Prof. Dr. Haluk Özener: Türkiye'de 2 bin 500 yıldır enerji biriktiren faylar var
Kandilli Müdürü Prof. Özener, "Kimi bölgelerde 2 bin, 2 bin 500 yıl bekleyen enerji biriktiren faylar var. Dolayısıyla Türkiye'nin herhangi bir yerinde 7'lik bir deprem yaşama ihtimalimiz var" dedi.
DUVAR - Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, "Ege'de 100 yılda enerji biriktiren fay kırılacakken, bu Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da yaklaşık 800 ve bin yıllara varabiliyor. Kimi bölgelerde 2 bin, 2 bin 500 yıl bekleyen enerji biriktiren faylar var. Dolayısıyla Türkiye'nin herhangi bir yerinde 7'lik bir deprem yaşama ihtimalimiz var" diye konuştu.
Özener, "Marmara'ya baktığımız zaman Kuzey Anadolu fayı içinde kırılmamış 130 kilometrelik yaklaşık bir alan var Marmara Denizi içerisinde. Doğu Anadolu'da da farklı kırılmayan yerler var. Türkiye'de Kuzey Anadolu fayı üzerinde Yedisu segment dediğimiz Marmara sismik boşluğu, Doğu Anadolu üzerinde de sismik boşluklar var. Bunlar deprem tekrarlama aralıklarını doldurdukları zaman bu depremleri maalesef biz yaşayacağız" dedi.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, 17 Ağustos Depremi'nin 24. yıldönümünde, Türkiye'de deprem riskleri konusunda farkındalık yaratmak ve depreme karşı alınacak tedbirleri hatırlatmak amacıyla basın toplantısı düzenledi. Toplantı Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Bölgesel Deprem ve Tsunami İzleme Değerlendirme Merkezi'nde düzenlendi. Toplantıda Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Bölgesel Deprem Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi Müdürü Doç. Dr. Doğan Kalafat ve Müdür Yardımcıları, Dr. Didem Cambaz ile Dr. Selda Altuncu Poyraz konuşmacı olarak yer aldı.
'2023 YILINDA 46 BİNİN ÜZERİNDE DEPREM MEYDANA GELDİ'
Toplantının açılış konuşmasını Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener yaptı. Özener, "Türkiye'yi gözlemlerken bugün geldiğimiz aşamada 268 tane sismik istasyonuyla tüm Türkiye'yi gözlemliyoruz. Burası 7 gün 24 saat 3 vardiya çalışıyor. 120 yılda 12 bin deprem var 4'ten büyük. Burada ülkemizin ne kadar yoğun sismik aktiviteye sahip olduğunu görüyorsunuz. Bu yansı da, 1912 Şarköy Mürefte depremiyle başlayan önemli depremler. En son 6 Şubat depremi de 50 binden fazla yurttaşımızın hayatını kaybetmesine yol açı maalesef. Deprem sayısı arttı mı, bu kadar yoğun deprem oluyor veya deprem tahminleri sürekli göz önünde oluyor. Sadece birkaç istatistik vereceğim. Bizim ülkemizde her gün 3’ün üzerinde bir tane deprem muhakkak oluyor; 3 ile 3.9 arasında. Neredeyse her hafta 4 ile 4.9 arasında bir depremimiz var. 1.5 ayda bir 5 ile 5.9; ortalama 1.5 yıl sürede 6 ile 6.9 arasında depremimiz var ve ortalama 6.2 yıl içinde 7’nin üzerinde deprem bu coğrafyada maalesef yaşanıyor. Dolayısıyla ülkemiz, deprem ülkesi. Deprem çözümü yapılan sayılara bakarsanız 2023 yılında özellikle yaşamış olduğumuz iki büyük depremden sonra artçı şoklarla birlikte bugün itibarıyla 46 binin üzerinde deprem meydana geldi. Gördüğünüz gibi depremler Gaziantep-Maraş depremlerinin olduğu yere yoğunlaştı. 50’nin üzerinde o bölgede 5’in üzerinde deprem var. 4’ün üzerindeki deprem sayısı da 600’ün üzerinde" diye konuştu.
'MARMARA DENİZİ'NDE BÜYÜK BİR DEPREM BEKLENTİSİ OLDUĞU GERÇEĞİNİ UNUTMAMAK LAZIM'
Prof. Dr. Özener, "Sadece o bölgede değil, 4’ün üzerindeki depremlere baktığımız zaman 741 tane tüm Türkiye’de deprem var. Diğer bölgelerde de olan depremleri görüyorsunuz, bunlar Kuzey Anadolu fayı üzerinde. Marmara Denizi’nde olan 4'ün üzerinde depremler var. Marmara’da da 3’ün üzerinde 3 bin 500 tane deprem meydana geldi. Yani yaklaşık her yıl 30’un üzerinde ya da 30 civarında 3’ün üzerinde deprem var Marmara Bölgesi’nde. 2000 yılında, bazı yıllarda 900, bazı yıllarda 600’ün üzerinde Marmara Bölgesi’nde deprem oluyor. Bazı zamanlar spekülasyonlar olabiliyor. Marmara Denizi için de geçenlerde 3.6’lık bir deprem olduğu zaman ‘Acaba bu büyük bir depremin sinyalleri mi, sesleri mi’ gibi bir algı oluştu. Bu, Marmara’nın doğal sismik aktivitesi içerisinde. Bu hiçbir zaman şu demek değildir. Yani 3.6’lık depremin hemen ardından 7’lik deprem getirecektir algısı çok doğru değil. Bununla birlikte Marmara Denizi içinde de büyük bir deprem beklentisi olduğu gerçeğini unutmamak lazım" ifadelerini kullandı.