'Press’in başrolü Sezgin Cengiz’den 'Tebessüm' filmi: Antakya için adım atılmalı
Sezgin Cengiz’le Antakya Film Festivali’nde Yeşilçam Özel Ödülü’ne layık görülen "Tebessüm" filmini konuştuk. Cengiz, "Film yapmak zaten zor, ilk filmi yapmak çok daha zor" dedi.
HATAY - 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerin ardından Hatay'da büyük çaplı ilk sanat festival olan 11'nci Uluslararası Antakya Film Festivali'nde ödüller sahiplerini buldu. NATO Çadır Kent yemekhanesinde gerçekleştirilen ödül töreninde, festivalde gösterimi yapılan Sezgin Cengiz ile Şiyar Gedik’in yaptığı "Tebessüm" filmi, Yeşilçam Özel Ödülü’ne layık görüldü.
İstanbul’da bir devlet dairesinde arşiv bölümünde çalışan ve çevresi tarafından asık suratlılığı, asosyalliği ile bilinen Mustafa'nın bir gecede değişen yaşamına odaklanan film, festivalde ilgi gördü. Başrollerinde Onur Buldu, Seda Türkmen ve Güvenç Selekmen gibi isimlerin yer aldığı filmin tanıtım bülteninde, "35 yaşında bir adam olan Mustafa, İstanbul’da bir devlet dairesinde arşiv bölümünde çalışır. Asosyal ve asık suratlı bir adam olan Mustafa'nın bir katile olan benzerliği onun sık sık polis kontrolüne takılmasına neden olur. Mustafa’nın imajından memnun olmadığını bilen arkadaşı Zeki, onun güler yüzlü gözükmesini sağlayacak bir plan yapar. Ancak işler ters gittiğinde Mustafa'nın hayatı daha da sorunlu bir hal alır. Bu sırada Mustafa, babasının bacağının kesileceğini öğrenir. Kesilen bacağı gömmekle görevlendirilen Mustafa, bu süreçte kendisinden oldukça farklı bir karakterde olan amcasının oğlu Mehmet ile birlikte kendisini beklenmedik durumların içinde bulur” ifadeleri yer alıyor.
'İNSANIN KENDİNE VERDİĞİ ZARARIN ESTETİĞİ'
Yönetmen Sezgin Cengiz, Koç Konteyner Kent’te yapılan film gösteriminde izleyicilerle bir araya geldi. 1990’lı yıllarda Özgür Gündem çalışanlarının yaşadığı zorlukları anlatan "Press" filminin başrol oyuncularından olan ve daha önce “Kanıt”, “Mavi ring”, “Çınar” ve “Tahtakurusu” gibi birçok yapımda rol alan Cengiz'le 2022 yapımı “Tebessüm” filmini konuştuk.
Filmin aynı zamanda senaristi olduğunu belirten Cengiz, "2019 yılında senaryo aşaması başladı. Küçük küçük notlar alıyordum. İnsanın kendine yaptığı kötülükler, insanın başkasına yaptığı kötülük kavramı üzerine düşünürken insanın kendine yaptığı kötülük kavramı ilgimi çekti. Hepimiz sıkıştığımızda ilk başvurduğumuz şey başkasına zarar vermek. Aslında bu kolay bir rahatlama biçimi. Bir insanın sıkıştığında kendine zarar vermesini daha estetik, daha kıymetli buldum diyebilirim. Bunun üzerinden Mustafa karakteri oluştu. Mustafa karakterini Onur Buldu oynadı. Buldu çok da iyi bir oyuncu. Burada daha dramatik bir karakteri canlandırıyor" diye konuştu.
‘FİLM YAPMAK ZOR, İLK FİLMİ YAPMAK DAHA DA ZOR’
Filmin 17 Kasım’da Seattle Film Festivali’nde Amerika prömiyerini yapacağını dile getiren Cengiz, "Film, geçen yıl Boğaziçi Film Festivali’nde yer aldı. Bu sene Evrensel Bilim Kurgu Festivali’ndeydi. Film aynı zamanda Türkiye’de 23 Haziran’a vizyona girdi. Epey bir süre vizyonda durdu. Artık yavaş yavaş yurt dışı festivallerinden sonra filmin dijital alanlardaki kısmı ve televizyon kısmı başlayacak" dedi.
Filmin yapım sürecinde yaşanan zorluklara da değinen Cengiz, sözlerine şöyle devam etti:
"Klasik yöntem şudur; bir yapımcın olur, projeye bir yatırımcı çekersin. Çünkü birçok insanın kendi imkanlarıyla film yapacak bütçesi yok. Senaryo üzerinden gittiğim birçok insanın maddi bir beklentisi olmadı. Bu projeyi yapabileceğimize inanıyordum ve görüşmeler yaptım. Filmin büyük bir kısmı Denizli’de çekildi. Sponsor bulundu. Daha sonra projede ortak yapımcı bulundu. Filmi yönetmen arkadaşım Şiyar Gedik ile birlikte iki kişi yönettik. Film yapmak zaten zor, ilk filmi yapmak çok daha zor. Şöyle bir dezavantajınız var; referansınız yok. Disiplinli çalışarak bunu başardık. Son aşamada Kültür Bakanlığı yapım sonrası destek verdi. Biraz da olsa Kültür Bakanlığı destekli bir film oldu."
‘BURASI İÇİN ADIM ATILMALI’
Antakya Film Festivali başvuru sürecine de değinen Cengiz, filmin depremzedelerle buluşmasının önemine dikkat çekti. Cengiz, "Festival başvuru sürecinde Antakya Film Festivali yoktu. Hatta başvuruyu kaçırmıştık. Ancak deprem bölgesi olması sebebiyle rica ettik. Tek derdim filmi depremzedelerin, buradaki halkın izleyebilmesiydi. Film biraz kara mizah unsurları da barındırıyor. Bir nebze de olsa burada çadır kentlerde, konteynerlerde yaşayan insanlara destek olmak istedik. Organizasyon eksiliği ve bölgenin şartları nedeniyle filmi zamanında gösteremedik ama sonrasında gösterim yapıldı" diye konuştu.
Bölgedeki duruma dikkat çekerek, "Trajedi o kadar büyük ki…" diyen Cengiz, yetkililere sorumluluk alma çağrısında bulundu. Cengiz, "Sinemada örneğin trajik, güçlü bir sahne izlediğiniz zaman müziğe ihtiyaç duymazsınız. Burada bir tane fotoğraf bile çekmedim. Çekip ne diyebiliriz ki? Buradaki korkunç durumu kare kare gördük. Acıyı bir daha göstermek yerine bundan sonra ne yapılabilir üzerine daha çok düşündüm. Demirleri yamulmuş binalar gördüm ve o binalarda birkaç ışık yanıyordu. İnsanlar bu travmaya rağmen halen bu binaların içine giriyorsa burada bir şeylerin yanlış yapıldığı görülüyor. Bu, bir şeylerin doğru organize edilmediğini gösteriyor. Ne yazık ki yönetenlerin kendi mekanizmalarını çalıştıramadıkları bir durum söz konusu. Halen bu ülkede tek kişi istifa etmedi. Burada mevzu bahis artık sivil dayanışma olamaz. Normal yaşama dönüş artık bir planlama dahilinde devletin sorumluluğunda olmalıdır. Dolayısıyla yetkilileri burası için adım atmaya çağırıyoruz" ifadelerini kullandı.