Prof. Dr. Kocabaş: Altılı Masa 'laik eğitim' konusunda sıkıntı yaşayacak

Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Kemal Kocabaş, "Altılı Masa’nın eğitim komisyonu kanımca 'laik eğitim' konusunda ortaklaşmakta bir sıkıntı yaşayacağa benziyor” dedi.

Google Haberlere Abone ol

Namık Alkan

İZMİR - Genel seçimlere kısa bir süre kala Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme Geçiş Mutabakat Metni’ni imzalayan CHP, İYİ Parti, DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi ve Demokrat Parti'den oluşan Altılı Masa'nın eğitim politikasının nasıl olacağı da merak konusu oldu. AK Parti iktidarı döneminde özelleştirmeler, sınav sistemi ve müfredattaki değişikliklerle gündeme gelen eğitim alanındaki sorunları ve Altılı Masa'yı oluşturan partilerin yaklaşımlarını Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği (YKKED) kurucu Genel Başkanı Prof. Dr. Kemal Kocabaş ile konuştuk.

'EĞİTİM İLE İLGİLİ ORTAKLAŞILMIŞ BİR METİN ORTAYA KONULMADI'

Seçime giderken Altılı Masa’nın çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Eğitim konusu masaya geldi mi?

Altılı Masa olarak adlandırılan ittifak, altı farklı siyasal partiden oluşuyor. Bu partilerden ikisini iktidar partisinden ayrılanlar oluşturuyor. Diğeri milli görüş geleneğini sürdüren, bir diğeri 1950-1960 arası iktidar olan Demokrat Parti geleneğinin günümüzdeki sürdürümcüsü olma iddiasında, ikinci büyük parti Cumhur ittifakının küçük ortağından ayrılanların kurduğu laik-milliyetçi bir parti. İttifakın en büyük partisi sosyal demokrat, diğerleri ise sağın farklı renklerinden oluşuyor. Yaklaşık bir yıldan beri yan yana gelen bu partilerin uzlaştığı en önemli başlığın “güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş ve demokratik hukuk devleti” olduğunu tüm liderler değişik konuşmalarında ifade ettiler.

Bu partiler belirli aralıklarla toplanarak birlikte iktidara geldiklerinde neler yapacaklarına ilişkin görüşlerini, ortaklaştıkları konuları toplumla paylaşıyorlar. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun eylül ayı içerisinde yaptığı açıklamalara göre genel başkan yardımcıları ve kurulan komisyonlar toplanarak Altılı İttifak'ın yol haritasını belirliyorlar. Şimdiye kadar Altılı Masa’nın basına ve medyaya yaptığı açıklamalarında eğitim ile ilgili ortaklaşılan bir metin ortaya konulmadı. Şüphesiz altı farklı parti, altı farklı bakış, ülkenin ağır eğitim sorunları ve ne yapılacak? Altılı ittifak zaman zaman kendi iç tartışmalarını yaşıyor. Cumhur İttifakını oluşturan basın ve medya Altılı Masa ortaklığının dağılması için her tür dezenformasyonu da yapıyor. 

Kemal Kocabaş

'ALTILI MASA 'LAİK EĞİTİM' KONUSUNDA SIKINTI YAŞAYACAK'

Liderlerin eğitimle ilgili topluma ifade ettikleri görüşler neler?

20 Eylül 2022 tarihi itibariyle altılı masa liderlerinin eğitimle ilgili olarak basına yansıyan bazı açıklamaları özetleyelim: CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun eğitim ile ilgili açıklamalarında “Kamuda liyakati yaşama geçireceğiz, mülakatları kaldıracağız, sözleşmeli-ücretli öğretmenlik statülerini kaldıracağız, üniversite özerkliğini sağlayacağız, taşımalı eğitime son vereceğiz” ifadeleri yaygın bir şekilde yer aldı. İyi Parti Genel Başkanı Akşener’in eğitim ile ilgili kamuoyuna yaptığı açıklamalarında “Üniversiteler rektörlerini kendileri seçecek, öğretmen atamalarında sözlü mülakatlar kalkacak, yurt dışına gençlerin kaçışını mutlaka önleyeceğiz” ifadelerini sıkça dile getirdi. DEVA lideri Ali Babacan ise öğrencilere yönelik “Yurt imkânı sağlayacağız, yoksa kira desteği vereceğiz, yeme-içme barınma sorunlarını kesinlikle çözeceğiz, öğrencilerin temel ihtiyaçları devletin garantisinde olacak, herkesin öğrenim ve iş imkânı olacak” görüşleri basında yer aldı. 

