Fatih Erbakan'a tepki: Simone de Beauvoir'ı öğrenir de, insanı salak yerine koymak...
Fatih Erbakan'ın İstanbul Sözleşmesi yanıtına tepki: "Simone de Beavoir'ın cinsiyetini bir ara öğrenir de, İskandinav ülkelerini kadına yönelik şiddet rekortmeni olarak tanımlaması insanı salak yerine koyma küstahlığı..."
DUVAR - Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan katıldığı bir televizyon programında ünlü Fransız feminist yazar Simone de Beauvoir'ın erkek olduğunu söylemesi büyük yankı yarattı. Ancak akademisyen Hakan Güneş, Erbakan'ın açıklamalarındaki başka bir yanlışı gündeme getirdi.
Erbakan'ın programda İstanbul Sözleşmesi'nden söz ederken sözleşmeyi uygulayan İskandinav ülkelerini 'kadına şiddet rekortmeni' olarak tanımlamasına itiraz eden Güneş, "Erbakan'ın Simone de Beauvoir'ın cinsiyetini bilmemesi dünyanın sonu değil, öğrenir bi ara. Ama İstanbul Sözleşmesini karalamak için bunu uygulayan İskandinav ülkelerini kadına yönelik şiddet rekortmeni olarak tanımlaması insanı salak yerine koyma küstahlığı" dedi. Güneş ayrıca kadına şiddet konusunda dünyadaki ilk 10 ülkeyi gösteren bir de liste paylaştı.
Erbakan'ın Simone de Beauvoir'ın cinsiyetini bilmemesi dünyanın sonu değil, öğrenir bi ara. Ama İstanbul Sözleşmesini karalamak için bunu uygulayan İskandinav ülkelerini kadına yonelik şiddet rekortmeni olarak tanımlaması insanı salak yerine koyma küstahlığı. Doğru liste burada👇 pic.twitter.com/zbGGozf4G6
— Hakan Gunes (@hakangunesh) September 11, 2020
Ne olmuştu?
Necmettin Erbakan'ın oğlu ve Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Haber Global’de yayınlanan Jülide Ateş’le 40 programında, “İstanbul Sözleşmesi’ne neden karşısınız?” sorusuna şu yanıtı vermişti:
"İstanbul Sözleşmesi dayanmış olduğu paradigma nedeniyle sıkıntılı bir sözleşmedir. Nedir o paradigma? Toplumsal cinsiyet paradigması. Ve aynı zamanda 1940’lı yıllarda Alfred Kinsey denilen zoolog ve doktor olan bir insanın Rockefeller vakfının finansmanıyla cinsel yönelim diye bir teorisine dayanıyor ve bu felsefeciler, pskiyatristler, zoologlar bu felsefeyi ortaya atanların bir çoğu da biseksüel, eşcinsel insanlar. Örneğin bu Alfred Kinsey, pedofili, eşcinsel, ensest ilişkiler, zoofili, nekrofilli gibi bir takım sapkınlıkların insanın doğasında olduğu, birisinin canına kastetmedikten sonra, rızasıyla olduktan sonra bunlar zaten toplumda herkesin içinde olan içgüdüler olduğu ve serbest bırakılması gerektiğini ‘cinsel yönelim teorisi’ kitabında ifade etmiştir. Felsefeci Simone de Beauvoir 1949 yılında biseksüel bir adam bu da toplumsal cinsiyet teorisini ortaya atan adamlardan… Diyor ki ‘Doğuştan getirdiğin bir cinsiyetin önemi yok, zaman içerisinde başka cinsiyetin rollerini benimseyebilirsin. 3 sene bir cinsiyetin 5 sene diğer bir cinsiyetin rolünü benimseyebilirsin. Bunda bir geçişkenlik vardır. Ve bunu müfredata alalım toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı okul projesini hayata geçirelim’ diye bu sözleşmenin uygulanması tarafı var. Bir diğer tarafı da şiddeti engellememiş. Bakın bunun toplumsal cinsiyet eşitliğinin en yaygın olduğu ülkeler İskandinav ülkeleri. Dünyada veya Avrupa’da, kadına en yüksek şiddet oranı da Danimarka, Finlandiya ve İsveç’te gerçekleşiyor. Uluslararası Af Örgütü’nün araştırması ve dünyada en çok tecavüz de Finlandiya’da gerçekleşiyor."
Simone de Beavoir kimdir?
Simone Lucie Ernestine Marie Bertrand de Beauvoir (Simone de Beavoir) Fransız kadın feminist yazar ve felsefecidir. İlk karşılaşmalarından çok kısa süre sonra yazar Jean-Paul Sartre ve Simone de Beauvoir ayrılmaz bir ikili olmuştur. Yaşam boyu süren, başka erkek ve kadınların da dahil olduğu ilişkileri sarsılmaz bir nitelik kazanır. Simone de Beauvoir açık ilişkilerden ve açık evlilikten yana olduğunu sıkça belirtmiş, hayatını da buna göre yaşamıştır. Mülakatlarında da Sarte ile olan açık evliliğinden mutluluğunu dile getirmiştir.