Pülümürlüler RES değil koruma statüsü istiyor

Duygu Kıt

DERSİM - Dersim'in Pülümür ilçesine bağlı Dağyolu, Süleymanuşağı, Hacılı, Göcenek ve Közlüce köylerini kapsayan mera alanlarına Mina Marble Mermer Ticaret A.Ş. tarafından 10 adet Rüzgar Enerji Santrali (RES) yapılmak isteniyor. Projeden ilam kararı aracılığıyla haberdar olduklarını belirten Pülümür Belediye Başkanı Müslüm Tosun, “Halk tepkili, belediye olarak sürecin takipçisi olacağız” dedi.

'POJE, MERAMIZIN İÇİNDEN GEÇİYOR'

21 Aralık 2023 günü Mina Marble Maden Ticaret A.Ş. tarafından yapılmak istenen Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) toplantısı, Pülümür halkının protestosu nedeniyle ertelenmiş, toplantıyı protesto eden çevre dernekleri ve köylüler projeye izin vermeyeceklerini dile getirmişlerdi. Söz konusu RES projesinin, köylerdeki canlı yaşamını olumsuz yönde etkileyeceği, proje kapsamındaki bölgede nesli tükenme tehdidi altında olan canlı türlerinin bulunduğu belirtilmişti.

Projenin mera alanlarına yapılacağını belirten Göcenek köyü muhtarı İsmail Turan proje ile köylerindeki üretimin bitme noktasına geleceğini belirtti. Turan şunları söyledi: “Projede belirtilen köyler yan yana ve proje meramızın içinden geçiyor. Meramız küçük olduğu için köydeki üretim bitme noktasına gelecek. Bu meralarda şu anda hayvancılık ve arıcılık yapıyoruz. Ayrıca köyümüzde daha önce krom madeni açılmıştı. Bunun sonucunda sulama suyumuz tamamen tahrip edilmiş ve çeşitli yerlere başvurmamıza rağmen hiçbir sonuç alamamıştık. Projeye karşıyız ve doğru bir şekilde bilgilendirmek istiyoruz.”

‘PROJE ALANINDA YABAN HAYATI VE BİTKİ ÇEŞİTLİLİĞİ YOĞUN’

Bölge halkının RES’e onay vermediğini belirten Pülümür Belediye Başkanı Müslüm Tosun, projenin ÇED aşamasında olduğunu ve ne zaman başlayacağının henüz bilinmediğini belirtti. Köylülerin projenin yapılmaması noktasında hem fikir olduğunu ifade eden Tosun, sürecin takipçisi olacaklarını belirterek şu bilgileri paylaştı: “Proje, Cankurtaran diye tabir ettiğimiz zirveye paralel beş köyü kapsıyor. Ama 12 civarı köyü etkileyen bir proje. Yapılması planlanan yerler yerleşim yerlerine yakın ve mera alanları. Ayrıca bu köylerin olduğu bölgede ciddi bir arıcılık faaliyeti söz konusu. Pertek ve Çemişgezek bölgesindeki hayvan sahipleri de yazın burayı kullanıyor. Pülümür’deki arıcıların büyük bölümü o alanı kullanıyor. Keza ilin birçok yerinden gelen arıcılar da burada konaklıyor. Bu yüzden proje arıcılık için çok ciddi tehlike arz ediyor. Ayrıca bu bölgede yaban hayatı ve bitki çeşitliliği çok fazla. Bunların hepsine engel teşkil edeceği için bu projenin yapılmaması konusunda genel bir eğilim var.”

‘BÖLGE RES’E DEĞİL KORUMA STATÜSÜNE KAVUŞMALI’

Türkiye Barolar Birliği Kent Koruma Kurulu Üyesi avukat Barış Yıldırım, bölgenin ekolojik açıdan önemli olduğunu ve insan etkileşiminin dahi kontrol altında tutulması gerektiğini belirterek şöyle devam etti: “Bölge, 2012 yılında yürürlüğe giren Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli çevre planı hükümlerine göre mera, 6831 sayılı orman kanunu hükümlerine göre ormanlık alan olarak ayrılmış yine 5403 sayılı toprak koruma ve aracı kullanımı çerçevesinde tarım arazisi olarak ayrılmış bir saha. Bölge, ekolojik öneme bir sahip. Rüzgar tribünlerin inşasının planlandığı saha Sansa Havzası olarak değerlendirilen Karasu Fırat Nehri'nin geçtiği bölge. Bölgede yüksek miktarda arıcılık yapılıyor. Ve bilimsel olarak ortaya konulmuş verilere göre arıcılık faaliyeti bu tribünlerden son derece olumsuz şekilde etkileniyor. Dolayısıyla bölgenin temel geçim kaynağı olan arıcılık faaliyeti ve halk tepkili. Bölge ayrıca yaban hayatı açısından çok önemli. Burada bırakın RES’i, insan etkileşiminin dahi kontrol altında tutulması gerekiyor. Yine bu bölgede yeryüzünde neslinin 150 yıl önce tükendiği sanılan sarı horoz gülü bulundu. Dolayısıyla bu zengin ekosistemin korunması için kesinlikle bu projenin hayata geçirilmemesi lazım. Aksine buranın doğa koruma statüsüne kavuşturulması gerekiyor.”