Prag'da 'Marin'le Erdoğan herhalde diskoya gidiyorlar' esprisi
T24 yazarı Barçin Yinanç, Avrupa Siyasi Topluluğu zirvesinin kulislerini aktardı, Erdoğan ve Finlandiya Başbakanı Sanna Marin'in birlikte diskoya gittikleri esprisinin yapıldığını yazdı.
DUVAR- T24 yazarı Barçın Yinanç, Avrupa Siyasi Topluluğu zirvesinde kulislerden sızan bilgileri paylaştı, zirveye son dakikada katılma kararı alan Erdoğan hakkındaki değerlendirmeleri aktardı. Yinanç, zirvenin akşam yemeğinden erken ayrılan Sanna Marine ve Erdoğan hakkında yapılan bir espri için "ancak bir Avrupalının ağzından çıkabilirdi" diye yazdı.
Barçın Yinanç'ın "Erdoğan'la Fin Başbakanı diskoya mı gitti?" başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:
"Gelelim, akşam yemeğine.
Yemek sırasında basına da sızdığı gibi Erdoğan - Miçotakis atışması yaşanmış. Sonrasında Cumhurbaşkanı basın toplantısına katılmak için yemek salonundan erken ayrılmış. Hemen akabinde de yemek bitmeden Finlandiya Başbakanı Sanna Marin kalkmış masadan. Malum İsveç nedeniyle Finlandiya da NATO'ya giriş konusunda Türkiye tarafından bekleme odasında tutuluyor.
36 yaşındaki Finlandiya'nın kadın başbakanı geçen Ağustos'ta gece kulüplerinde eğlenirken çekilen videolarının basına sızmasıyla gündem olmuştu. İncinmiş olsa da eleştirilere gayet güzel göğüs gerip, kendisini gömme salvolarını savuşturmuştu.
İşte Erdoğan'la Marin peş peşe salondan erken çıkınca, 'Marin'le Erdoğan herhalde diskoya gidiyorlar' diye aralarında gülüşmüşler.
Bunu duyunca kendi kendime Erdoğan'la disko kelimesinin birlikte kullanıldığı bir cümle anca bir Avrupalının ağzından çıkabilir dedim.
Tövbe tövbe.
Geçen gün Avrupa'da çalışan bir meslektaşımla konuşuyordum. Almanya Parlamento Başkan yardımcısı Erdoğan için lağım faresi deyince, çalıştığı gazeteyi aramış. 'Biz bunu haberleştiremeyiz' demişler. Erdoğan ve lağım faresi aynı cümlede? Mazallah!
İyi de, Türkiye Cumhurbaşkanına ağır bir hakarette bulunulmuş; Erdoğan üzülmesin, asabı bozulmasın, tansiyonu çıkmasın diye haberi yapılmayacak mı?
Zaten bakarsanız, haberi anca bağımsız medyada görmek mümkün. Bana sorarsanız zevahiri Dışişleri Bakanlığı kurtarmış.
Ağızdan çıkan ifade kullanılmadan hakaretamiz sözleri kınamış Dışişleri bir açıklama yaparak. Üstüne bir de Almanya'da dava açıldı. Erdoğan Türkiye'si bunu sineye mi çekecekti?
Ve fakat nasıl oldu bu konu cumhurbaşkanı tarafından mesele edilmedi? Yoksa daha sonra mesele edilmek için çekmeceye mi kondu?
Yoksa, gerçekten acaba mümkün mü, böyle bir bilginin kendisine iletilmemiş olması?
Tek adam rejiminde hiçbir şey için imkânsız diyemeyiz." (YAZININ TAMAMI)