruz. Mesele geçmiş değil. Bundan sonrasında tedbirlere ne kadar uyarsak, ne kadar titiz olursak, kuralları ihlal etmezsek daha güçlü normalleşme süreçlerine devam edeceğiz. Umutlu olmamız gerekir. Dünyanın girdiği türbülanstan Türkiye olarak insanımızın hak ettiği şekilde güçlü bir şekilde çıkacağız. İnşallah her zaman olduğu gibi omuz omuza verip bu dönemi de karşılayacağız.
Korona virüsü hayatla ilgili, ekonomi, politikalarla ilgili kabulleri altüst edeceği gözüküyor. Neoliberal küreselleşmenin bundan sonra nasıl bir şekil alacağı, daha insana dayalı bir küreselleşmenin nasıl olacağı tartışmalar büyük bir ivme ile güçleniyor. Küresel adalet ve sağlık güçleniyor. DSÖ Başkanı bir aşı bulunduğu zaman bunun herkese eşit dağıtılacağı önemli konulardan biri olacak.
Türkiye küresel adalet talebine karşılık verecek bir performans gösteriyor. Türkiye'den 131'e yakın ülke talepte bulundu, 76 ülkenin talebi karşılandı. Filistin halkına da 5 milyon dolarlık bir yardım gönderilmiştir.
Cumhurbaşkanımızın vizyonuyla hayata geçen şehir hastaneleri başta olmak üzere iktidarımızın ilk günden bu yana sağlık alanında gerçekleştirilen devrimler, güçlü altyapı, hastalara müdahale, hastaların misafir edildiği ortamlar, yoğun bakım açısından ne kadar hazırlıklı olduğumuzu göstermektedir. Bugün kahramanlarımızın, hemşireler günü. Batı 'Yaşlılarımızı koruyamadık' itirafında bulunuyor. Dünyaya örnek olacağımız daha çok iş var.
Bütün sağlık personelimize minnettarız. Hemşirelerimizin gününü kutluyoruz. Bu salgın günlerinde bir kere daha milletimizin takdirini kazanmıştır. Evine gidemeyen hemşirelerimiz var, çocukları, ailesi hastalanmasın diye. Bir kez daha sevgilerimizi ve saygılarımızı iletiyoruz.
HDP VE İYİ PARTİ’NİN TARTIŞMASI: Bizi şaşırtan husus şudur; siyasi partilerin görevi siyasi temsildir. Şeffaflık ve dürüstlük en önemlisidir. Bizim bir Cumhur İttifakı'mız var. Nasıl bir ilişkimiz olduğunu açık ve aleni şekilde söylüyoruz. Karşımızdaki Millet İttifakı bileşenleri flulaşmaya başlıyor. Bir kısmı içinde ya da dışında görünüyor. Gayet göreceli bir durum söz konusu. Millet İttifakı kimlerden oluşuyor? Açık şekilde söyleyecekler. Burada mahcubiyetle karışık bir gizlilik söz konusu. HDP 'Bizi zikretmeseniz de bizimle ittifak halindesiniz' diyor. 'Biz yokmuşuz gibi davranmanız, siyasi kurallara uygun değil' diyor. Bu ittifak kimlerden oluşuyor, CHP'ye, diğerlerine sormak lazım. Aranızda nasıl bir ilişki var.
AKŞENER’İN MEMLEKET MASASI ÖNERİSİ: Böyle bir gündemimiz yok. Millet İttifakı içindeki siyasi parti mensupları darbeci sözlerde bulunuyorlar, ittifak içinden bunlara cevap gelmiyor. Karşı karşıya oturup ne konuşacaksınız? Sürekli olarak masanın ayağını kesenler, 'saray rejimi' diye Sayın Cumhurbaşkanını hedef alanlarla hangi zeminde bir araya gelip, hangi kurallar içinde konuşacaksınız. Bunu gündeme almamız için herhangi bir sebep yok.
LİBYA VE SURİYE’DEKİ GELİŞMELER: Libya'da darbeci Hafter Trablus'a saldırmaya devam ediyor. 9 Mayıs'ta atılan roketler Trablus'daki elçiliğimizin çok yakınına düştü. Bunu en sert şekilde kınadık. 1 Mayıs'tan itibaren yapılan saldırılarda 15'den fazla kişinin hayatını kaybettiği belirtiliyor. BM yetkilisi açık şekilde insanlık suçu olarak değerlendirmek gerektiğini söyledi. Elçiliğimizin yakınına düşen roket kabul edilemez. Herhangi bir şekilde oradaki misyonlarımız, insanımız hedef olursa Hafter güçlerini, darbeci güçleri bundan sonra meşru hedef kabul edeceğimizi açık şekilde söylüyoruz. Herkes yapıp ettiklerine dikkat etsin. Suriye'de Anayasa çalışmaları devam edecekse İdlib bölgesinde kalıcı ateşkesin sağlanması buna en büyük katkıyı verecektir.