Kalın: Cihat Yaycı'nın görevden alınması başka bir planın parçası değil

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Tümamiral Cihat Yaycı'nın görevden alınması hakkında, "Sayın Yaycı bu memlekete hizmet etmiş bir insandır ama görevden alınmasının başka büyük bir planın, kumpasın parçası gibi takdim edilmesi biraz gerçeklerden uzaklaşmak oluyor," dedi. Milletvekili transferi konusunda "Milletvekili transferi sivil siyasete zarar veren bir şeydir," yorumunu yapan Kalın, virüs nedeniyle eğer bir aksilik çıkmazsa haziran ayı ortasından itibaren normalleşmenin başlayacağını ancak bunun tedbirsiz yaşamak anlamına gelmeyeceğini belirtti.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, NTV canlı yayınında katıldığı programda gündeme dair soruları yanıtladı.

Kalın, "Salgınla mücadelenin neresindeyiz? Kazandık diyebilir miyiz, yoksa bunu söylemek için erken mi?" sorusuna, "Kazandık demeyelim. Virüsün nasıl davranacağı konusunda halen çok net veriler yok. Virüs mutasyona uğrayabilir. Bilim insanları virüsün farklı davranış modellerine sahip olabileceğine dikkat çekiyorlar." yanıtını verdi.

'MASKE, MESAFE VE TEMİZLİK KONUSUNDA GEREKEN TEDBİRLERİ ALMAYA DEVAM EDECEĞİZ'

Kalın, bu süreçte rehavete kapılmanın doğru olmayacağını anlatarak, şunları söyledi:

"Bu normalleşme süreci asla bir gevşeme, tedbirleri elden bırakma süreci değil. Sadece bu yeni dönemin yeni normal şartlarına uyum sağlamamız gerekiyor. Yani maskeyle sosyal mesafeyle temizlik kurallarına uyarak yaşamayı bir şekilde öğreneceğiz. Bu kurallar, bu alışkanlıklar ve pratiklerle bir müddet daha bu süreci birlikte yönetmek durumundayız ama ortada hakikaten güzel de bir tablo var bizim açımızdan."

Covid-19 ile ilgili vaka ve vefat sayısının giderek azaldığını aktaran Kalın, "Özellikle vefat ve entübe olan hasta sayısını sıfıra doğru çekersek, sıfır civarlarında tutarsak bu mücadelede çok önemli bir aşamayı geride bırakmış sayılırız ama yeni normalin ne olduğunu da artık görmemiz gerekiyor. Yani özellikle üç nokta; maske, mesafe ve temizlik konusunda gereken tedbirleri bundan sonra da almaya devam edeceğiz. Ama bir bütün olarak bakıldığında hakikaten biz devlet olarak, millet olarak, bütün kurumlarımızla büyük bir başarı hikayesi yazdık," ifadelerini kullandı.

KAFELER, SAHİLLER, PARKLAR, ORMANLAR NE ZAMAN AÇILIR?

Kalın, "Olumsuz bir tabloyla karşılaşılmazsa restoran, kafeler, sahiller, parklar, ormanlar ne zaman açılır?" sorusu üzerine bu konuda Ramazan Bayramı'ndan sonra bir değerlendirme yapılacağını söyledi.

Sosyal mesafe içerisinde kalabalık ortamların oluşmasına izin verilmemesi gerektiğini anlatan Kalın, "Tabii ki tedrici olarak belli adımlar atılıyor. Şehirler arası seyahat yasakları kaldırıldı. Sokağa çıkmayla ilgili kısıtlama hafta sonlarına tahdit edildi. İşte bu tabii şu anda bayram münasebetiyle devam ediyor ama başka iş yerlerinde kısmi açılımlar var; pastaneler, börekçiler, fırınlar vs," dedi.

Kalın, diğer iş yerlerinin açılmasının da önümüzdeki 10-15 günlük süreçte belli olabileceğine dikkati çekti.

İbrahim Kalın, ekonomiyi normalleştirmek ve insanların yeni normal hayata yavaş yavaş geçmesini sağlamak için temkinli çalıştıklarını belirtti.

'GEREKSİZ BİR UMUT UYANDIRMAK İSTEMEM'

Okulların bu yıl açılmayacağına ve sınavların yüz yüze yapılmayacağına işaret eden Kalın, turizmle ilgili alınan tedbirlere değindi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, şöyle devam etti:

"Turizmle ilgili birçok tedbirler alındı. Dolayısıyla burada lokantalar, restoranlar ve buna benzer yerlerle ilgili, yani kalabalık ortamların oluşacağı, sosyal mesafe kurallarının uygulanmasının belki nispeten daha zor olacağı mekanlarla ilgili değerlendirmeler de son tahlilde yine Bilim Kurulumuz, Sağlık Bakanlığımızın değerlendirmeleri neticesinde, Cumhurbaşkanımızın ve bakanlarımızın değerlendirmeleri neticesinde verilecek bir karar. O yüzden şimdi bir takvim vermek istemiyorum, yanıltıcı olsun istemem. Gereksiz bir umut da uyandırmak istemem ama bu süreci bu şekilde devam ettirebilirsek şu ana kadar yakaladığımız başarı ivmesini devam ettirirsek önümüzdeki haftalarda bununla ilgili inşallah bir adım atma imkanımız olabilir."