Bunlar kamuoyunda yaygın bir şekilde kabul gören öneriler. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, ağustos ayında Halk TV’de konuşurken KPSS’deki soru çalınma olayında tarikatlar konuşulurken “Sizden bir istirhamım var. Yahu AK Parti hata yaptığı zaman hemen İslami cemaatlere, tarikatlara, hoca efendilere yüklenmeyin. Neden çünkü bir tepki gösteriliyor, insan otomatikman bu cemaatlere yükleniyor. Bu cemaatler hadiselerin farkında aslında, farkında değil diyemeyiz. Ama bugüne kadar kendilerine imkân tanıyan başka hiçbir idare olmamış, bu ölçüde. Bir de 20 senedir AK Parti bu kesimlere ciddi bir imkân aktarmış itibar göstermiş, bundan dolayı da onların desteğini alıyor. Ama bunlar da temel konularda uyuşmadığı için karar vermekte artık bence zorlanıyorlar” şeklindeki ifadeleri yer aldı. Karamollaoğlu tarikat ve cemaatlere sempati ile bakarak kamusal alanda yer almalarına itiraz etmiyordu.  Altılı Masa’nın eğitim komisyonu kanımca “laik eğitim” konusunda ortaklaşma konusunda potansiyel bir sıkıntı yaşayacağa benziyor. Dilerim aşılır, zira büyük oranda bazı başlıkların ortaklaşıldığı görülüyor.

'ÇAĞDAŞ EĞİTİM LAİK, BİLİMSEL EĞİTİMDİR'

Günümüzde eğitimi nasıl tanımlayabiliriz?

Günümüzde eğitim; çocukların doğuştan getirdikleri yetilerin ortaya çıkarıldığı özgürleşme, toplumsallaşma, insanlaşma süreci olarak tanımlayabiliriz. Türkiye son 20 yıldır bu tanımdan çok uzak eğitim politikalarıyla yönetiliyor. Köy Enstitülerinin kuramcısı, uygulayıcısı İsmail Hakkı Tonguç, enstitü özgün eğitim sistemini "Köy Enstitüleri pedagoji alemine yeni değerler katan, çocuğu modern pedagojinin ilkelerine uyarak eğiten, haklarına kavuşturarak ona çocukluk ve gençlik çağının özelliklerine göre yaşamayı sağlayan; onu etkin duruma sokan ve bu bakımdan pedagojinin gelişmesine hizmet eden kurumlardır. Enstitülerde Türk çocuğunun yaratıcı kudreti meydana çıkarılmış, gelenekçi okulun çocukları ezen, yıpratan sakat usulleri yerine yeni metotlar geliştirilmiştir" ifadeleriyle tanımlar. Günümüzdeki arayış Tonguç’un ifade ettiği gibi eğitimin çocukların yaratıcı kudretini ortaya çıkarmasına odaklanarak yaratıcı, eleştirel düşünceyi, demokrasi kültürünü içselleştirmiş yurttaşlar yetiştirmeyi hedeflemelidir.

Günümüzde eğitim sistemi yirmi yıldır uygulanan dinselleştirme ve piyasalaştırma politikalarıyla niteliğini ve özgünlüğünü kaybetme noktasına gelmiştir. Ulusal ve uluslararası sınav sonuçları eğitimdeki bu nitelik kaybının somut verileridir. Çağdaş eğitim laik, bilimsel eğitimdir. Uygulanan eğitim politikalarıyla laik, bilimsel eğitim ve eğitim hakkı tümüyle örselenmektedir. Günümüzde Millî Eğitim Bakanlığı üniversitelerden çok tarikat ve cemaatlerle, Diyanet İşleri Başkanlığı ile iş birliği yaparak adeta tüm okulların imam hatipleştirilmesi gayreti içindedir. Rasyonel olmayan bu eğitim politikaları ile Cumhuriyet aydınlanmasının tüm kazanımları yok edilmek istenmektedir. Altılı Masa bu projeksiyonla eğitim sorunlarını çözmeye yönelik bir reform önerisi sunabilecek mi? Yaşayarak göreceğiz… Özerkliğini ve özgünlüğünü kaybeden üniversiteler adeta içine kapanarak “evrensel kent” işlevini yerine getiremez duruma gelmişlerdir. Okul öncesinden üniversiteye yeniden yapılanmaya büyük gereksinim vardır.

2022 LGS ve YKS sonuçları üzerinden bir değerlendirme yapar mısınız?

2022 LGS ve YKS sınav sonuçları net bir biçimde ülkenin eğitim sistemi iflas ettiği gerçeğini ortaya koyuyor.  Bu sorun asla göstermelik, pansuman önlemlerle çözülemez. Tüm basamaklarda niteliğini kaybetmiş bir eğitim sistemiyle, siyasal iktidarın arka bahçesine dönüştürülen, nitelikten çok niceliksel büyümeyi öne çıkaran   üniversiteler ile ülke geleceğinin aranması olanaklı değil. Tüm bu süreçler genç insanlarımızı tüm alanlarda vasatlık döngüsünde   bırakıyor. Dilini öğrenemeyen, en basit matematik işlemleri yapamayan, analitik düşünmeyen kuşakları yetiştirmekle ilgili anlayışı ülkenin aydınlık geleceği adına terk ederek eğitimde "nitelik devrimi" yapmayı hayat zorluyor.  Çözüm ülkenin tüm çocuklarına eşitlikçi, nitelikli kamusal nitelikli eğitim vermekten geçmektedir. 2022-LGS ve özellikle 2022 YKS sonuçlarının en belirgin özelliği sorulara verilen doğru yanıtların ortalamasının çok düşük olmasıdır. Bu sonuçlar çöken bir orta eğitim sistemini işaret etmektedir.  Bu süreçlerden üniversite eğitimleri de etkilenmekte ve orta öğretimdeki nitelik kaybı üniversiteye yansımaktadır.

