Praksis’ten yeni albüm: Zamanın tanıklığında karanlığı anlamlandırmak
İlk şarkıdan sonuncuya, Türkçeden Kürtçeye… Duvardan Yol, toplumsal mücadeleler tarihinin içinde bulunduğumuz faslını hem tercüme etmeye çalışıyor hem de bize bir yol gösteriyor. Praksis, toplumsal mücadelelerin içerisinden beslendiği için ortaya koyduğu üretim de bize toplumsal muhalefetten yansımalar sunuyor.
Bir müzik grubunun hikayesi nasıl takip edilir? Yayınladığı albümler/tekliler, yaptıkları konserler ve hatta üyelerinin maceraları… Tüm bunlar çoğu zaman bir grubu tanımak için yeterlidir. Fakat Praksis Müzik Grubu'nun hikayesini anlatmak için bunlardan çok daha fazlasına ihtiyacımız var. Her ne kadar Praksis’in geçtiğimiz haftalarda yayınlanan son albümü Duvardan Yol üzerine konuşmak istesek de, şarkıların zihnimizde oluşturacağı yankıyı daha iyi anlamlandırabilmek için önce grubun tam anlamıyla ‘hikayesinden’ söz edelim.
İzmir merkezli Praksis Müzik Grubu, yaklaşık 12 yıldır müzik yapıyor. Fakat Praksis’in stüdyolarla sahnelerle sınırlı bir tarihi yok; Praksis’i toplumsal mücadelenin bilfiil içerisinde oluşlarıyla tanıyoruz. Yani sokakta bir işçi direnişinde ya da bir köyde çevre direnişinde toplumsal mücadelelere verdiği seslerle biliyoruz Praksis’i. Doğal olarak sahneye çıktıklarında da, stüdyoya girdiklerinde de aktardıkları, bu mücadelenin birikimi oluyor.
Nitekim geçtiğimiz yıl yayınlanan Ferman-Derman albümü vesilesiyle yaptığımız söyleşide Praksis bize ‘bütün şarkılarının bir dönem tanıklığı’ olduğunu dile getirmişti: “Müziğimizin, mücadelenin parçası olduğunu savunuyoruz ve müziği tek başına sunulan, insanların sadece izleyici konumunda olduğu bir şeyden ziyade, eylemin, özgürleşme mücadelesinin özneleştirici ve güçlü bir parçası gibi gördük bugüne kadar.”
Praksis dediğimizde hatırlatmamız gereken bir özellik daha var; o da bütün albümlerin hatta kolektifin altında yatan halk sponsorluğu, copy-left ve özkaynaklar. Yani sponsorlar, fonlar ve şirketlerden bağımsız bir üretim mekanizması oluşturmuşlar ve bu imkanları diğer müzik gruplarıyla da paylaşıyorlar. Müziğin dağıtımı noktasında da mevcut dağıtım devlerinin copyright’ına karşı copyleft mücadelesini sırtlanarak alternatif mecralar oluşturma gayretindeler.
Bütün bu üretimleri gerçekleştirmek ve de yaşamlarını devam ettirmek için gereken maddi ihtiyaçları konser gelirleri, dinleme gelirleri gibi kendi özkaynaklarından ve ‘halk sponsorluğu’ dedikleri, yaptıkları çalışmaları desteklemek isteyen kişilerin küçük katkılarının toplamından sağlıyorlar.
Ayrıca Praksis’in de içinde olduğu kolektif, başka üretimler de ortaya koyuyor: Şubadap Çocuk, Deliler Teknesi, Tahterevalli ve Bandor’u örnek verebiliriz.
Hayatın her alanında ortaklaşa, kolektif bir mantığı bunca zaman sürdüren ender ekiplerden biri diyebileceğimiz Praksis’in, 12 yıldır istikrarlı bir şekilde, merakını ve heyecanını koruyarak aldığı bu yol bile başlı başına bir haber değeri taşıyor. Ancak artık yavaş yavaş albümden söz etmeye başlayabiliriz.
