RafDuvaR: Yeni çıkan kitaplar
Son günlerde yayımlanan, birbirinden farklı alanlarda dikkat çeken ve okurla buluşan kitapları derledik...
Benim Güzel Uzay Gemim
Filiz Özdem, 24 syf., Yapı Kredi Yayınları, 2024.
Gelin bir uzay yolculuğuna çıkalım,
gezegen gezegen dolaşalım.
Uzay kaplumbağasına el sallayıp
uzay fillerinden, uzay aslanlarından kaçalım!
Dede uzay masalları anlatsın torununa,
biz gökteki takımyıldızları keşfe çıkalım…
Filiz Özdem’in yazdığı bu merak uyandıran uzay hikâyesini Eren Caner Polat resimledi.
Bestesiz Güfteler – Şarkılardan “Klasik”liğe: XIX. Yüzyıl Matbu Güfte Mecmuaları (1852-1905)
Cem Behar, 272 syf., Yapı Kredi Yayınları, 2024.
Müziğin sözlerini kişisel bir deftere not etme geleneği Osmanlı ile başlamış da değildir, bu âdet çok daha eskidir. Osmanlı’ya veya Şark musıkilerine mahsus da değildir. Yüzyıllar boyunca müziğin eğitim, icra ve intikalinde yazılı malzeme olarak sadece güfte mecmuaları kullanıldı. Talebe üstaddan meşk ettiği eserin güftesini mecmuasına yazardı; hânende ise geçmiş olduğu eserlerin güftesini elindeki mecmuada arar, bulur, eserin müziğini hatırlar ve icra ederdi. Güfte mecmuaları hiçbir zaman geleneksel meşk yöntemine bir alternatif telâkki edilmedi, aksine ona bir yardımcı olarak görüldü.”
Bestesiz Güfteler’de her biri sadece basit bir “şarkı sözü” derlemesi olmakla kalmayıp aynı zamanda Osmanlı kültür ve musıki tarihine dair bir belge niteliği de taşıyan matbu (dindışı) “Güfte Mecmuaları”nı inceliyor Cem Behar. Giriş bölümünde elyazması güfte mecmualarına değinse de, çalışmasını aslen ilk matbu güfte mecmuası olan 1852 tarihli Mecmua-yı Şarkı’yla başlatıp 1905 tarihli Gülzâr-ı Musıki’yle bitiriyor. Böylece, “modernleşme” adı verilen sosyal ve kültürel sürecin on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısının İstanbul’unda Osmanlı/Türk musıkisi üstüne bıraktığı izleri kısmen görme imkânı sunuyor.
Yusyuvarlak Bir Kare
Elif Erdoğan, 32 syf., Yapı Kredi Yayınları, 2024.
Sakar mı sakar bir kare düşünün.
Düşe kalka şekli değişmiş, köşeleri törpülenmiş, yusyuvarlak olmuş.
Ama kare bu durumdan hiç hoşnut değilmiş, eski haline dönmek istiyormuş.
Eşitlik Tutkusu
Florent Guenard, Çevirmen: Zehra Cunillera, 272 syf., Metis Yayınları, 2024.
Modern toplumlar eşitliği temel değerlerden biri olarak kabul ediyor. Nitekim günümüzde kimlik etrafındaki ayrımcılıklara karşı eşitlik mücadelesi gün geçtikçe güçleniyor. Buna karşılık maddi eşitlik mücadelesi güç kaybetti ve bu alandaki eşitsizlikler derinleşiyor. Bu paradoksu nasıl anlamalı? Eşitlik arzumuz adaletsizlikten rahatsız olmayacak kadar zayıfladı mı yoksa?
Florent Guénard eşitlik ile kurulan ruhsal ilişkinin karmaşık olduğunu gösteriyor. Yazara göre eşitlikçi toplumlarda eşitlik, hem bireyler arasındaki ilişkiyi yapılandırdığı hem de her bireyin kendini değerlendirmesi için bir kıstas oluşturduğu için başlı başına bir değer olarak benimseniyor. Modern ve eşitsiz toplumlarda ise bu tutku ortadan kalkmıyor ama kılık değiştiriyor: Herkes kendisi için eşitlik ister bir hale geliyor, çünkü modern hayatta onur duygumuz yaşam düzeyleriyle ilgili kıyaslamalardan etkileniyor. Maddi koşulların eşitsizliği özsaygımızı yaralayabiliyor. Kuşkusuz buna tepki olarak gelişen duyguların da bugünkü toplumsal isteklerimizi önemli ölçüde açıkladığı görülüyor. Gelirde ve mirasta eşitsizliğin azaltılması bugün artık sadece siyasi bir seçenek değil, tarihsel bir zorunluluk haline geldi.