Putin kime meydan okuyor?
Putin basın toplantısında pek çok noktada meydan okuyan açıklamalar yaptı. Ekonomik veriler konusunda gurur vurgusu dikkat çekti. Ancak Putin’in net olarak kime meydan okuduğu anlaşılamadı, meydan okumadan ziyade görülen, propaganda izleriydi.
Salondaki heyecanlı bekleyiş, nihayet duyurulan kanalların canlı yayına geçmesiyle dünyanın pek çok yerinden canlı izlenmeye başlanıyor. İlk dikkat çeken, gazetecilerin geçen yıllarda bir koltuğa neredeyse üç kişi otururken bu yıl 1,5 metre arayla oturması. Yüzlerdeki maskeler dikkat çeken diğer önemli ayrıntı. Her yıl olduğu gibi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in oturduğu koltuğun yerinde yeller esiyor. Nihayet Putin görünüyor. Ancak salonda değil, dev bir ekranda. Bu yıl diğerlerinden farklı olarak Putin Moskova’da gazetecilerle aynı salonu paylaşmıyor. Canlı yayına Novo-Ogaryovo’daki (Odintsavo-Moskova) malikânesinden video konferansla katılıyor.
Putin dahil herkesin şıklık yarışına girip sabahın erken saatlerinde ekran için hazırlanmasının nedeni, Rusya’da gelenekselleşen 'başkanın yıllık basın toplantısı'. Rusya devlet başkanı her yıl gazetecilerden, halktan, akademisyenlerden, sivil toplum örgütü temsilcilerinden sorular alıyor ve onlara yanıt veriyor. Putin’in bu toplantıya hazırlığının 10 günden fazla sürdüğü gelen kulis bilgilerinden. Hummalı hazırlığın nedeni soruların çeşitliliği; bir anda Ukrayna üstüne soru da gelebiliyor, Ural bölgesindeki çöp sorunu da ve elbette ekonomi ve enerji de. Yine soru çeşitliliğinin hâkim olduğu bu yılki toplantı 4,5 saat sürdü ve Putin, 55 soruya yanıt verdi. Putin’in toplantıda söylediklerine ve sessiz kaldıklarına kulak vermek Rusya’yı ve Kremlin’in tavrını anlamak açısından önemli.
GURUR KARIN DOYURMUYOR
Yılın ilk sorusu Rusya’da 2020’nin nasıl geçtiği üstüne. Putin pandeminin etkilerini anlattıktan sonra bir anda Rusya halkının bu zorlukları nasıl gururla ve başı dik karşıladığını anlatıyor.
“Halka moral vermek için mi böyle devam ediyor” demeye kalmadan Putin’in gelecek soruya kendini hazırladığı, soru gelmeden cevap verme stratejisine geçtiği, Rusya ekonomisinden bahsetmesiyle anlaşılacaktı.
Putin’in aktardığına göre Rusya 2020’de yüzde 3,6 düzeyinde küçüldü. Benzer biçimde 2020 başında yüzde 4,7 olan işsizlik oranı Aralık 2020’de yüzde 6,3’e çıktı. İflas, küçülme gibi sebeplerle işsizlikte artışın yıl sonuna kadar devam etmesi bekleniyor. Ancak can yakıcı olan bir diğer gerçek, reel ücretlerdeki erimeydi. Putin’in aktardığı veriler uyarınca, reel ücretin en az yüzde 3 düzeyinde azalması işten bile görünmüyor. Yani bir çalışanın maaşıyla alabileceği ürün ve hizmet oranı şimdilik yüzde 3 düzeyinde azaldı. Rusya’da asgari ücretin yaklaşık 196-250 dolar arasında değiştiği dikkate alındığında reel ücretlerdeki bu düşüş toplum için “gurur tek başına karın doyurmuyor” sözünün canlı örneği oluyor.
'OPEC ANLAŞMASI RUSYA’NIN BÜYÜMESİNE ENGEL'
Toplantının dikkat çeken bir diğer unsuru, OPEC ile yapılan petrol üretim kesintisi kararının enerji ile ilgili sorularda değil, ekonomi açısından gündeme taşınmasıydı. Rusya’da enerji gelirlerinin ilgili yan sektörlerle beraber bütçede yüzde 40'a yakın paya sahip olduğu dikkate alındığında, elbette enerji ile ilgili mesele ekonomiye gebe olacaktı, ancak bu sefer yaşanan sadece bununla sınırlı değildi.
