RafDuvaR: Yeni çıkan kitaplar
Son günlerde yayımlanan, birbirinden farklı alanlarda dikkat çeken ve okurla buluşan kitapları derledik...
Miso Çorbasında
Ryu Murakami, Çevirmen: Hüseyin Can Erkin, 192 syf., İthaki Yayınları, 2024.
Ryu Murakami, savaş sonrası Tokyo’sunun neon parlaklığındaki gecelerinin karanlık köşelerini gösteren şiddetli eserleriyle, modern Japon edebiyatının en önemli isimlerinden. Daha önce Yok Yere ve Gecenin Dibi adlarıyla yayımlanmış başyapıtı Miso Çorbasında romanında, Tokyo’nun seksi gece hayatını ziyarete gelen yabancılara eşlik eden genç bir rehberin hayatının en özel müşterisiyle karşılaşmasının hikâyesini anlatıyor.
1990’larda AIDS endişesinin tedirgin ettiği Kabukiço gece kulüplerinde, dışlanabilecek yabancılara rehberlik yapmayı seçen genç Kenci, 29 Aralık günü oldukça garip bir müşteriyle buluşur: Durmadan gülümseyen ama hoşuna gitmediği bir şeyle karşılaştığında donakalan Amerikalı Frank’le birlikte, felekten bir gece için dolaşmaya koyulurlar. Buluşma barları, gözetleme evleri derken, beyzbolun ortak çocukluk tutkuları olduğunu anladıklarında, geceyi sabaha kadar açık bir oyun sahasında bitirirler. Ertesi gün tekrar buluştuklarında yeni yıl çanlarına kadar yaşananlar, Kenci için de okurlar için de beklenmedik ölçüde sarsıcı olacaktır.
Miso Çorbasında, ekonomik kalkınmanın karanlık yüzü toplumsal çürümeden mustarip Japonya’yı da eleştiren, Amerikan usulü psikopatiyle özel bir karşılaşma.
Yanan Krom
William Gibson, Çevirmen: Sanem Erdem, 232 syf., İthaki Yayınları, 2024.
“Teknoloji ile toplum ilişkisini Gibson’dan daha iyi anlatan biri yok.” –Iain M. Banks
“William Gibson, bilimkurgu türünün en etkileyici yazarlarından biri. Her eserinde teknoloji ve onun insan hayatı üzerindeki karanlık etkilerini olağanüstü bir içgörüyle aktarıyor.” –Margaret Atwood
“HAVA ÇOK SICAKTI, KROM’U YAKTIĞIMIZ GECE.”
William Gibson, adını bilimkurgu tarihine neon harflerle yazdırmış, siberpunk türünü âdeta tek başına var etmiş bir yazar. Neuromancer’ın öncesini anlatan öykülerin de bulunduğu Yanan Krom ise Gibson’ın romanları kadar güçlü bir öykü kitabı.
Birbirinden farklı siber dünyaların kesiştiği, kitaba adını da veren “Yanan Krom” öyküsü iki bilgisayar korsanının siberuzayda büyük bir soygun gerçekleştirme çabasını, “Johnny Mnemonik” hafızasında büyük miktarda veri taşıyan bir veri taşıyıcısının hayatta kalma mücadelesini, “Gernsback Sürekliliği” gelecekteki ütopyaların halihazırdaki topluma olan etkilerini, “New Rose Oteli” ise bir şirket tarafından ele geçirilmiş bir geleceği anlatıyor.
“İç Bölgeler” uzayda kaybolmuş bir geminin mürettebatının yaşadıklarına odaklanırken “Hologram Bir Gülden Parçalar” bir adamın kaybolmuş bir aşkın ve onun holografik hatıralarının peşine düşmesini konu alıyor. “Kış Pazarı” ise gelecekteki bir dünyada, farklı gerçekliklerden gelen fantastik nesnelerin satıldığı bir pazarda geçiyor. Ayrıca William Gibson’ın John Shirley, Michael Swanwick ve Bruce Sterling’le birlikte yazdığı üç öykü daha bu kitapta kendine yer buluyor.
Yanan Krom, neon ışıklarıyla körleşen bir geleceğin tablosu.
Bruce Sterling’in önsözüyle
Ferdydurke
Witold Gombrowicz, Çevirmen: Osman Fırat Baş, 280 syf., Yapı Kredi Yayınları, 2024.
Romanın başkarakteri, otuz yaşındaki Yujo kaderin bir cilvesiyle yeniden öğrenciliğe döner. Okuldayken ve okul dışında, kendisini baskı altında tutan normlardan ve teamüllerden kurtarıp özgürleştirebilecek tek çözüm yolu olarak gördüğü “uygun biçim arayışı”na dair takıntısını besler ve büyütür. Sonunda, saflığından kurtulmak için tüm çabalamalarına karşın yenilgiye uğrar ve “saf”lığını korur.
Witold Gombrowicz’in 1937’de yayımlanan ilk romanı Ferdydurke, “sonsuz olgunlaşmamışlık üstüne bir tez”in roman biçiminde anlatımıdır.
Yüzyılımızın en büyük roman yazarlarından biri.
Milan Kundera
Kültürel yalanların acımasız avcısı.
Bruno Schulz
Küçük Kardeşim
Jean-Louis Fournier, Çevirmen: Hazel Bilgen, 144 syf., Yapı Kredi Yayınları, 2024.
Birbirinden tamamen farklı iki erkek kardeş.
Büyüğü çapkın, geveze, özgüvenli, tembel, sözcüklere âşık Jean-Louis.
Küçüğü çekingen, ketum, utangaç, sınıf birincisi, sayılara tutkun Yves-Marie.
Zıt karakterlerine karşın, birbirine son derece bağlı bu iki kardeşin Arras kentinde geçen yer yer mizahi, yer yer hüzünlü hikâyesi.
“Küçük Kardeşim” Fournier’nin büyük aile anlatısının –şimdilik– son halkası. Yitirilen bir kardeşin hatırasına yazılmış veda sözcükleri.
“Kardeşim bir ses olsa, gülümseyen bir sessizlik olurdu herhalde.”