RafDuvaR: Yeni çıkan kitaplar
Son günlerde yayımlanan, birbirinden farklı alanlarda dikkat çeken ve okurla buluşan kitapları derledik...
Hatırlayış
Hugh Conway, Çevirmen: Leyla Esen, 192 syf., İthaki Yayınları, 2024.
19. yüzyıl polisiye edebiyatının önemli isimlerinden ve sıklıkla Wilkie Collins’le karşılaştırılan Hugh Conway’in en ünlü eseri Hatırlayış 1883’te yayımlandığında 350 bin kopyadan fazla satarak büyük bir başarı elde etti ve ertesi yıl tiyatroya uyarlandı. Tecrübeli dedektifler yerine sıradan insanların cinayeti açıklığa kavuşturdukları eserlerin ilk örneklerinden olan Hatırlayış aynı zamanda romantik bir polisiye.
Gilbert Vaughan kör bir adamdır ve bir akşam arkadaşının evi yerine yanlış bir eve girer. Evin içinden gelen çığlıklar ve gürültülerden sonra evden kaçmak isterken kıskıvrak yakalanır ama kör olduğunu anlayan katiller adamın gitmesine izin verirler. Yıllar sonra görme yetisini kazandığında bir kadınla tanışıp ona âşık olan Gilbert, kadının o melun geceyle çok acı bir bağlantısı olduğunu öğrenecek ve cinayetin ardındaki sırrı açığa çıkarmak için kolları sıvayacaktır.
İyi Yerliler
Stephen Graham Jones, Çevirmen: Uğur Gülsün, 304 syf., İthaki Yayınları, 2024.
Korku edebiyatının postmodern yazarı Stephen Graham Jones son zamanların yükselen yıldızlarından biri. Paul Tremblay, Grady Hendrix, Joe Hill ve Victor LaValle gibi isimlerle birlikte yeni nesil korku edebiyatının bayrak taşıyıcılarından olan Jones’un en ünlü eseri İyi Yerliler intikam, kültürel kimlik ve gelenekten kopuş gibi temaları işleyen karanlık bir roman.
Ricky, Gabe, Lewis ve Cassidy kökenlerine bağlı, toplum tarafından dışlanmış ve doğanın uçsuz bucaksız genişliğinde kapana kısılmış dört Amerikan yerlisi. Bu dört adam on yıl önce gittikleri geyik avında yaşadıklarını herkesten saklamaya çalışsa da şimdi sevdiklerinin suretine bürünen ve hayatlarına, evlerine dadanan bir ruhla karşı karşıyalar.
İyi Yerliler doğanın belki de hiç şansı olmayan kayıp bir nesilden aldığı intikamı anlatıyor. Onları dışlayan bir toplumun sınırlarında kendi şeytanlarıyla savaşmak zorunda kalan bir nesilden.
Memoria
Şebnem İşigüzel, 936 syf., Everest Yayınları, 2024.
“Herkes hikâyesini en başından anlatmalı, yoksa anlaşılmaz.”
Beş yaşında bir çocuk günün birinde Karılar Tekkesi’ne emanet edilir. Sorun şu ki çocuk erkektir. Ancak hikâye bununla başlamaz. Öncesi vardır: bitik bir imparatorluk, işgal, savaş, gezginler, erotik maceralar, kabadayılar, mezarlık, ölüler, diriler, tekke karıları, eli kulağında Cumhuriyet... Tekkeleri kapatılmasın da evsiz kalmasınlar diye Mustafa Kemal Paşa’yı ikna etmeye çalışan tekke karılarının mücadelesiyle devam eder hikâye. Ancak böyle bitmez. Devamı vardır: Cumhuriyet, Ankara, Florya, Savarona, Dolmabahçe, sürgüne gönderilen halife, Nişantaşı, Teneke Mahallesi, Arnavutların konağı ve yine Mustafa Kemal Paşa.
Yüzyılın sonu gelmez hikâyesini hatıraların gizemli mihmandarından “şimdi” dinlediğimizde bir çırpıda bitecek. Ne de olsa geçmiş bizi gelecekte bekliyor.
Şebnem İşigüzel’in kaleminden dünün, bugünün, yüzyılın romanı Memoria.
Başımıza gelmeyen kalmazdı. Neden? Çünkü dünya, yüz yıl önce tam da buradan yırtıldı da ondan. Koskoca imparatorluk, çökerken peşinden dünyayı sürükledi. Bu yüzden de başımıza gelmeyen kalmıyordu.
Dediklerimi anlıyor musun? Bu, sadece bu toprakların hikâyesi değil. Dünyanın hikâyesi.
Mezar Kazanlar
William Faulkner, Çevirmen: Ünal Aytür, 224 syf., Yapı Kredi Yayınları, 2024.
Mezar Kazanlar Faulkner’ın II. Dünya Savaşı sonrasında, 1949’da Nobel Ödülü’nü kazanmasından önce yayımlanan ilk romanı.
Roman, bir yanıyla Faulkner’ın okurla Ağustos Işığı’nda tanıştırdığı ve maceralarını İki Hamlede Zafer’de sürdürdüğü, Öldürmeyeceksin ilkesinin, Kardeş kardeşi öldürmemeli’ye, ardından da Hiç kimseyi öldürmeyeceksin’e dönüşmesi gerektiğini düşünen, iyi eğitimli, orta yaşlı savcı Gavin Stevens’ın başta gönülsüzce yürüttüğü iki cinayet soruşturmasına odaklanıyor. Diğer yandan, savcı Stevens’la birlikte 16 yaşındaki yeğeni “Chick”in dünü ve bugününü bir araya getiren anlatımıyla okuduğumuz roman, hem yeğenin büyüme, dayıya ve diğer yetişkinlere kendini ispat hikâyesi hem de Faulkner’ın kökleşmiş meseleleri çözüme kavuşturmak için neden orta yaşlı erkeklere değil de, kadınlara ve gençlere başvurmamız gerektiğine ilişkin incelikli uyarısı niteliğinde.
Siyahi bir “olağan şüpheli”ye yönelik linç-adalet gelgitindeki Mezar Kazanlar, Faulkner’ın kadim konusu Güney-Kuzey üzerinden ABD’nin ırk ayrımcılığı kadar, ayrımcılığın geçmişi ve günceliyle de yüzleşmenin romanı.