Putin, sanayi büyümesi ve petrol arasındaki ilişkiyi aktarırken ilk defa OPEC’ten bahsetti. Deneyimli lider, 2020’de sanayi üretiminin yüzde 3 düştüğünü, temel nedenininse Rusya ve OPEC'in üretim kesintisi kararı olduğunu söyledi. Mesaj bu yönüyle ilginç.
Mesajın ilginç olmasının sebebi, Rusya’nın 2016’dan bu yana OPEC ile OPEC+ şemsiyesi altında üretimde kesintiye gitmesi. Üstelik daha önce de sanayide küçülmeler yaşanmış olmakla beraber ilk defa gerekçenin OPEC ile yapılan anlaşma olarak sunulması.
Rusya ile OPEC üretimde kesintiye gidiyor, ancak aynı zamanda küresel petrol talebinde de pandemi önlemleri uyarınca düşüş gözlemleniyor. Hâl böyle olunca nasıl oluyor da Rusya’nın sanayi üretimi ile petrol kesintisi arasında “ana sebep” denecek bir ilişki kuruluyor anlamak biraz güç.
Putin’in siyasi stratejisi ve bu basın toplantısının içeriye olduğu kadar küresel düzeyde mesajlar içeren bir toplantı olduğu dikkate alındığında, Kremlin yönetimi acaba bir sonraki OPEC toplantısında “ekonomim olumsuz etkileniyor, OPEC+ kesintileri için benden bu kadar” demeye mi hazırlanıyor, sorusu akla geliyor.
SPUTNİKLER VE SÖZÜM SENETTİR AÇIKLAMASI
Korona salgını boyunca ABD, Çin, Rusya, Almanya ve İngiltere’nin başı çektiği devletler durumun aciliyeti uyarınca aşı çalışmaları için “vira vira” dedi. Oxford’un aşısında gelişmeler, ABD-Almanya aşısından üçüncü faz denemeleri sürerken Moskova, Rusya aşısının hazır olduğunu söyledi. Ancak yapılan detaylı araştırmalarda Sputnik V’in üçüncü faz denemelerinin yapılmadığı anlaşıldı.
Rusya aşısının adı Sputnik V. İsmin esin kaynağı SSCB’nin Soğuk Savaş’ta Batı kampı lideri ABD’ye meydan okumasının sembolü, 1957’de dünyanın yörüngesine yerleştirilen ilk yapay uydu, Sputnik’ten geliyor. Sputnik uydusu üç kamplı (SSCB-Doğu Bloku, Batı Bloku ve Bağlantısızlar Bloku) Soğuk Savaş koşullarında SSCB’nin stratejik üstünlük kazanmasının da sembolü. Bu üstünlüğe neden olan çıkarım şöyle: Moskova, bu kadar güçlü ve uzun menzilli bir füze yapmasıyla, bu füzelere nükleer başlık yerleştirip ABD’yi rahatlıkla vurabilir.
Aşıya bu ismin verilesinin geri planında da Covid-19’a aşıyı ilk bulan devlet olmanın yaratacağı stratejik üstünlük. Ağustos ayındaki alelacele açıklamanın ardında da bu saik vardı. Her ne kadar Putin basın toplantısında Sputnik V’in virüse karşı yüzde 95 oranında etkili olmasından, ne kadar güvenilir olduğundan bahsetse de aşının kaç kişi üstünde denendiğini, gelen sonuçlara dönük bilgileri paylaşmadı. Bunun yerine Rusya’nın aşıyı bulan ilk devlet olduğunu ifade etmekle yetindi. Ancak Putin’in bu açıklaması, karşıda şüpheleri gidermeye yetmiyor. Hele ki 1957’de SSCB’nin elde ettiği stratejik üstünlüğe dönük şüphe yokken aynı isimle aşı üretmek ve 21. yüzyıldaki bilgiye erişim ve sorgulayıcı dinamiklerin artışı dikkate almadan benzer bir üstünlük iddiasına yaslanmak güven açısından “sözüm senettir, garantisi benim”den öteye gitmiyor, yavan kalıyor.