ZAMANIN TANIKLIĞINDA KARANLIĞI ANLAMLANDIRMAK
Praksis, toplumsal mücadelelerin içerisinden beslendiği için ortaya koyduğu üretim de bize toplumsal muhalefetten yansımalar sunuyor. Fakat sadece bu kadar değil, demirini toplumsal mücadeleler tarihinde bir yere atmış olan bir grup yaş aldıkça, yaptıkları çalışmaların yansımaları daha fazla şey ifade ediyor. Öyle ki grubun albümlerde/teklilerde yaptıkları üretimleri birbirleriyle kıyaslama şansımız oluyor. Böylece grubun tercih ettiği sözler ya da besteler ile yaşadıkları değişimler bize sadece o grubun nabzına değil; aynı zamanda toplumsal muhalefetin de ritmine dair bir şeyler söylüyor. Belki bu yansımalar net ve keskin şekillerde olmuyor. Ancak bize çok önemli ipuçları veriyor. Sırtını mücadeleye dayayan Praksis’ten aksini beklemek de mümkün olamazdı.
Örnek vermek gerekirse Gezi direnişi ile özdeşleşen Sokaklarda İsyan Var (2014) gibi Praksis albümlerini dinlediğimizde hem sözde hem de müzikte son derece coşkulu ve güçlü bir vücuda rastlıyoruz.
Duvardan Yol ise bize daha farklı bir his veriyor: Karabulutlara, duvarlara, yasaklı yollara, talan edilmiş evlere, açlık ordularına, yüklerimize, yaralarımıza rastlıyoruz bu albümde. Müzikal olarak da bu temalara uygun ezgiler işitiyoruz. Fakat söz konusu ‘karanlık’ havanın nihilist ya da kaderci bir hava olduğunu söylemek pek mümkün değil. Bu yanıyla belki Duvardan Yol özel bir yerde duruyor. Bize hem duvarı, hem de yolu göstermeye çalıştığı için.
Albümdeki ilk şarkı, Kurtulmak Lazım bize tam da bunu anlatmak istiyor:
“Kırıldı bedenimiz / Ateşimiz söndü bu çiçeksiz çayırda / Ne yana baksak kanar zaman / Ne yapsak çıkamayız bu zindandan / Yükümüz ağır, yaramız kadar / Bundandır aşamayız dağları geçemediğimiz sular gibi / Geçsek bile boğulduk sanırız gerçi / Boğulmak biraz da nefes almaktır aslında / Kurtulmak istediğimiz bir illet gibi / Kurtulmak lazım! / Korkudan, yalnızlıktan bu körkütük karanlıktan / Kurtulmak lazım! Hüzünden, kederden, çaresizlik denen histen / Kırıldı mı bedenimiz? / Ateşimiz söndü mü? / Kurtulmak lazım!”
Albümün ismini de çağrıştıran Duvarlar isimli şarkı da bize yine ‘aklın kötümserliğini, iradenin iyimserliğini’ öfke ile anlatıyor. Praksis, uzun uzun duvarlardan çıkışı albüme dair yazdıkları şu ifadelerle açıklıyor, “Ancak yürüdükçe ferahlar ufuk. Zor duvarlarının içinden en az bir yol gider, ama görene yol, sezene yol, yürüyene; duvardan bir yol: Yere serilmiş dipçiklerden kahverengi gökyüzüne.”
