Prof. Dr. Emre Alkin: Kuru baskılamanın sonu hüsranla bitecek

Ekonomi Gazetesi yazarı Prof. Dr. Emre Alkin, iş dünyasının ekonomi yönetimine peşin verdiği desteğin taksit taksit azaldığını belirtti. Alkin, dövizle ilgili de analizde bulundu.

Fotoğraf: Arşiv
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Prof. Dr. Emre Alkin, kendi bloğunda kaleme aldığı, "Döviz kuru ve ihracat..." başlıklı yazısında, ekonomi yönetiminin kuru baskılayarak enflasyonu düşürme girişimlerini değerlendirdi.

Alkin, ihracat cephesinde kurun baskılanması nedeniyle öfke biriktiğine işaret ederek, serbest piyasa şartlarına dönülmesi çağrısında bulundu. Emre Alkin'in yazısı şöyle:

"Gayet iyi hatırlıyorum 2006 yılında Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin Genel Sekreterliğini yaparken, “döviz kuru ve ihracat” tartışmalarına nokta koymak için ampirik bir çalışmayı ortaya koymuştuk.

Nobel Ödüllü Ekonomist ve İstatistikçiler olan olan Robert Fry Engle ‘ın da ismini verdiği “Engle-Granger Metodu” ile test ettiğimiz döviz kuru-ihracat bağlantısı neticesinde şu sonuca ulaştık:

1. Döviz Kurlarının hızla yükselmesi ihracatın her zaman lehine bir sonuç vermiyor

2. Döviz Kurlarının sürekli düşük kalması ve gerilemesi kesin olarak ihracata negatif etki yapıyor

 Bu çalışmayı Merkez Bankası’na da teslim ettik. Çünkü o zamanki Merkez Bankası Yönetimi ile TİM arasında sık sık döviz kurları üzerinde polemik yaşanıyordu. O günden sonra bazı köşe yazarı olan bazı ekonomistler “ihracatçılar döviz kuru sürekli yükselsin istiyor” demeye devam etse de, ihracatçılar hiçbir zaman böyle bir iddiada olmadı. Aksine döviz kurlarının piyasada serbestçe belirlendiği ve sakin kaldığı dönemlerde, enflasyon da düşük kaldığı için ihracat artmaya devam etti, hatta rekorlar kırdı. Ancak bugün farklı bir durum var.

Döviz kurları 2018 yılından beri Merkez Bankası tarafından yönetilmeye çalışılıyor. Kur yükselmesin diye milyarlarca dolar satıldı, “doların yükselişi enflasyonun altında kalsın” diye beyhude bir uğraş verildi. Ekonomi Yönetimi sebep-sonuç ilişkilerini birbirine karıştırdı. Son olarak Bakan Şimşek’in “ihracatta döviz kurları önemli değil” demesi, uygulanan kur politikasını savunmak için doğrulardan uzaklaşmaya başlandığını gösteriyor.

Asgari ücrete zam, ithal hammaddeye ilave gümrük vergisi, döviz kazançlarının doğrudan Merkez Bankası'na verilmesi gibi maliyet artıran ve işleri zorlaştıran icraatlere imza atıp, döviz kurlarını tutmaya çalışan bir ekonomi yönetiminin böyle bir söylemde bulunması, elbette isyan ettiriyor.

İş dünyasının ekonomi yönetimine verdiği peşin destek bu şekilde taksit taksit azalıyor desem yanlış olmaz. İhracat cephesinde biriken öfkenin farkına varmış olmalı ki, Bakan Şimşek’in İSO ‘daki konuşması biraz daha dikkatli idi diyebilirim. Ancak olan oldu, söz ağızdan çıktı. Ekonomi Yönetiminin kurları baskılayıp enflasyonu düşük tutma ve vatandaşı dövizden caydırma işi için Türkiye’nin üretim kabiliyetini gücendirmesi bana göre sonu hüsranla bitecek ve değmeyecek bir iş. Umarım kısa zamanda serbest piyasa şartlarına geri döneriz."

(EKONOMİ SERVİSİ)