Öztrak'tan gözaltı tepkisi: FETÖ’nün taktikleri aynen uygulanmaya devam ediyor
CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak, gazeteciler Müyesser Yıldız ve İsmail Dükel'in 'siyasal ve askeri casusluk' iddiasıyla gözaltına alınmasına "Bu iktidar; bağımsız medyadan, bağımsız yargıdan, bağımsız barodan, bağımsız Merkez Bankası’ndan, yani önünde 'bağımsız' sıfatı olan her şeyden nefret ediyor. Bu iktidar hoşuna gitmeyen herkese casus damgası vuruyor. Müyesser Yıldız daha önce Ergenekon sürecinde de FETÖ savcıları tarafından içeri alınmıştı. Anlaşılan FETÖ’nün taktikleri, aynen uygulanmaya devam ediyor" sözleri ile tepki gösterdi. Öztrak, Ayasofya'nın yeniden ibadete açılmasıyla ilgili soruya, AK Parti'nin 18 yıldır ne zaman başı sıkışsa Ayasofya'yı ortaya attığını belirterek, "Tek adamın kararnamesine bakar bu iş. Bunu daha fazla istismar etmeyin, bunun üzerinden siyaset yapmayın. Açacaksanız açın" dedi.
DUVAR - CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Öztrak, basın toplantısında gazeteciler İsmail Dükel ve Müyesser Yıldız'ın 'siyasal ve askeri casusluk' iddiasıyla gözaltına alınmasına "Bu iktidar hoşuna gitmeyen herkese casus damgası vuruyor. Casusluk bu kadar ucuz bir suç mu?" diyerek tepki gösterdi.
'BAĞIMSIZ OLAN HER ŞEYDEN NEFRET EDİYORLAR'
CHP'li millletvekillerinin Odatv ve Tele-1’le ilgili gelişmeleri yerinde takip ettiğini söyleyen Öztrak, konuya ilişkin şöyle konuştu:
"Bu baskıcı rejimin hedefinde sadece millet iradesi yok, özgür basın da hedefte. Bu sabah, gazeteciler İsmail Dükel ve Müyesser Yıldız gözaltına alındı. Dükel ve Yıldız’ın 'siyasal ve askeri casusluk' iddiasıyla gözaltına alındığı ifade ediliyor. Bu iktidar hoşuna gitmeyen herkese casus damgası vuruyor. Casusluk bu kadar ucuz bir suç mu? Müyesser Yıldız daha önce Ergenekon sürecinde de FETÖ savcıları tarafından içeri alınmıştı. Anlaşılan FETÖ’nün taktikleri, aynen uygulanmaya devam ediyor. Milletvekili arkadaşlarımız, Odatv ve Tele-1’le ilgili gelişmeleri yerinde takip ediyorlar.
Bu iktidar; bağımsız medyadan, bağımsız yargıdan, bağımsız barodan, bağımsız Merkez Bankası’ndan, yani önünde “bağımsız” sıfatı olan her şeyden nefret ediyor. Oysa bunlar nitelikli bir demokrasinin vazgeçilmez unsurları. Ülkede suni krizler çıkararak beceriksizliklerinin üstünü kapatmaya uğraşıyorlar. Ama kimse enseyi karartmasın, bu beceriksiz iktidarın gidişi, giderek yaklaşıyor. Bunun da farkındalar. Bu nedenle milleti her geçen gün daha da kutuplaştırmaya, korku siyasetini yaymaya çalışıyorlar."
'MUSTAFA ŞENTOP SARAYIN İRADESİNE SAHİP ÇIKTI'
CHP Sözcüsü Öztrak, Enis Berberoğlu'nun vekilliğinin TBMM Başkanı Mustafa Şentop tarafından gasp edildiğini söyleyerek "TBMM Başkanı, milletin iradesi yerine sarayın iradesine sahip çıktı. Meclis başkanı oturduğu koltuğun hakkını verememiştir" dedi.
"Enis Berberoğlu siyasi garez ve CHP’ye karşı yürütülen kan davasının kurbanıdır" ifadelerini kullanan Öztrak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ağızlarından milli iradeyi düşürmeyenler, Erdoğan’ın atama yardımcısının gönderdiği tezkereyi TBMM’de okutarak, İstanbulluların hür iradesiyle seçtiği vekilimizin milletvekilliğini düşürdü. Herkes biliyor ki Enis Berberoğlu siyasi garez ve CHP’ye karşı yürütülen kan davasının kurbanıdır. Enis Berberoğlu’nun yargılandığı davaya konu olan görüntü ve belgeleri herkesten önce yayımlayanlar, şimdi Erdoğan’ın etrafında. Yine 'O silahlar vallahi de billahi de Türkmenlere gönderilmedi' diye ekranlarda yemin edenlerin partisi de şimdi sarayın küçük ortağı. Türkiye’yi beraber yönetiyorlar."