'TURİZM SEKTÖRÜNÜN HAZİRAN ORTASI GİBİ KISMEN NORMALE DÖNMESİNİ BEKLİYORUZ'

Kalın, "Yaz tatili için ne gibi önlemler planlanıyor? Örneğin; yazlık yerlerin kapasitesiyle ilgili bir çalışma var mı?" sorusuna ilişkin şunları söyledi:

"Tabii orada kapasitenin arttırılmasıyla ilgili çalışmalar var. Özellikle otel gibi yerlerde sosyal mesafeye dikkat edecek şekilde bir kapasite kullanımı söz konusu olacak. Girilen çıkılan yerlerde mutlaka test yerleri olacak. Hem yerli turistler hem yabancı turistler için bu tedbirler alınacak. Sağlık Bakanlığımızın bununla ilgili yayınladığı çok önemli yönergeler var. Şu anda tabii seyahat için, yaz tatili için bir start verilmedi ama bu olduğu zaman gerek işletme sahipleri, gerek çalışanlar, gerekse müşteriler bu yönergeye mutlaka uymak zorundalar. Bunları da şimdiden okumalarında, bakmalarında fayda var. Sağlık Bakanlığımız ve Kültür ve Turizm Bakanlığımız geçen hafta bununla ilgili bir çalışma da yaptı. Turizm sektörünün de yavaş yavaş haziran ortaları gibi inşallah açılmasını, kısmen normale dönmesini bekliyoruz. Ama bunu bu tedbirlerle birlikte düşünmek durumundayız. Yerli-yabancı turistlerimizle haziran ortası, üçüncü haftası, haziran ayı sonuna doğru bu hareketliliği görebiliriz ama bunun mutlaka bu hijyen kuralları, virüsle mücadele çerçevesinde olması gerekiyor. Bununla ilgili Sağlık Bakanlığımızın yayınladığı detaylı yönergelere lütfen riayet etsinler."

Kalın, turizmle ilgili atılacak hiçbir adımın alınan tedbirlerle çelişki içerisinde olmayacağını da vurguladı.

'TURİSTLER HEM GELDİKLERİ YERDE HEM DE BURADA TEST EDİLECEKLER'

Salgın konusunda yakalanan pozitif ivmeyi gölgeleyecek herhangi bir gelişmeye müsaade edilmeyeceğini ifade eden Kalın, şunları kaydetti:

"Özellikle yurt dışından gelecek turistlerle ilgili ülkede yakaladığımız bu pozitif ivmeyi gölgeleyecek herhangi bir gelişmeye müsaade etmemiz söz konusu değil. Turistler kendi ülkelerinde uçağa binmeden önce de buraya geldikleri zaman da test edilecekler. Turizm bölgelerinde, otel gibi yerlerde de test merkezleri olacak. Kliniklerimiz, sağlık altyapımız olacak buralarda. Otellerde bununla ilgili kişiler görevlendirilecek. Burada bütün bu salgına ilişkin şu anda aldığımız tedbirleri orada turistik mekanların kendi şartları içerisinde hayata geçirecek bir mekanizma üzerinde çalışılıyor. Yurt dışından gelecek turistlerin de alacağımız tedbirlerle Türkiye'de herhangi bir sağlık riski oluşturmasına müsaade etmeyeceğiz. Aynı şekilde kendi vatandaşlarımızla iç turizm de harekete geçtiği zaman mutlaka gittikleri yerlerde bu kurallara riayet edecekler."

'KILIÇDAROĞLU'NUN AÇIKLAMASI NE KADAR ÇARESİZ OLDUKLARINI GÖSTERİYOR'

İbrahim Kalın, CHP'nin seçimlerde Gelecek Partisi ve Deva Partisine grup kurabilmeleri için destek verebileceği konusuna ilişkin, şunları kaydetti:

