RafDuvaR: Yeni çıkan kitaplar
Son günlerde yayımlanan, birbirinden farklı alanlarda dikkat çeken ve okurla buluşan kitapları derledik...
Çamur
Suat Derviş, 168 syf., İthaki Yayınları, 2024.
Suat Derviş, hayalden uzaklaşıp hakikate yöneldiği, toplumcu gerçekçi eserler vermeye başladığı süreçte kaleme almış Çamur’u. Bu Roman Olan Şeylerin Romanıdır ile İstanbul’un Bir Gecesi arasında yer alıyor kronolojik olarak. Ancak roman, yukarıdaki alıntıdan da anlaşılabileceği gibi Gotik döneminden de izler taşıyor.
Arkadaşlarının “Hortlak” adını taktıkları Osman’la tanışan Mehlika, bu neredeyse babası yaşında adamla evlendikten sonra kendisini bir türlü uyanamadığı, bazen de uyanmak istemediği bir kâbusun içinde buluyor. Osman’la birlikte hayatına giren alkol ve kokain, bu genç kadının ruhunu, bedenini, tüm benliğini etkisi altına alıyor. Fakat Suat Derviş, Mehlika’yı kurtarmak isteyen, toplumu, aileyi ve ahlakı sorgulayan bir Salih de ekliyor romanına. Mehlika’ya âşık olan Salih, başka bir dünyanın, başka bir düzenin hayalini kuruyor. “Bu hayat, içinde yuvarlandığınız… Çok güzel zannettiğiniz bu hayat bir bataktır, bir çamur batağı. Öyle bir çamur ki her an ayaklarınızın biraz daha gömüldüğünü, yapışkan sırnaşıklığı ile sizi biraz daha kirlettiğini göreceksiniz,” diyor sevdiği kadına.
Saadet Özen Dalkaya’ysa “Anılarımın Suat Derviş’i” başlıklı yazısında hem Çamur’dan hem de çocuk denecek yaşta Suat Derviş ve eserleriyle tanışmasından bahsediyor.
Sinbad’ın Gece Yolculukları
Gyula Krúdy, Çevirmen: Şaziye Çıkrıkcı, 200 syf., İthaki Yayınları, 2024.
Modern Macar edebiyatının en önemli kalemlerinden Gyula Krúdy’nin Binbir Gece Masalları’nın kahramanı Sindbad’ı başkahramanı yaptığı, hayal dünyasıyla hafızanın birleşimi denebilecek öykülerinde Sindbad aşk idealinin peşinde bir gezgindir. Melankolik bir şehvet düşkünü de olsa, baştan çıkardığı ve sevdiği kadınlar kendi arzusunun bir izdüşümü müdür yoksa kendisi mi o kadınların bir eseridir, bilinmez. Budapeşte’nin kalabalık sokaklarından, hiçbir şeyin değişmediği taşra kasabalarına kadar, bu gezgin Lothario gittiği her yerde eski aşklarıyla karşılaşır: Tuna kıyısında, bir zamanlar kur yaptığı pencerelerin altında, Eros ve Thanatos’un buluştuğu kiliselerde ve mezarlıklarda…
Yalanlar, kötülükler, her türlü döneklikler affedilir; ve aşk, uğruna sebat etmeye, ağlamaya ve yaşamaya değer tek şey olarak yeniden tasdik edilir. Yankılar ve çağrışımlarla dolu bu derin kitap, ölmekte olan Habsburg İmparatorluğu’na erotik bir ağıt.
Defneler Kesildi
Édouard Dujardin, Çevirmen: Gözde Koca, 104 syf., İthaki Yayınları, 2024.
İnsanın bir içdünyasının olduğunu ve bu dünyayı dolduran gürültülerin neler olduğunu 20. yüzyılın modernist edebiyat yapıtlarıyla öğrendik, ama öncüler 19. yüzyıldaydı; Daguerréotype fotoğraf için neydiyse James Joyce için de Édouard Dujardin öyleydi. Sembolist edebiyatın bu önemli ismi, 1887’de küçük bir dergide 25 yaşındayken yayımlattığı Defneler Kesildi metninde sessiz sedasız bu gürültüyü yakalamıştı, James Joyce ve çağdaşlarına kalan ise bu tekniğin etkisini kuvvetlendirip okura gümbür gümbür modern insanın aklını açması olacaktı.
Bir yıldıza tutulan genç bir adamın kafasının içinde altı saat boyunca olagelenlerin titiz bir anlatımı gözler önüne seriliyor Defneler Kesildi’de. Bir opera sanatçısının şarkısının sözleri eşliğinde başlayan bu aşkın insana yaşattıklarının, düşündürttüklerinin, hayattaki her şeyi nasıl bastırdığının ve kaptırıp nerelere kadar yönelttiğinin öyküsü ortaya çıkıyor. Aşkla sanatın kesiştiği bir minör mucize…
Her Şeye Rağmen Gülmek - Mizahın Felsefesi Üzerine
Yves Bossart, Çevirmen: Gülsen Yüksel, 88 syf., İletişim Yayınları, 2024.
Mizah hem içinde yaşadığımız dünyayla hem kendimizle aramıza mesafe koymamızı ve fikirlerimizi sorgulamamızı sağlar. Fanatizme karşı güçlü bir silah olmakla kalmaz, özgür düşüncenin gelişimi için de vazgeçilmez önkoşuldur. Felsefeci Yves Bossart Her Şeye Rağmen Gülmek’te okuru mizahın düşünce dünyasında zihin açıcı bir keşif yolculuğuna çıkarıyor. Neden ve neye güleriz? Güldüğümüzde vücudumuzda ve ruhumuzda neler olur? Komiklik zevkten zevke değişir mi? Mizahın etik sınırları var mıdır? Her şeye rağmen gülmek ne demektir? Bu ve benzeri sorulara cevap arayan yazar, gülmenin hayatımızdaki yerini ve değerini anlamak isteyen okura yol gösterici bir rehber sunuyor.
“Komiklik, şaka ve espri, çoğu zaman ölçüyü kaçırmanın oyuncu halleridir. Sağlıklı zihnin ve terbiyenin kuralları bir anlığına rafa kaldırılır, ki bu rahatlatıcı ve özgürleştiricidir.”