RafDuvaR: Yeni çıkan kitaplar
Son günlerde yayımlanan, birbirinden farklı alanlarda dikkat çeken ve okurla buluşan kitapları derledik...
Tavşan
Mona Awad, Çevirmen: Sinem Akyol, 344 syf., İthaki Yayınları, 2024.
Samantha Heather Mackey, New England’daki Warren Üniversitesi’nin seçkin yüksek lisans programına katılan en aykırı tipti. Karanlık hayal gücünün arkadaşlığını çoğu insanınkine tercih eden burslu öğrenci Samantha, yazarlık sınıfının diğer dört üyesi olan, birbirlerine “Tavşan” diyen ve aynı şekilde hareket edip konuşan, havalı ve zengin kız grubu tarafından tamamen dışlanıyordu.
Ancak Samantha, Tavşanların efsanevi Müstehcen Salon’una davet edildiğini söyleyen bir kart aldığında her şey değişecekti. Tavşanların ürkütücü ama bir o kadar da kutsal dünyasının derinliklerine dalıp, canavarca yaratımlarını ortaya çıkardıkları ayinsel Atölye’ye katıldığı zaman gerçekliğin sınırları belirsizleşecekti. Samantha çok geçmeden kendisini karşı konulmaz ve tehlikeli bir dünyanın içinde bulacaktı.
İnsan Kurdu
Tarık Dursun K., 160 syf., İthaki Yayınları, 2024.
“Nikâh işini cumaya kadar sürdürmedi İbram Usta. Bir yerlerden bulmuş buluşturmuş, bir hoca aldı geldi. Perşembe gecesi, bir patırtı gürültü, Ali’yle Zeynep’in nikâhları kıyıldı. Sabahtan şantiyeden getirdiği kirli çıkısı ile yerleştiği arka odaya ikisini gerdeklediler. Onlar içerdeyken, Gülizar’la erkekler dereler gibi şarap içip sabaha kadar şarkı, türkü çağırdılar. Sonra sesleri kesildi. Yerini şıp şıp yağmur aldı. Gelin odasındaki ışık da söndü. Koyu bir karanlık dünyayı tuttu.”
Çalışmak için kasabaya gelen Ali, yörenin namlı fahişesi Gülizar’ın kızı Zeynep’e âşık olur. Gülizar, kızına kısmet çıkmasına, hem de bu kısmetin, yakışıklı ve tertemiz bir genç adam olmasına sevinir. Şükürler olsun, kızı kendisi gibi bir seks işçisi olmayacak, evlenip barklanacaktır. Hatta bu evliliği fırsat bilir, kenardaki birikmişini alır, müstakbel damadına verir. Artık fahişeliği bırakacaktır; Ali çalışsın, kızına da kendisine de baksındır. Peki, kasabalılar buna, onların mutlu olmasına izin verecek midir? Hele ki Gülizar’ın müşterileri, âşıkları… Gülizar ve Zeynep’i, ama en çok da evin erkeği Ali’yi çok zor günler beklemektedir.
Beni Öldürmeyen Şey
Gizem Bilkay, 58 syf., Epona Kitap, 2024.
“Dağılan dünyanın şiir yoluyla inşası mümkün müdür? Gizem Bilkay, bunun mümkün olduğunu söylüyor bize. Hayatın kırılgan yanlarıyla hesaplaşırken içine kapanmıyor; hem yüzleşiyor hem de kıvrak dizeleri bizi bizle yüzleştiriyor. Bugünün şiirinin bugünün dünyasıyla teması. Ama teğet geçmeyen, dokunmakla yetinmeyen, içe işleyen bir temas bu: Sıkı Temas!
Bir ilk kitap demek yeterli değil “Beni Öldürmeyen Şey” için. İlk zirve daha çok yakışıyor. Kırk zarım olsa kırkını da atardım.”
Altay Öktem
Aydınlık Oda - Fotoğraf Üstüne Not
Roland Barthes, Çevirmen: Mehmet Rifat , Sema Rifat, 120 syf., Yapı Kredi Yayınları, 2024.
Aydınlık Oda kitabında Roland Barthes bireysel bir serüvenin anlatısını (“romanını”) yazıya geçirmekte, annesinin ölümü ile Fotoğrafın özü arasındaki bağı araştırmakta, Fotoğrafın, “olup bitmiş”in apaçık gerçekliğini yansıttığını dile getirmekte.
Fotoğrafın gerçekleştirilmesi ve “okunması”na ilişkin olarak Operator, Spectator, Spectrum, Studium, Punctum, Noema, vb. kavramları kullanırken her fotoğrafın, bir serüvenin (“başa gelenin”), bir sevincin, bir üzüntünün (bir “yara”nın) ortamı olduğunu belirtir. Bu anlatısal serüvende Barthes, kişilerin yüzlerini, bakışlarındaki “hava”yı, kısacası Spectator’u (fotoğrafı okuyan kişiyi) “yaralayan”, onu “delip geçen” noktaları (Punctum) ortaya çıkarır.
İkinci Bölüm ağırlıklı olarak, Yitirilmiş Anne’nin çocukluk fotoğrafı üzerinden gelişir. Hayatı boyunca birlikte yaşadığı annesinin gerçek yüzünü, davranış özelliklerini, sevecenliğini, nezaketini bir tek onun çocukluk fotoğrafında (Kış Bahçesi Fotoğrafı) yakalar Barthes.