"Geçmişte de maalesef böyle karanlık tablolarla karşı karşıya kaldık. Milletvekili transferi, milletvekili pazarlıkları, piyasası maalesef bu ülkenin siyasetinde kuruldu. Bunlar sivil siyaset adına kabul edilebilir şeyler değil. Çünkü bir vatandaş bir milletvekilini seçerken onu şu partiden, şu bölgeden kendisini temsil etmek üzere ya da bağımsız seçer. O kişi kalkıp bu yetkiyi başka bir siyasi pazarlık için al ver için başka bir hesap için kullanamaz. Bu demokrasinin temel ilkelerine aykırıdır. Vatandaşın bir milletvekiline verdiği temsil yetkisinin anlamına aykırıdır. Sayın Kılıçdaroğlu'nun böyle bir açıklama yapması bence kendilerinin ne kadar çaresizlik ve panik içerisinde olduklarını gösteriyor. Türkiye'de şu anda böyle bir seçim ortamı yok. Tam tersine bir kriz döneminden geçiyoruz. Bütün dünyada bu salgınla mücadele ediyoruz. Türkiye bu alanda en başarılı ülkelerden bir tanesi. Sağlık, enerji, gıda, güvenlik altyapısı ve diğer bütün kurumlarıyla bunu takdir etmek, güçlendirecek adımlar atmak yerine muhalefetin bu tür arayışlar içine girmesi millette bir karşılık bulmuyor. Bugün sorsanız vatandaşa anketler yapılıyor, o anketlerden çıkan neticelere bakalım. Milletin böyle bir gündemi yok. Seçimler 2023'te yapılacak. O zamana kadar muhalefet partileri de çalışmalarını yürütürler. Sandığa gittiğimiz zaman da millet iradesini ortaya koymak suretiyle o günün siyasi tablosunu net bir şekilde ortaya çıkartır."

'MİLLETVEKİLİ TRANSFERİ SİVİL SİYASETE ZARAR VEREN BİR ŞEYDİR'

Milletvekili transferi konusunda yasa tasarısında düzenleme yapılmasının meclisin tasarrufunda olduğuna işaret eden Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Milletvekili transferi sivil siyasete zarar veren bir şeydir. Geçmişte çeşitli vesayet kurumları, askeri vesayet, yargı vesayeti, sermaye vesayeti bu tür bahaneleri kullanarak sivil siyaseti zayıflatmıştır, zarar vermiştir, onun itibarını lekelemiştir. Ama maalesef sivil siyaset yapanlar da buna prim, malzeme vermişlerdir. Benzer şeylerin Türk demokrasisinin geldiği şu aşamada, 2020 yılında konuşuluyor olması gerçekten hayretamiz bir durum. Bunun muhalefet partilerine bir faydası olur mu bilemem kendi hesapları eğer böyleyse kendi takdirleridir ama gerçekten sivil siyasete katkı verip milletin devletle devletin milletle ilişkisine katkı sağlayacak, siyasetin daha etkin, çözüm üreten iktidarıyla muhalefetiyle bir ekosistem haline gelmesini istiyorlarsa bu tür hesaplar yapmak yerine somut katkılar üzerinde kafa yorsunlar. Tabii ki Sayın Naci Bostancı'nın açıkladığı yasa tasarısı bütün bunları dikkate alarak bir değerlendirme yapacak. Şu anda bu meclisin tasarrufunda bir konu. Bu olgunlaştıktan sonra AK Parti ile MHP bunun müzakerelerini yapıyor. Belki öbür partilere de götürecekler, soracaklar. Onun neticesinde sivil siyasetin itibarını koruyacak bir neticenin çıkacağını ümit ediyorum."

'CİHAT YAYCI'NIN GÖREVDEN ALINMASININ BAŞKA BİR PLANIN PARÇASI GİBİ TAKDİM EDİLMESİ GERÇEKLERDEN UZAKLAŞMAK'

"Tümamiral Cihat Yaycı'nın görevden alınmasına neden ihtiyaç duyuldu? Başka bir göreve getirilmesi düşünülüyor mu?" sorusu üzerine Kalın, şunları kaydetti:

"Cihat Yaycı, Türk Silahlı Kuvvetlerinde önemli görevler üstlenmiş, değerli, vatanperver bir askerimiz. Kendisi kıta sahanlığı deniz yetki alanları, Mavi Vatan kavramı gibi konularda geçmişte güzel çalışmalar yaptı. Türk Silahlı Kuvvetlerinin de her kurumda olduğu gibi kendine göre bir kurumsal hiyerarşisi var. Oradaki disiplin kuralları çerçevesinde yürütülen çalışmalar var. Bir bürokratın, askerin bir göreve getirilmesi ne kadar normalse bir görevden alınması da o kadar normaldir. Bunlarla ilgili tartışmaların çok farklı yerlere çekilmesi doğru değil. Sayın Yaycı bu memlekete hizmet etmiş bir insandır, katkıları ortadadır ama görevden alınmasının başka büyük bir planın, kumpasın parçası gibi takdim edilmesi biraz gerçeklerden uzaklaşmak oluyor. Son tahlilde bunun yetkisi onun bağlı olduğu komutandadır, Genel Kurmay Başkanındadır, Milli Savunma Bakanındadır, nihai olarak da Cumhurbaşkanındadır. Bütün bu kurumlar arasında yapılan değerlendirmeler neticesinde bu tür kararlar alınır. Burada konuyu kurumsal yapı, hiyerarşi, disiplin, teamül, mevzuat noktainazarından da değerlendirmekte fayda var. Kendisi çalışmalarıyla katkı vermiştir bundan sonra da vermeye devam edebilir, bunun önünde herhangi bir mani yok." (AA)