RafDuvaR: Yeni çıkan kitaplar
Son günlerde yayımlanan, birbirinden farklı alanlarda dikkat çeken ve okurla buluşan kitapları derledik...
Revan
Abdullah Aren Çelik, 208 syf., Everest Yayınları, 2023.
“Tanrım! Dadaloğlu’yla atışacak sözler, yüzündeki yenilgiyi görecek gözler ver bana…”
Bir yanda Yaşar Kemal’in “Kürtlerin Homeros’u” diye andığı Evdal, diğer yanda fermanlara dağlarla kafa tutan Dadaloğlu; bir yanda Kozanoğlu isyanını bastırmak için Çukurova’da bulunan büyük Osmanlı birliği, bir yanda Avşar Türkmenleri... Ozanca söylenen her sözün yaban kaldığı, âşık atışmalarının cenk meydanlarına eğlence kılındığı bir zamanda, silahların gölgesinde sazıyla sözüyle karşı karşıya gelen iki büyük ozanın hikâyesi bu. Abdullah Aren Çelik, Vedat Türkali Edebiyat Ödülleri’nde “Jüri Özel Ödülü”ne değer bulunan Yediler Teknesi’nin ardından, Revan ile yeni bir yola koyuluyor, dostluğu ve aşkı sınayan büyük bir hesaplaşmanın izini sürüyor. Korkuyorum ama yalnızca ölümden değil, hayattan da korkuyorum. Yalnızlıktan, aşktan, âşıktan, yaşlılıktan, bir hayvandan, bir böcekten, senden, kendimden, yaşamaktan, yaşayamamaktan, yaşarken çürümekten, bir çiçekten bile korkuyorum. Korkuyorum çünkü yaşarken hayatın hakkını verememekten ödüm kopuyor.
Aç mısın Kuzum? Donatın Masaları - Yeşilçam'ın Duygu Yüklü Yemekleri ve İçecekleri
İlkay Kanık, 160 syf., Alfa Yayıncılık, 2023.
“Yeşilçam sinemasında karakterlerin yediği yemekler bu karakterlerin parçası olduğu durumun tasvirinde yönetmen için önemli bir malzeme sunar. Ekmek yoksulluğun, simit umudun simgesi olur. Yoksul ve onurlu olmak köylülükle ilişkilendirilirken, kuru fasulye, tarhana çorbası ve bulgur pilavı bu bağlantıyı güçlendirir. Kuzu çevirme, pirzola ise statü göstergesidir, ağaların veya şehir zenginlerinin sofralarında görülür. Tavuk, Yeşilçam’ın en sevilen yemeklerden biridir. Aynı zamanda iç göçün daimi istikameti olan İstanbul’un yerel ve sokak lezzetleri filmlerdeki aç karakterleri doyurur. İçmek ve toplumsal cinsiyet arasında güçlü bir bağ vardır. Alkollü içki tüketmek, özellikle de rakı, dostluğun, kardeşliğin, birlikteliğin işaretidir. Zengin ve tekinsiz erkek ve kadın karakterler viski şişelerinin önünde, arkasında ve yanında kadraja alınır. Fakirler zenginliğin tadını anlamak için viskinin tadına arada sırada da olsa bakarlar. Cumhuriyet tarihimizin içinden Yeşilçam’ı çıkarırsak çok eksik kalırız. Yeşilçam sinemasını tekrar tekrar düşündüğümüzde ve yeni tespitlerde bulunduğumuzda zenginleşiriz. Bu yüzden yıllardır bizi besleyen kültürel mirasımıza farklı açılardan bakmak ve hakkında düşünmek Cumhuriyet tarihimize borcumuzdur.”
Zenon
Marguerite Yourcenar, Çevirmen: Müntekim Ökmen, 384 syf., Kırmızı Kedi Yayınevi, 2023.
16. yüzyılda, Reform hareketiyle Katolik Kilisesi’nin karşı karşıya geldiği, engizisyon mahkemelerinin bütün acımasızlığıyla devam ettiği, siyasi çekişmelerin ve savaşların sürdüğü, bankerlerin büyük bir toplumsal güce ulaştığı Avrupa’nın ortasında, kendi özgür iradesinin peşinde bir adam Zenon; hekim, filozof ve simyacı. Marguerite Yourcenar’ın büyük romanı, Giordano Bruno, Paracelsus, Campanella, Leonardo da Vinci gibi gerçek tarihi kişiliklerden izler taşıyan Zenon karakteri üzerinden çalkantılarla dolu bir dönemi, insanın özgürlük ve aydınlanma arayışını olağanüstü zengin bir üslupla anlatıyor.
Yazarının kendi sözleriyle; “Zenon, varlığını inkâr etmediğimizde içimizde yavaş yavaş gelişen ve bize birtakım zorbalıklardan yakayı sıyırmak ve koşullar ne olursa olsun kendimiz olmak imkânı sunan ancak gelenek ve zorunluluk tarafından zedelenmiş, deforme edilmiş, neredeyse tanınmaz hale sokulmuş bu tuhaf özgürlüğü gözler önüne serme girişimidir.”
Geçmişten Günümüze Bebek
Nigar Nigar Alemdar, 464 syf., Kırmızı Kedi Yayınevi, 2023.
Geçmişten Günümüze Bebek – Sosyal Tarihimizden Sayfalar, kuruluşundan bugüne bir semt monografisi. Aslında semt monografisi tanımının sınırlarını genişleten, ilk bölümden son noktaya kadar “tanıklar”la bir sözlü tarih çalışması aynı zamanda.
Dördüncü kuşak Bebekli, Şair Nigâr’ın torunu Nigâr Nigâr Alemdar semtin en köklü ailelerinin fertlerinden en eski yapılarına, hatıralarda kalan semt esnafından bugün hâlâ hizmet veren müesseselerine, sadece semtin değil şehrin ve ülkenin dününü ve bugününü aydınlatmış eğitim kurumlarından semtin sakini olmuş yabancı konuklarına, fotoğraflarda kalan pastoral manzarasından değişen ve tuhaf biçimde büyüyen bir şehrin etkisiyle kültürü, geleneği aşındırılan bugünün Bebek’ine, dünden bugüne ve A’dan Z’ye bütün bir Bebek’i, “Bebekli”yi anlatıyor. Sadece dünden bugüne bir semtin değil, o günlerden bugüne değişen bir ülkenin panoramasını çiziyor.