Müzikal olarak diğer albümlerden daha farklı bir ses sunan Duvarlar’ın sözleri ise şöyle:
“Duvarlar uzun uzun duvarlar sözü zapt eder / Kararmış, yanmış sokaklar güneşi bekler / İçinde büyüyen öfkeyi bırak kötüye çatsın / Dört tarafın duvardan / Bu sefalet bu yalandan / Korkma öfkeni büyüt”
Albümdeki tek Kürtçe şarkı Zarokên Mal Talan ise benzer hisleri ‘evleri talan edilmiş çocukların’ gözlerinden okumaya çalışıyor. Seslerini ve renklerini çalmak isteyenlere karşı sokakta seslerinin yankısını bırakan çocukların hikayesini dinliyoruz:
“Em zarokên ku malê wan hat talan kirin / Lê kolan wê bi dengên me bihejin / Çavên wan li dizîna deng û rengên me ne / Lê dengên me li hemberî wan bi hêrse / Em zarokên ku malê wan hat talan kirin / Niha kevirên bircên dijmin yeko yek dikevin / Kuçe û lîstikên me, yên me hatin dizîn / Niha hevalên lîstikê li kuçan kom dibin / Hîn govenda me berdewame / Hîn kulmên me şidandîne / Nav tilîyên me de azadî, bê tirs / Gazî xwe dike deng dike.”
METAFORDAN GERÇEĞE YOLLAR
Bir diğer ‘yol’ şarkısı ise Eman Eman. Ancak bu sefer ‘yol’ bir metafor olarak değil, ilk anlamıyla karşımıza çıkıyor. Bir göç şarkısı olarak düşünebileceğimiz Eman Eman, yine müzikal olarak da alışık olduğumuz Praksis şarkılarından daha farklı bir ezgiyle bütünleşmiş:
“Bu tekne kara tabut bu deniz ölü deniz vay / Bu tekne göçe gider göçün yolu dalgalı vay / Biraz ileri gider biraz geri itilir vay / Tekne yoluna gider sonu pazarlık payı vay / Eman eman.... / Öfke yastan daha da duru bir kıyı şimdi / Kaçar durur, susar bulur sessizliği / O sessizlik ki susamaz halkın öfkesini / Çünkü halkın öfkesi dinlemez ki sessizliği / Bu batan sadece kırık dökük bi tekne mi şimdi / Batar çıkar, görür, tadar cehennemi / O cehennem ki yakamaz halkın öfkesini / Çünkü halkın öfkesi dinlemez ki cehennemi / Eman eman…”
Gerek sözlerini okuma fırsatını bulduğumuz şarkılar, gerekse bugün değinemediğimiz Açlık Ordusu ve Düş isimli şarkılar ile Duvardan Yol kesinlikle bütünlük taşıyan bir albüm. Buradaki bütünlükten kastımız sadece müzikal bir harmoni değil; aynı zamanda sözlerde kendini gösteren kompozisyon. İlk şarkıdan sonuncuya, Türkçeden Kürtçeye… Duvardan Yol, toplumsal mücadeleler tarihinin içinde bulunduğumuz faslını hem tercüme etmeye çalışıyor hem de bize bir yol gösteriyor.
Praksis’in emeği ile, nice albümlerini dinlemek umudu ile…
Kavel Alpaslan Kimdir?
1995'te İzmir'de doğdu. İzmir Saint Joseph Fransız Lisesi'nden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi, Gazetecilik Bölümü'nde eğitim gördü. Gazeteciliğe 2014 yılında Agos’ta başladı. Gelecek/Umut Gazetesi’nde çalıştı. 1+1 Express Dergisi’nde yazıyor. 2016 yılından bu yana Gazete Duvar’da yazı ve haberleri yayınlanıyor. "Aynı Öfkenin Çocukları: Dünyadan Devrimci Portreleri" kitabı 2023 yılında Sel Yayıncılık tarafından yayınlanmıştır.
Rodezya: Yerleşimci sömürgeciliğin inatçı savaşı 28 Aralık 2024
Suriye’de bir ‘Alevi Devleti’ 21 Aralık 2024
Bin Ladin'den Colani'ye: Gençlik hataları! 14 Aralık 2024
'Güney Kore'de sıkıyönetim sürecine işçiler damga vurdu' 12 Aralık 2024 YAZARIN TÜM YAZILARI