YAZARLAR

Putin’in Bakü seyahati: Yeni denkleme ve şartlara hazırlık

Putin, Azerbaycan ziyaretiyle bir yandan bölge ülkelerine burayı yakından izlediğini ve hala nüfuz alanı olarak gördüğünü, bir yandan da içinde bulunduğu yeni koşullar uyarınca ekonomi ve enerji politikası açısından zararını karşılayacak alternatifler aradığını gösteriyor.

Rusya devlet başkanı Vladimir Putin, geçtiğimiz hafta uzun bir aradan sonra Azerbaycan’a bir ziyaret gerçekleştirdi. Bakü’de mevkidaşı İlhan Aliev ile görüşmesinin yanında özel ev ziyaretinde de bulunan Putin’in gündeminde kapsamlı başlıklar vardı.

Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki barış görüşmelerinden enerji takasına, Zengezur Koridoru’nun geleceğinden Rusya’nın bölgedeki rolüne kadar pek çok konunun ele alındığı bu ziyaret Rusya’nın yakın çevresinde yeniden şekillenen denkleme adaptasyonu konusunda önemli ipuçları taşıyordu. Bu hafta Putin’in Bakü ziyaretinde öne çıkan bazı başlıkları ele alacağız.

ERMENİSTAN İLE KOPUŞ AZERBAYCAN İLE YAKINLAŞMA

Putin’in ziyareti kapsamında belki en önemli başlık Azerbaycan ile Ermenistan arasında süren barış görüşmeleri. İki tarafın dışişleri bakanları temsilinde süren görüşmelerde taraflar ciddi biçimde yol katetti, öyle ki Zengezur Koridoru hali hazırda ilerlemeyi sekteye uğrattığı gerekçesiyle “daha sonra”ya ertelendi.

Rusya Karabağ Savaşı başladığında alışık olunandan farklı olarak tarafsızlığa yakın bir politika izlerken 2020 Kasım'ındaki ateşkes anlaşmasında üçlü bir anlaşma çıkarmıştı. Geçtiğimiz yıl Karabağ’ın Azerbaycan tarafından alınması sürecinde Rusya, Ermenistan’ın Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü’ne gelen yardım talebini, savaşın Azerbaycan topraklarında gerçekleştiğini ifade ederek reddetmişti. Bu durum, Batı yanlılığı ve Rusya’ya mesafesi nedeniyle sıkıntılar yaşayan Nikol Paşinyan yönetimindeki Ermenistan ile Rusya ilişkilerindeki esen soğuk rüzgârları pekiştirdi. Nihayetinde Ermenistan’ın Şubat 2024’te resmen Roma Statüsü-Uluslararası Ceza Mahkemesine taraf olmasıyla (Bu Putin Ermenistan’a giderse tutuklanacak demek) taraf olmasıyla sürdü. Öte yandan Moskova, Bakü ile bir denge yakalamayı başardı ve böylesine bir çalkantılı süreç yaşamadı. Ancak tarafların talebiyle iki önemli gelişmeyle Rusya’nın bölgedeki ağırlığı azaldı: Asker çekme.

İlk olarak Rusya Dağlık Karabağ’da bulunan askeri gücünü aşamalı olarak çekti. Benzer biçimde 1 Ağustos itibariyle Rusya askerleri iki ülke arasındaki sınırdan ve Erivan’da bulunan Zvartnots Uluslararası Havalimanı'ndan tamamen çekildi. Bir başka anlatımla Bakü ve Erivan baş başa kaldı.

Askerlerin çekilmesiyle Rusya’nın denklemdeki pozisyonunda bir gerileme oldu. Bu gerilemeyi telafi etmek için Moskova, kısa süre önce Karabağ’da bir konsolosluk açma talebinde bulundu. Rusya, bu taleple en azından diplomatik bir misyonla buradaki varlığını sürdürmek istiyor. Ayrıca Putin’in “Barış konusunda üzerimize düşen bir rol varsa hazırız” açıklaması da aslında Rusya’nın istekliliğini de gösteriyor. İki taraf görüşmelerini Kazakistan’da gerçekleştiriyor.