'BERBEROĞLU TEHDİT VE ŞANTAJLAR KARŞISINDA EĞİLİP BÜKÜLMEDİ'
TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un 'oturduğu koltuğun hakkını veremediğini' söyleyen Öztrak, Şentop tarafından Berberoğlu'nun vekilliğinin gasp edildiğini ifade etti. Öztrak, şöyle konuştu:
"Enis Berberoğlu, her CHP’linin yapacağını yaptı ve sarayın tehdit ve şantajları karşısında eğilip bükülmedi. 'Demokrasi için bir bedel ödenecekse bunu seve seve öderim' dedi. 16 ay hapis yattı. Tahliye edildi. Yeniden milletvekili seçildi. Ancak görevi millet iradesini korumak olan TBMM Başkanı, milletin iradesi yerine sarayın iradesine sahip çıktı. Meclis Başkanı'nın, şimdi, suçluların telaşı içinde bize laf yetiştirmeye çalışması beyhudedir. Meclis Başkanı oturduğu koltuğun hakkını verememiştir. Milletvekilimizin Anayasa Mahkemesi’nde yargılaması devam ederken ve anayasamızın 83. maddesi açıkken, 27. Dönemin bitmesi beklenmeden arkadaşımızın vekilliği, sarayın vesayeti altındaki TBMM başkanı tarafından gasp edilmiştir."
Millet iradesiyle gelen millet iradesiyle gitmelidir" diyen Öztrak,"Biz, bugüne kadar haksızlığa uğrayan herkesin yanında olduk, millet iradesini hiçe sayan her girişime karşı çıktık. İktidar partisi, kendi belediye başkanlarını istifaya zorlarken biz istifa ettirilen belediye başkanlarının hakkını, hukukunu savunduk. O gün, Kadir Topbaş’ın, Melih Gökçek’in gasp edilen hukukuna bile, CHP sahip çıktı. Bu, ilkesel tavrımızı bugün de koruyoruz. Hiçbir parti ve siyasi görüşü ayırmadan tavrımız bellidir. Hangi partiden olursa olsun, millet iradesiyle gelen millet iradesiyle gitmelidir" dedi.
'TÜRKİYE’Yİ 1970 MODEL POLİTİKALARLA İLERİYE GÖTÜREMEZSİNİZ'
Faik Öztrak, Merkez Bankası'nın bazı sektörlerdeki yatırımları destek için 20 milyar lira tutarında taahhütlü avans kredisi açacak olmasını kanunsuzluk olarak niteledi. Öztrak, hükümetin ekonomi alanında plansız ve programsız kararlar aldığını ifade ederek "Türkiye’yi günü birlik alınan kararlarla, 1970 model politikalarla, ileriye götüremezsiniz" dedi.
Öztrak, bu kredilerin kimlere verileceğinin belli olmadığını belirterek şunları söyledi:
"Merkez bankası, geçtiğimiz hafta sonu, bazı seçilmiş sektörlerdeki yatırımları desteklemek için, 20 milyar lira tutarında taahhütlü avans kredisi açacağını açıkladı. 1970’li yıllarda kalkınma planları dâhilinde ve devlet planlama teşkilatı yönlendirmesiyle seçilen bazı sektörlere merkez bankası kredi kullandırmıştır. Ama o günden bugüne 50 yıl geçti. Bu kredi nasıl açılacak? Para basılarak açılacak. Sonuçta TCMB vatandaştan mevduat kabul etmiyor. Bu yapılan TCMB Kanunu’na alenen aykırıdır. Yapılan iş kanunsuzdur. Kanuna karşı hile yapmaktır. Kanuna karşı hileyi de hukuk korumaz. Peki, bu krediler hangi sektörlere ve kimlere verilecek? Belli değil. Yapılacak şey gayet açık. Merkez Bankası’nın ihtiyat akçeleri de yetmedi, şimdi doğrudan yandaşlara dağıtmak için para matbaasına fazla mesai yaptıracaklar. Sen, ben, bizim oğlan bu kredilere üşüşecekler. Bir kez daha uyarıyoruz. Türkiye’yi plansız, programsız, stratejisiz, günü birlik alınan kararlarla, 1970 model politikalarla, ileriye götüremezsiniz. Nereye gideceğini bilmeyen kaptana, hiçbir rüzgâr yardım etmez. Kervan yolda düzülür anlayışıyla tüketicinin, yatırımcının ufkunu karartmaktan, onları daha da ürkütmekten başka bir şey yapmazsınız."
