Pervin Buldan: Mutfakta tencere kaynamıyorsa bu halk size ne inanır ne güvenir

Doğubayazıt’ta halka seslenen HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı “müjde” için “Bir evde eğer mutfakta tencere kaynamıyorsa, milyonlar açlıkla, sefaletle karşı karşıyaysa ve siz sıkıştığınız her anda gaz çıkarıyorsanız, işte bu halk size ne inanır ne güvenir” dedi. Buldan, toplumsal barışa ve yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğunu söyledi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Karadeniz'de doğalgaz rezervi bulunduğuna dair açıklamayla ilgili "Tutunacak tek bir dalı kalmayan bu iktidarın bu halka vereceği tek bir şey yoktur" dedi.

Ağrı'nın Doğuayazıt ilçesinde halkla buluşan Buldan, HDP'nin 'Demokratik Mücadele Programı'nın 3'üncü aşamasının startını, kayyımların belediyelere atandığı, belediyelerin işgal edildiği tarih olan 19 Ağustos'a denk getirdiklerini belirtti. Buldan, "Bugün burada da halk buluşmasıyla da 1 Eylül tarihine kadar çeşitli kentlerde, Doğubayazıt'ta, Muş'ta hem bölgede hem de Türkiye'nin batısında halk buluşmalarıyla 1 Eylül Dünya Barış Günü'ne gideceğiz. Biz de 3'üncü aşamada ‘Savaşa karşı barış, tecride karşı özgürlük’ şiarıyla hazırlıklarımızı yapıyoruz. Bu ülkede en fazla savaşlardan, çatışmalardan ve ölümlerden zarar gören, mağduriyet yaşayan ve halkın bugün yaşadığı tüm krizlerin ana nedeni olan bu savaşlara karşı çıktığımızı ifade etmekle başlayan bu yolculuk önemli bir yolculuktur. Savaşa karşı çıkmak büyük bir erdemliktir. Biz savaşlara karşı çıkıyoruz, çünkü biz barışı savunuyoruz” dedi.

'TEK DERTLERİ İKTİDARLARINI VE YANDAŞLARINI AYAKTA TUTMAK'

Toplumsal barışa ve yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğunu dile getiren Buldan, şöyle devam etti: "Eğer bu ülkede yeni bir tarih yazılacaksa bu ancak yeni bir anayasayla olacaktır. Bunun içerisinde elbette Kürt sorunu başta olmak üzere ekonomik sorunlar, kadınların sorunları, gençlerin sorunları, ekoloji sorunları ve diğer sorunlar yazılacak olan yeni bir anayasayla mutlaka çözüme kavuşacaktır. Bu ülkeyi yönetenler milyonlarca insan açlığa, sefalete maruz bıraktılar. Bugün milyonlarca insan açlık ve sefaletle mücadele etmek zorunda bırakılıyor. Bu ülkeyi yönetenlerin halkın sorunlarıyla ilgilenme gibi bir dertleri ve kaygıları yok. Tek dertleri ve kaygıları kendi çıkarları, kendi iktidarları ve kendi yandaşlarını ayakta tutuma kaygısıdır.”

ERDOĞAN'IN 'MÜJDESİ'

Türkiye halklarının yaşadığı ekonomik, sosyal ve siyasi sıkıntıları kendisine dert etmeyen bir iktidarla karşı karşıya olduklarını söyleyen Buldan, şunları kaydetti:

“Bugün tutunacak tek dalı olmayan bir iktidarla karşı karşıyayız. Tutunacak tek bir dalı kalmayan bu iktidarın bu halka vereceği tek bir şey yoktur. Bu sıkışmışlık üzerinden, bu ülkeyi yönetememe durumu üzerinden her gün bu halka yeni müjdeler vermenin peşine düşmüşler. Bugün müjde açıklayacaklar. Bir yerde gaz bulmuşlar tıpkı 10 yıl önceki gibi 'gaz bulduk’ müjdesini verecekler. Bir evde eğer mutfakta tencere kaynamıyorsa, milyonlar açlıkla, sefaletle karşı karşıyaysa ve siz her sıkıştığınız anda gaz çıkarıyorsanız, işte bu halk size ne inanır ne güvenir. Türkiye halkının sizin müjdelerinize karnı tok. İnsanlar, iş, aş, ekonomik krizin bitmesini, siyasi hesapların bitirilmesini istiyor. Siz bu ülkeyi hırsızlıkla, usulsüzlükle, krizlerle, tecritle, kayyımlarla yönettiniz ve halen aynı anlayışta ısrar ediyorsunuz. Kayyım ve tecrit anlayışını tüm Türkiye'ye yaydınız. Bugün sadece İmralı Cezaevi değil, İmralı'da başlayan ama tüm Türkiye'ye yayılan bir tecritle karşı karşıyayız. Bu tecrit ülkenin yarı açık cezaevine dönüşmesine neden oldu. Türkiye'de hiçbir insan kendisini güvende hissetmiyor. Geleceğine ve yarınlarına güvenle bakamıyor. Ekonomik krizin olduğu bir yerde, siyasi çıkarların olduğu bir yerde, kayyumlarla yönetilen, tecritle yönetilen bir yerde kimse geleceğine güvenle bakmaz. Başta İmralı Cezaevi olmak üzere yaşanan tüm tecritlere son verilmesi, insanların kendisini özgür ve güvende hissedebileceği ortamların yaratılması için mücadele etmek zorundayız. Bu mücadele bizim mücadelemizdiz. Bu ülkeye barışı, demokrasiyi, adaleti, özgürlüğü, kardeşliği, hukuku ancak bu mücadele getirir.” (MA)