Putin: Nükleer savaş tehdidi artıyor, bizi vurduklarında karşılık vereceğiz
Nükleer savaş tehdidinin arttığını belirten Rusya Devlet Başkanı Putin, nükleer silahı ilk kullanan taraf olmayacaklarını fakat savunma için nükleer silahları göz önünde bulundurduklarını söyledi.
DUVAR - Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya İnsan Hakları Konseyi toplantısında konuştu.
Sputnik Türkiye'de yer alan habere göre, Rusya ve yurt dışında sivil toplum kuruluşlarıyla çalışan Rusya İnsan Hakları Konseyi'nin insan haklarıyla ilgili sorunların ele alındığı "etkili bir uluslararası platform görevi görebileceğini" söyleyen Putin, "Mevcut yaklaşımlar etraflı şekilde analiz edilmeli, zira bunlar iyi olmaktan uzak, tamamen farklı hedeflere ulaşmak için kullanılmaya başlandı. Özellikle de insan hakları doktrininin devletlerin egemenliğini yok etmek, Batı'nın siyasi, mali, ekonomik ve ideolojik tahakkümünü meşru kılmak için kullanıldığını görüyoruz" ifadelerini kullandı.
'EK SEFERBERLİĞE İHTİYAÇ YOK'
Ukrayna'ya yönelik askeri saldırının ardından Rusya'da gerçekleştirilen kısmi seferberlikte kapsamında askere alınan 300 bin kişiden 150 bin kişinin birliklerde, onların 77 bininin muharip birliklerde ve cephede olduğunu anlatan Putin, Rusya'dan ek seferberlik yapılacağına dair söylemlerin anlamsız olduğunu, şu anda buna ihtiyaç duyulmadığını vurguladı.
Putin, geriye kalan 150 bin askerin poligonlarda veya eğitim merkezlerinde eğitimlerini sürdürdüğünü, bu askerlerin bir nevi yedek muharip güç olarak tutulduğunu belirtti.
'BİZİ VURDUKLARINDA KARŞILIK VERECEĞİZ'
Dünyada nükleer savaş tehdidinin arttığını belirten Putin, Rusya'nın asla nükleer silah kullanan ilk taraf olmayacağını söyledi.
Rusya'nın nükleer kuvvetlerinin herhangi bir ülkeden çok daha gelişmiş olduğunu belirten Putin, Rusya'nın nükleer silahlarını "ustura gibi sallama" niyetinde olmadığını ancak onları "dizginleyici faktör" olarak gördüğünü ifade etti.
Putin, "Biz aklımızı yitirmedik, nükleer silahların ne olduğunun farkındayız. Bu araçlara sahibiz ve bunlar diğer tüm nükleer ülkelerden daha gelişmiş ve daha modern seviyede. Bugün için bu, açık bir gerçek. Bu silahları tüm dünyaya bir ustura gibi sallama niyetinde değiliz. Nükleer silaha sahip olmak, çatışmaların genişlemesini provoke eden değil, dizginleyen bir faktör" dedi.
"Rusya'nın her halükarda nükleer silah kullanan ilk taraf olmayacağını ve bunun ikinci kullanan olmayacağı anlamına geldiğini" de belirten Putin, çünkü Rusya topraklarına nükleer saldırı düzenlenmesi durumunda Rus ordusunun nükleer silah kullanma imkanının son derece kısıtlanacağını dile getirdi.
Putin, "Bununla birlikte, savunma araçlarını kullanma stratejimiz var. Buna göre savunma için kitle imha silahlarını, nükleer silahları göz önünde bulunduruyoruz, tüm bunlar sözde misilleme saldırısı için ayarlandı, yani bizi vurduklarında karşılık vereceğiz" diye ekledi.
'ABD'NİN AKSİNE NÜKLEER SİLAHIMIZI KİMSEYE VERMEDİK'
Eski İngiltere Başbakanı Liz Truss'ın nükleer silah kullanmaya hazır oldukları açıklamasını hatırlatan Putin, "Eski İngiltere Başbakanı, bunu yapmaya hazır olduğunu kamuoyu önünde söyledi. Buna cevaben ben de bazı hususları vurgulamak durumunda kaldım. Kimse Truss'ın sözlerini dikkate almadı ancak bizim söylediklerimizi hemen köpürtüyorlar ve bunları kullanarak tüm dünyayı korkutuyorlar" diye konuştu.
ABD'nin Avrupa kıtasına çok sayıda taktik nükleer silah konuşlandırdığını söyleyen Putin, "Biz, kendi nükleer silahımızı kimseye vermedik ve vermiyoruz. Ancak doğal olarak, gerektiğinde müttefiklerimizi elimizdeki tüm araçlarla koruyacağız" dedi.
'POLONYALI MİLLİYETÇİLER UKRAYNA'NIN BATISINI ALMAK İSTİYOR'
Polonya hükümetinin Ukrayna konusundaki tutumuna değinen Rusya lideri şöyle konuştu:
"Polonya'daki aşırı milliyetçi çevreler sözde tarihi topraklarını geri almanın hayalini kuruyor. Yani Ukrayna'nın İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Josef Stalin'in kararları sonucunda aldığı batı bölgelerini almanın. Bunu edebiyat eserlerinde, analizlerinde, açıklamalarında bile görüyoruz. Eninde sonunda mesele oraya varacak. Bundan hiç şüphe duymuyorum."
Putin, "mevcut koşullarda bugün sınırlar dahilinde Ukrayna'nın toprak bütünlüğünün ve egemenliğinin tek gerçek garantörünün Rusya olabileceğini, zira Ukrayna'nın bu toprakları İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra almasını sağlayanın bizzat Rusya olduğunu" savundu.