'KAYINPEDER VE DAMADI ANCAK KONUŞUYORLAR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Ekonominin çarkları tam güç dönmeye başladı" sözlerini hatırlatan Öztrak "Bir avuç havuz müteahhidi dışında kimsenin çarkı dönmüyor" dedi.
Öztrak sözlerini şöyle sürdürdü:
"İşini bilmeyen kasap, ne bıçak bırakır ne masat. Saray sosyetesinin başı kayınpeder ve sosyete damadı da tam iş bilmeyen kasap... Ancak konuşuyorlar. İcraat yok. Kayınpeder çıkıyor, “Ekonominin çarkları tam güç dönmeye başladı” diyor. Bu memlekette kimin çarkı dönüyor: Esnafın çarkı dönüyor mu? Dönmüyor. Turizmcilerin çarkı dönüyor mu? Hak getire. Oteller bomboş. Yatırımcıların çarkı dönüyor mu? Hayır. Çiftçilerin çarkı dönüyor mu? Nerede? Çiftçilerimiz perişan halde. Peki, kimin çarkı dönüyor? Alacakları dövizle garanti edilmiş, bir avuç havuz müteahhidi dışında kimsenin çarkı dönmüyor."
'SON KARARDA BÜYÜK BİR SKANDAL YAŞANDI'
Yeni tip korona virüsüyle mücadele sürecine de değinen ve gerekli önlemlerin alınarak 65 yaş üstü vatandaşların da sokağa çıkmasının sağlamasının önemine değinen Öztrak, şöyle devam etti:
"Tabii tek adam rejiminde sokağa çıkılıp, çıkılmaması kararları bile vukuatsız alınamıyor. Saray nisan ayında da büyük bir skandala imza atmıştı, bu son kararda da büyük bir skandal yaşandı. Önce Sağlık Bakanı çıktı 'Bizim hafta sonu sokağa çıkılmamasıyla ilgili bir kararımız yok' dedi. Milletimiz de esnafımız da hazırlık yaptı. Sonra cuma gecesi İçişleri Bakanlığı, 'Hafta sonu sokağa çıkılmayacak' dedi. Millet ne yapacağını şaşırdı. Ardından sarayın kibirli sesi çıktı, 'Bu kararı Sağlık Bakanlığının tavsiyesiyle aldık ama gönlüm razı olmadı, iptal ediyorum' dedi. Koca bir ülke devlet aklıyla değil, tek bir kişinin aklıyla idare edilirse işte bunlar olur."
Korona virüsünün tespiti için yapılan test sayılarının arttırılması gerektiğini dile getiren Öztrak, günlük test sayılarında ciddi dalgalanmalar olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanlığı forsu altındaki konserlere harcanan paranın 30 milyon lira olduğunun iddia edildiğini ifade eden Öztrak, "Milyonlarca yurttaşımız salgında gelirini kaybederken, saray milyonları yine yandaşlara dağıtmış." dedi.
'AYASOFYA'YI DAHA FAZLA İSTİSMAR ETMEYİN'
Toplantının sonunda gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Öztrak, Ayasofya'nın yeniden ibadete açılmasıyla ilgili soruya, AK Parti'nin 18 yıldır ne zaman başı sıkışsa Ayasofya'yı ortaya attığını söyledi. AK Parti'nin 18 yıldır iktidarda olduğunu anımsatan Öztrak, "Şu anda tek adam parti devletini de kurdunuz. Tek adamın kararnamesine bakar bu iş. Bunu daha fazla istismar etmeyin, bunun üzerinden siyaset yapmayın. Açacaksanız açın" dedi.
"AK Parti seçim sistemindeki değişiklik çalışmalarına ittifak yapan partilere en az yüzde 5 oy alma şartı getirilmesini tartışıyor. Bu konuyu nasıl yorumlarsınız" sorusunu Öztrak, şöyle cevapladı:
"Bu darbe rejimlerinin, darbe yönetimlerinin kullandığı en önemli araçlardan biri olan bu baraj meselesi niye yeniden gündeme geliyor? Çok açık söyleyeyim. Ne olursa olsun biz meşru, yasal tüm siyasi partilerin Meclis'te yerini alması ve sesini duyurmasını her zaman savunduk, savunmaya da devam edeceğiz." (ANKA-AA)