Prof. Dr. Kayıhan Pala: Salgının ilk dalgası henüz kontrol altına alınamadı
'Mevcut yasakların sürdürülebilir olmadığını' savunanlar arasında olduğunu ifade eden TTB Covid-19 İzleme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, salgının henüz ilk dalgasının kontrol altına alınamadığını söylüyor. Korona virüsü etkisinin tam kapanma ile azaltılabileceğini kaydeden Pala, önümüzdeki haftalarda özellikle riskin sürdüğü yerlerde vaka sayılarında artış beklediğini belirtiyor.
Osman Çaklı
DUVAR- Kabine toplantısının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2 Mart itibarıyla "yeniden normalleşme" kararı alındığını duyurdu. 100 bin nüfusa düşen vaka sayısı ve çeşitli kriterlere göre sınıflandırılan kentler iki haftalık periyotlar ile izlenecek, tedbirlere de bu bağlamda karar verilecek. Salgında gelinen nokta ca 'kontrollü normalleşme' sürecini Türk Tabipleri Birliği Covid-19 İzleme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala ile konuştuk.
'DÜŞÜRÜLEN TEST SAYISIYLA VAKA SAYILARI DÜŞMÜŞ GİBİ GÖSTERİLDİ'
Bakanlık verilerine bakıldığında birkaç ay öncesine göre vaka sayıları 30 binlerden 5 binlere indiği görülüyor. Tabloya göre salgınla mücadelede alınan önlemlerle birlikte kısmi bir başarı elde edildiği görülse de Kayıhan Pala bu görüşe katılmadığını şöyle anlatıyor; "Özellikle akşam saat 21:00'den sonra sokağa çıkma yasağı ile hafta sonu yasağı uygulamasının etkisi olmuş gibi göründü gerçekten. Ancak etkiyi tam değerlendirebilmek için test sayısında bir farklılık olmaması gerekirdi. Test sayısı azaldığı oranda vaka sayısı da azalıyor. Sağlık Bakanlığı'nın da test sayılarını azalttığını görüyoruz. Bu noktada uluslararası bir parametreyi söylemek isterim; günlük bin kişi başına test sayısının 2'nin altına düşmesini istemeyiz. Hedef ise 5'in üzerinde olmalı. Türkiye'nin nüfusunu sığınmacılarla birlikte kabaca düşünecek olursak, günde en az 180 bin test yapmamız lazım."
'TAM KAPANMA OLMALI'
Yeniden açılmanın etkilerini görmeden, kısıtlamalar sürerken artan vaka sayılarına dikkat çeken Pala, "Vaka sayıları 5 binden bir anda 11 bin 800'lere çıktı. Daha önceki dönemlerdeki gibi test yapılsa vaka sayısının 11 bin değil 15 bin çıkabileceğini tahmin ediyorum" diyor. Bütün bu olanlara rağmen bir azalmayla karşılaşıldığını da sözlerine ekleyen Pala, Türkiye'nin salgınla mücadelede daha etkin olabilmesi için ekonomik ve sosyal koşulları oluşturulmuş, toplumun tümünü kapsayan bir tam kapanma ve arkasından risk değerlendirilmesi yapılarak sırayla yeniden açılmanın daha doğru olacağını belirtiyor.
'NORMALLEŞME İÇİN SOSYO-EKONOMİK ÖZELLİKLER GÖZETİLDİ'
Bazı kentler arasındaki vaka farklılığının İngiltere'de saptanan yeni varyantın Türkiye'de de etkili olmaya başlamasının göstergesi olabileceğini söyleyen Pala, "Bunu anlamak için genom analizlerinin ayrıntılı olarak ortaya konmasına ihtiyaç var. Sağlık Bakanlığının yanıt vermesi gereken ciddi bir soru var" diyor ve bunları şöyle sıralıyor: "En son yayınlanan haftalık vaka sayısına baktığımızda, en yüksek vaka Ordu'da görülüyor. Bir haftalık periyotta 100 nüfusa düşen sayı 300'ün üzerinde, Şırnak’ta da 3'ün altında arada 130 kat fark nasıl açıklanabilir? Test sayısı yeterli mi? Test sayılarındaki pozitiflik oranı ne? Yeni varyantın etkisi nasıl? Dolayısıyla şu ana kadar yapılan açıklamalarla açıklanan Türkiye haritası arasında bağlantı kurmakta zorluklar var. Örneğin Uşak niye mavi ve Denizli ile arasında niye fark var?" Prof. Dr. Pala, hastalığın kendi yayılma özellikleri dışında sanki bir takım sosyo-ekonomik özellikler gözetilerek yeniden açılma olduğuna değiniyor.
'TÜRKİYE HENÜZ İLK DALGAYI SÖNÜMLENDİREMEDİ'
"Artan toplumsal hareketlilik üçüncü dalgayı beraberinde getirir mi?" diye sorduğumuz Kayıhan Pala, üçüncü dalga yaklaşımını benimseyenlerden olmadığını söyleyerek şu yanıtı veriyor: "Türkiye'de ilk dalga hala sürüyor. Üçüncü dalga yaklaşımı Almanya, İngiltere hatta İtalya için geçerli olabilir. Çünkü, onlar ilk dalgayı sönümlendirdiler, sonra ikinci dalgayı yaşadılar, şimdi üçüncü dalga tartışılıyor. Türkiye ilk dalgayı sönümlendiremedi. Daha önceki vakalar 10 Aralık'ta açıklandı ve vaka sayımız bir günde 1 milyon 190 bin arttı. Bu kadar çarpık verilerin ne kadar doğru yerde bu tartışmayı yürütmekte zorlanırız."
'KISITLAMALARDA ÇİFTE STANDART VARDI'
Pala, "Kısıtlamaların kaldırılmasıyla birlikte oluşacak sosyal hareketlilik risk oluşturmaz mı?" sorusunu ise şöyle cevaplıyor: "Parti kongreleri, ünlülerin cenazeleri, şehirlerarası ulaşım, oteller kısıtlanmıyor ancak dört tane sandalyesi olan kafeyi açmıyorlar. Burada bir çarpıklık var. Peki nasıl olmalıydı? Her yer kapanmalıydı. Binlerce insanın cenazesi oldu, yalnız başına cenazeler kalktı. Bir tarafta da binlerce kişiyle cenaze törenleri yapıldı. Çifte standart var. Ben buna dikkat çekmeye çalışıyorum. Ayrıca dünyadaki çalışmalar bize 12 yaş altının okula devam etmesi gerektiğini söylüyor. Şimdi her yer açıldı, sanırım vaka sayıları artmaya devam edecek.
Açılmanın aşılama üzerinde olumsuz etkisini beklemeyiz. 48 gün geride kaldı şu an 9,3 milyon aşı yapmış durumdayız. Bakan günde 1 milyon aşı yaparız diyordu. 48 milyon aşı yapılması gerekirdi. O zaman biraz nefes alabilirdik. Günlük ortalamamız 200 bini bulmamış görünüyor."