Putin’in Azerbaycan’a gidişi, yeni denklemde Rusya’nın olanları yakından takip ettiğini, gerektiğinde devreye girebileceğini gösteriyor. Bir başka anlatımla Rusya arka bahçesi olarak tanımladığı yerde “denklem yeni olabilir, çekilmiş görünüyor olabilirim, ancak bir yere gitmiş değilim” mesajı verdi.

KAPIDAN KOVSANIZ BACADAN GİRERİM: RUSYA-AZERBAYCAN TAKASI

Azerbaycan, Ukrayna Savaşı’yla beraber Rusya’dan gelen gaza alternatif adreslerden biri olarak işaretlenmişti. Ukrayna üzerinden Avrupa’ya aktarılan Rusya menşeli gazın sözleşmesi bu yıl bitecek, yani Avrupa’da 14.6 bcmlik bir gaz açığı oluşacak. Bu Rusya için gelir kaybı anlamına gelirken Avrupa alternatif arayışının hızlandırılması demek. Bu çerçevede Ukraynalı yetkililer Azeri gazının Ukrayna üzerinden Avrupa’ya aktarılabileceği fikrini önerdi. Ancak Azerbaycan’ın üretim kapasitesi ve iç tüketimi bu miktarda gazın ihracatına engel olarak görülebilir, en azından kısa sürede bunun yönetilmesi kolay değil. İşte bu noktada Putin’in ziyaretinin gaz konusuna dönük bir perspektif içerip içermediği sorusu beliriyor. Putin’in heyetinde enerji ilişkilerinden sorumlu Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak’ın yer alması bu ihtimali güçlendiriyor. Rusya ile Azerbaycan arasında enerji ilişkilerinin yüklü bir geçmişi var. Son olarak iki taraf 2022 Kasım’ında Rusya’dan Azerbaycan’a yıllık 1 bcm’lik gaz ihracatını öngören anlaşmayı imzalamıştı.

Bu ziyaret ve sonrasında gündeme gelen Rusya’nın Azerbaycan ile bir nevi takas anlaşması yapmak istemesi. Böylece Azerbaycan iç tüketiminde Rus gazının payını artacak. Azerbaycan ise boşa çıkan gazı Avrupa’ya aktarabilecek. “Rusya kendisinin çıktığı bu pazarda için Azerbaycan’a neden yardım ediyor?” sorusuna yanıt vermek gerekirse; bunun ekonomik ve jeopolitik üç gerekçesi olduğu iddia edilebilir.

İlk olarak elbette Gazprom, Azerbaycan iç piyasasına Avrupa’ya sattığı fiyattan gaz satamayacak, bu şirket için ekonomik kayıp. Ancak akmasa da damlasın mantığı burada da geçerli. Bu takas anlaşması yapılsa da yapılmasa da Gazprom, Avrupa pazarındaki gelirinden olacak. Yani geçtiğimiz yıl 7 milyar dolar zarar eden şirketin zararı katmerlenecek. İşte bu noktada şirket Azerbaycan’a gaz satarak “kâr elde edemiyorum madem, bari zararımı azaltayım” bakış açısıyla bu anlaşmayı destekliyor.

İkincisi, Rusya bu takas yoluyla özellikle ekonominin en önemli ayağını oluşturduğu Rusya-Azerbaycan ilişkisini güçlendirebilecek. Dahası Putin’in daha önce “Avrupa bizden doğrudan gaz almıyor, ancak üçüncü ülkeler yoluyla alıyor” açıklamasına yeni bir örnek eklenecek. Eklenen yeni örnek Rusya açısından “Kapıdan kovsanız bacadan girerim” diyebileceği bir strateji çeşitliliğini göstermiş olacak.

Son olarak Azerbaycan ile enerji ilişkilerinde artan ihracat miktarı aradaki bağların kuvvetlenmesine ve Batı’nın Azerbaycan üzerindeki etkisinin dengelenmesine katkı sunacak. Ancak görüşmeden bir anlaşmanın çıkmadığını ve Aliev’in bu konuda stratejik bir denge gözeterek adım atacağını hesaba katmak lazım.