Peki, Altılı Masa’dan eğitimle ilgili radikal çözümler bekliyor musunuz?

Beklediğimiz tüm sorunların çözümü biraz zor…  Ama demokratik hukuk devletinde, adalet düşüncesinde ortaklaşma içselleştirilirse, ülkenin tüm çocuklarına nitelikli, laik-bilimsel eğitimde, liyakatta uzlaşma sağlanırsa ülkeye çok değerli katkı yapmış olurlar. Ülkenin aydınlık geleceği adına yapılacak pek çok şey olacağını düşünüyorum.

'ALTILI MASA EĞİTİM REFORM BELGESİNİ SUNMALIDIR' 

Bir eğitim reformu mu gerekiyor?

Türkiye okul öncesinden üniversiteye, öğretmen yetiştirmeden, mesleki eğitime bir "eğitim reformu" yapma iradesini ortaya koymalıdır. Ülkeyi yirmi yıldır yöneten kadrolar bu işi yapamayacağına göre kendilerine "Altılı Masa veya Millet İttifakı" olarak tanımlayan altı siyasal parti bir an önce topluma “eğitim hakkı ve laik eğitim” referansıyla nasıl bir eğitim reformu yapacaklarına ilişkin bir belgeyi sunmalıdır. Unutulmamalı ki insan hakkı olan eğitim "insanlaşma, özgürleşme, toplumsallaşma, aydınlığı, iyiyi, güzeli, doğruyu aramanın, yoksulluktan kurtulmanın" onurlu yolculuğudur. Önümüzdeki dönemlerde yapılacak bir eğitim reformu arayışında "eğitim hakkını temel alarak ülkenin tüm çocuklarına nitelikli eğitim olanakları sağlamak, laik, demokratik, bilimsel, karma eğitimi okullarımızda egemen kılmak, eğitimdeki dinselleştirmeyi ve  piyasalaştırmayı son vermek, nitelikli öğretmen yetiştirmeyi sağlayarak okullardaki öğrenme etkinliğini hayatın gerçek problemleri üzerinden gerçekleştirmeyi hedefleyen öğrenci merkezli eğitimi temel almak, sanat eğitimini önem vermek ve öğrencilerin bütünsel gelişimini önceleyen, onların bilişsel, duyuşsal gelişimini temel alan, toplumun gereksinmelerini önceleyen işlevsel bir eğitim anlayışı" öne çıkarılmalıdır.

Son olarak çözüm önerileriniz neler?

Eğitim bir insan hakkıdır. Sosyal devlet, ülkenin tüm çocuklarına parasız, nitelikli eğitim sağlamak durumundadır. Türkiye'de okullar sadece diploma veren, öğrencileri dönüştürmeyen, onları toplumsallaştırmayan, sanatla, kültürle buluşturmayan, hayallerini gerçekleştirmenin yollarını açmayan, eşitsizlik üreten kurumlara dönüşmüştür.  Ülkede siyasal iktidarın ürettiği iklim de eğitimdeki çöküşün en önemli nedenidir. Eğitim sistemini neoliberal politikalar, ilahiyatçı-imam hatipli yandaş kadrolarıyla dinselleştirerek, ele geçirmeyi temel alan bir anlayışla ülkemiz yol alamaz ve alamıyor da.

Eğitimdeki sınıfsal, cinsiyete ve coğrafyaya dayalı eşitsizlikler toplumsal adalet düşüncesiyle mutlaka aşılmalıdır. Altılı Masa, eğitimde adalet düşüncesiyle ülkenin eğitim sorunları üzerinde çalışarak, sorunları ve çözüm yollarını ortaklaştırmalıdır. Yirmi yıllık siyasal iktidarının yarattığı iklim nedeniyle iyi eğitim almış pek çok genç insan okumak, iş bulmak adına yurt dışına gitmek eğilimindedir. Bu durum alınacak önlemlerle mutlaka çözülmelidir.  Ülkemizin tüm okullarını çocuklarımız için eğitim cennetine dönüştürmek, ışık saçan eğitim kurumları oluşturmak acil, güncel bir görevdir. Beklenti ve umut, Altılı Masa’nın ortaklaşarak ülke gereksinmelerini temel alan bir eğitim reformu önerisini topluma sunmasıdır.