YÜREKLERE SU SERPEN AÇIKLAMA(!): RUSYA İŞİNİ TAM YAPAR
Rusya ve sağlık denildiğinde merak edilen bir diğer konu, muhalif bir liderin zehirlenmesinde Kremlin’in parmağı olduğuna dönük iddia. İddiaya konu olan olaylar silsilesi şöyle: Rusya’daki önemli muhalif liderlerden Aleksey Navalny 20 Ağustos’ta Sibirya’dan Moskova’ya dönerken uçakta fenalaşmış ve hastaneye kaldırılmıştı. Tedavisine Almanya’da devam edilen Navalny’nin vücudunda, 2018’de İngiltere’de bir ajanın zehirlenmesinde kullanılan Novichok isimli madde bulunmuştu. Navalny iyileşmesinden kısa süre sonra Der Spiegel’e verdiği mülakatta zehirlenmesinin ardında Putin’in olduğunu iddia etmişti.
Öte yandan Kremlin yönetimi daha önce de bu iddiayı yalanmış olsa da Putin bu sefer hem Batı’yı hem de Navalny’yi sert sözlerle eleştirerek ve tuhaf bir akıl yürütmeyle “biz yapmadık” dedi.
Kıdemli siyasetçi, “Onu (Navalny) zehirlemeye neden gerek olsun ki. FSB’nin bu konuda dahli yok. Eğer FSB ajanları bu işi yapmak isteseydi, işini bitirirdi” dedi. Sözlerinin devamında Navalny’nin Amerikan istihbarat servisince desteklendiğini iddia eden Putin, Navalny dosyasını haberleştiren Bellingcat sitesini, ABD’nin verdiği materyali kullanmakla suçladı.
Putin bu konuda ilk defa bu kadar açık bir yorumda bulundu, Navalny konusunda daha önce gerekli açıklamaları Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ya da Dmitri Peşkov yapıyordu. Ancak diğer iki siyasetçiden farklı olarak Putin iddiaları maddi kanıtlar göstererek çürütmek yerine, Navalny’yi küçümsedi. Dahası “Rusya böyle bir şey yapacak bir devlet değil, nasıl bir muhalifi zehirlediğimizi iddia edersiniz?” demek yerine, 'biz yaptığımız işi yarım bırakmayız, biz olsaydık işi çoktan bitmişti' minvalinde tuhaf ve meydan okuyan bir açıklama yaptı. Yani Putin, iddiayı çürütürken maddi sorunlara işaret etmek yerine, FSB’nin işinde ne kadar iyi olduğunu anlattı. Bu mesaj toplumdaki her muhalif bireye bir yanıyla “ayağınızı denk alın” demek anlamına da geliyor.
Putin basın toplantısında pek çok noktada meydan okuyan açıklamalar yaptı. Ekonomik veriler konusunda gurur vurgusu dikkat çekti. Ancak Putin’in net olarak kime meydan okuduğu anlaşılamadı, meydan okumadan ziyade görülen, propaganda izleriydi. Yine de bu toplantının yapılması ve Putin’in sorulara sabırla kendince yanıt vermesi önemli. Putin’in sözlerinin karşılığı, 2021’de ya da daha uzun bir zamanda gerçeklik kazanacak.
Mühdan Sağlam Kimdir?
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda doktorasını yapmıştır. Enerji politikaları, ekonomi-politik, devlet-enerji şirketleri ilişkileri, Rus dış politikası ve enerji politikaları, Avrasya enerji politiği temel ilgi alanlarıdır. Gazprom’un Rusyası (2014, Siyasal Kitabevi) isimli kitabın yazarı olup, enerji ve ekonomi-politik eksenli yazıları mevcuttur. Barış için Akademisyenler “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisini imzaladığı için 7 Şubat 2017'de çıkan 686 sayılı KHK ile üniversiteden ihraç edilmiştir. 8 Kasım 2023'te Ankara İdare Mahkemesi kararıyla Mardin Artuklu Üniversitesi'ndeki görevine iade edilmiş, ancak 27 Şubat 2024'te İstinaf Mahkemesi kararıyla yeniden ihraç edilmiştir. 2017-2023 yılları arasında aralarında Gazete Duvar, Almonitor, Kısa Dalga ve Artı Gerçek'in de bulunduğu medya kuruluşlarında çalışmıştır.
'Ortadoğu’da Kürt meselesinin çözümü Türkiye'siz düşünülemez' 13 Kasım 2024
'Erdoğan Kürt Sorununu çözmeye değil stabilize etmeye çalışıyor' 04 Kasım 2024
Yapay zekanın açıldığı kapı: Nükleerin yeniden keşfi 30 Ekim 2024
Cumhuriyet'in 101. yılı: Demokrasi, laiklik, anayasa, eşit yurttaşlık 29 Ekim 2024 YAZARIN TÜM YAZILARI