Namık Tan: Yalnızlık diplomasisi

Emekli Büyükelçi Namık Tan, Türkiye'nin dış politikada yaptığı yanlış hamleleri açıkladı ve Dışişleri Bakanlığı'nın uzun uğraşlar sonucu elde ettiği itibarı kaybettiğini yazdı. Türkiye'nin birkaç yıl önce "sorunlarla dolu bir bölgede istikrar adası olduğunu" söyleyen Tan, Türkiye'nin artık “yalnızlık adasına” dönüştüğünü söyledi ve çözüm için öneride bulundu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Emekli Büyükelçi Namık Tan, YetkinReport'ta yayınlanan son yazısında, Türkiye'nin dış politikada yaşadığı yalnızlığı ele aldı. Tespit ettiği 5 hatayı sıralayan Tan, yalnızlığın kökenlerinin iç siyasette bulunduğu belirtti.

Dış politikada üslup sorununun olduğunu, hamasetin diplomasiye hakim olduğunu ifade eden Tan, siyasi talimatlarla yaptırılan açıklamaların Dışişleri Bakanlığı'nı kötü bir duruma düşürdüğünü vurguladı. Türkiye'nin İsrail'le ilişkileri olmasına rağmen ilişki kuran başka ülkeleri kınaması, konuşmak yerine askeri güçle caydırıcılık uygulanması gibi hamlelerin Türkiye'yi yalnızlığa iettiğini aktaran Tan, toparlanma sürecinin başlaması gerektiğini ve bu işin Dışişleri Bakanlığı'na yeniden ağırlık verilerek yapılmasının lazım geldiğini belirtti. Tan'ın yazısından bir bölüm şöyle:

"Beşinci hata, dış politikada uzun uğraşlar sonucunda yaratmış olduğumuz güvenilirlik ve öngörülebilirliğin ağır şekilde zedelenmesi oldu. Diplomasimizde, 'yumuşak gücün' yerini, 'sert güç' aldı. Uzlaşıdan ziyade askeri caydırıcılığı önceleyen bir anlayış benimsendi. Türkiye, uluslararası planda, sanatı, zengin kültürü, derin tarihi, gelişen ekonomisiyle değil, askeri unsurlarının gücüyle anılmaya başlandı.Her ne kadar, savunma sanayii alanında önemli ilerlemeler kaydetmişse de Türkiye’nin tam anlamıyla milli üretim yapabilecek duruma gelmediği ve şu sıralar karşısına alma riski bulunan bazı ülkelerden büyük ölçüde parçaya ve ihracat izinlerine ihtiyacı bulunduğu hiç önemsenmedi.

Ezcümle, bütün bu yanlışlar, dış ilişkilerimizde ciddi bir kırılmaya yol açtı. Yalnızlık böyle geldi.

Bu aşamada, önemli olan, bu durumun toparlanabilmesi için bir an önce hatalarımızla yüzleşmemiz gerektiğini idrak etmemizdir. Ne yazık ki, toparlanma epey zaman alacaktır. Zira, yıkmak kolaydır. Yeniden yaratmak için ise, zamana ve çok çalışmaya ihtiyacınız vardır.

Vahim olan, duygusallıktan ve hamasetten uzaklaşılmadığı, sağduyulu ve gerçekçi yaklaşımlar benimsenmediği takdirde, dış politikamızdaki kırılganlığın giderek kalıcı hâle gelmesi riski bulunduğunun ciddiye alınmıyor oluşudur.

Dış politikanın belirlenmesinde, Dışişleri Bakanlığının diplomasi mesleğindeki uzmanlığının yeniden ağırlık kazanması bu toparlanma sürecinin ilk adımı olmalıdır."

YAZININ TAMAMI