ZENGEZUR KORİDORU VE RUSYA’NIN POZİSYONU

Görüşmede gündeme gelen konu başlıklarından bir diğeri Zengezur Koridoru. Bahse konu koridor, Azerbaycan ile Nahçıvan arasındaki ulaşım için Zengezur'dan geçen yolun Rusya’nın ekslavı olan Kaliningrad statüsünde olmasına dayanıyor. Rusya anakarası ile Kaliningrad arasında doğrudan kara bağı bulunmuyor ve ulaşım Litvanya üzerinden sağlanıyor. Rusya'dan Kaliningrad'a giden Rus vatandaşları ve nakliye gümrüğe takılmadan Litvanya üzerinden özel bir geçişle sağlanıyor. Azerbaycan da Nahçivan'a ulaşmak için Ermenistan'dan Litvanya’nın yaptığı gibi bir yol izlemesini istiyor.

Zengezur Koridoru, jeopolitik açıdan yalnızca Azerbaycan ile Nahçıvan arasında doğrudan bir kanal olacağı için önem taşımıyor. Koridor, Türkiye ile Azerbaycan, Çin ile Avrupa arasında bağlantı sağlama olanağı da sunuyor. Rusya, potansiyeli yüksek olan bu geçiş yolu konusunda destekleyici bir pozisyonda yer alıyor. Zira Kasım 2020’de Moskova’da imzalanan ateşkes anlaşması, koridorun güvenliğinin sağlanmasını Rusya Federasyonu Federal Güvenlik Servisi Sınır Muhafıza Servisi’ne veriyor. Rusya açısından bu şu anlama geliyor:

2020 itibariyle bölgede değişen dinamikler ve yeni denkleme nüfuz alanını koruyarak entegre olma, olası bir çatışma ihtimalini aza indirme ve en önemlisi ekonomik ve jeopolitik olarak yüksek beklentilere neden olan bu koridorda etkin bir pozisyon üstlenme, masada söz sahibi olma. Daha önce de belirtildiği gibi barış görüşmelerinde taraflar koridor ile ilgili maddeyi erteledi ve ortaklaşma önemli ölçüde sağlandıktan sonra bu konuyu ele almaya karar verdi. Şayet görüşmelerden olumlu sonuç çıkarsa Rusya yine bölgede karşımızda olacak.

Rusya’nın başının Ukrayna dolayısıyla kalabalık olması, Güney Kafkasya’da gücünde erozyona neden olmuştu. Her ne kadar bu süreçte Azerbaycan ile görüşme trafiği sürse de Rus askerlerinin bölgeden çekilmesiyle Rusya açısından bir boşluk oluşmuştu. Putin bu ziyaretiyle bir yandan bölge ülkelerine burayı yakından izlediğini ve hala nüfuz alanı olarak gördüğünü, bir yandan da içinde bulunduğu yeni koşullar uyarınca ekonomi ve enerji politikası açısından zararını karşılayacak alternatifler aradığını gösteriyor. Azerbaycan ile Rusya arasında imzalanacak bir takas anlaşması, varılacak denge ve ekonomik getiri yalnızca bölge politikası açından değil, Rusya’nın Ukrayna Savaşı’ndaki saldırı ve savunma pozisyonuna da doğrudan etki edecek.


Mühdan Sağlam Kimdir?

Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda doktorasını yapmıştır. Enerji politikaları, ekonomi-politik, devlet-enerji şirketleri ilişkileri, Rus dış politikası ve enerji politikaları, Avrasya enerji politiği temel ilgi alanlarıdır. Gazprom’un Rusyası (2014, Siyasal Kitabevi) isimli kitabın yazarı olup, enerji ve ekonomi-politik eksenli yazıları mevcuttur. Barış için Akademisyenler “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisini imzaladığı için 7 Şubat 2017'de çıkan 686 sayılı KHK ile üniversiteden ihraç edilmiştir. 8 Kasım 2023'te Ankara İdare Mahkemesi kararıyla Mardin Artuklu Üniversitesi'ndeki görevine iade edilmiş, ancak 27 Şubat 2024'te İstinaf Mahkemesi kararıyla yeniden ihraç edilmiştir. 2017-2023 yılları arasında aralarında Gazete Duvar, Almonitor, Kısa Dalga ve Artı Gerçek'in de bulunduğu medya kuruluşlarında çalışmıştır.